Giysiler Çeviri İspanyolca
1,298 parallel translation
Ona yeni giysiler, yeni çantalar aldı.
- Se compró ropa, maletas nuevas.
Kendi kendime şöyle derim : "Beyaz giysiler giymiş insanlar topları filenin üstünden atmaya devam ettikleri sürece gerçek anlamda çok kötü bir şey olmaz."
Mientras existan jóvenes vestidos de blanco intercambiando pelotas sobre una red, nada grave puede suceder.
Modada kadın ve erkek arasındaki fark şu : Kadınlar kendileri ve diğer kadınlar için giysiler tasarlarlar.
La diferencia entre los hombres y las mujeres de la moda es... las mujeres hacen ropa para ellas y para otras mujeres.
Yeni hükümetin çalışanları için giysiler dikmeye başladım.
Empecé a hacer ropa para los oficiales del nuevo gobierno.
Yüz, giysiler ve akıl.
De rostro, de atuendo, de mente.
Eski moda giysiler tekrar moda olmayacaksa istemem.
Bueno, no si los pantalones con tirantes se ponen de moda otra vez.
Giysiler ve şahsi eşyalar.
Ropa y artículos personales.
Bundan böyle hazır giysiler var.
De ahora en adelante es de lavar y poner.
Giysiler seçildi.
Y decidir sobre el atuendo.
Perşembe günü, 20 Ocak'ta birkaç çocuk Flank Koyu'ndaymış ve bir çanta, bazı giysiler ve bir cüzdan bulmuşlar.
Un jueves, el 20 de junio unos niños caminaban por Flank's Cove y encontraron una bolsa, algo de ropa y una cartera.
Burada senin için kuru giysiler var.
te he traído ropa.
Ben duşa giriyorum. Sabahtan beri aynı giysiler üzerimde.
Voy a ducharme, llevo todo el día con esto puesto.
Sen ve bebek için yeni giysiler getirteceğim onlara.
Haré que os traigan ropa limpia al bebé y a ti.
Böyle giysiler giymesine izin vermiyorum.
Yo no le permitiré vestir así.
Bir olta, havuz kepçesi ve bu giysiler.
Caña, taco de billar, ropa.
Aynı saç. Aynı giysiler.
El mismo pelo, las mismas ropas.
O hâlde çekici giysiler giymeyen birini arıyoruz.
Entonces estamos buscando a una persona que no vestía para impresionar.
Ona temiz giysiler getirdim.
Le traje ropa limpia.
Met'deki tarihi giysiler sergisine iki biletim var.
Porque tengo una entrada extra para la exhibición de ropas históricas en el museo.
Onları bulduğumuzda bir çeşit biyomekanik giysiler giyiyorlardı.
Cuando los encontramos llevaban puesto un tipo de traje biomecánico.
Git, düzgün giysiler al ve gelip bana çalış.
Madura, tienes que vestir decentemente y trabajar para mi.
Dar giysiler ve makyajın onun gerçek kişiliğiyle bir ilgisi yoktur.
La ropa ajustada y el maquillaje no dicen nada de quién es ella.
Giysiler için birazdan geri geleceğiz.
Lo... lo siento. En seguida volvemos a por la ropa.
Çünkü kral olmak ister. Güzel giysiler ister, en iyi atı ve insanların onu alkışlamasını ister. Sarayda saygı görmek ister.
Como es una fiera quiere ser rey,..... quiere llevar buena ropa, quiere que el pueblo le aplauda,..... respeto en la corte, en suma, quiere poder.
Sonra sana temiz giysiler verelim.
Cuando termines, te daremos ropa limpia.
Burası, şu garsonların giysiler giydiği yerlerden biri değil mi?
¿ No es este uno de esos lugares con camareros vestidos?
Giysiler Paisano kokuyor.
Tu ropa huele a Paisano's.
Bu giysiler.
Estas ropas.
Bu sabah, sıcak suyla yıkanıp temiz giysiler giydim.
Esta mañana me di un baño caliente y me puse ropa limpia.
Hala tıraş bile olmadan, güzel cici bici giysiler giymeden böyle bomboş bir odada nasıl da ölüme gittiğime inanamıyorum.
No puedo creer que morriré en una habitación vacía, barbudo y llevando ropas sudadas.
Parasıyla bile ısınamazsınız ancak bu giysiler sizi ısıtır.
No tengo calefacción, pero esta ropa te mantendrá caliente.
Şu mağazada güzel giysiler var.
Ahí hay una tienda con vestidos lindos.
Size yeni giysiler hediye etmek istedi.
Desea regalarles ropas nuevas.
Tanrım, bu giysiler bir ton çekiyor.
Dios, estos trajes pesan una tonelada.
Giysiler ; hızla değiştirelim
Cambien de ropa, rápido.
Şikayetinizde "erkek personeli tahrik edecek şekilde giysiler giydiğini" belirttiniz.
Dijo : "Viene vestida para... excitar a los hombres".
Video kayıtlarında gördüğümüz her kim ise, üstündeki giysiler etrafa atılmış.
Sea quien haya aparecido en la cámara, sus ropas están esparcidas por el suelo.
Ya da kenevir ürünlerini kullanmaya başlamak ya da gardırobuma batik giysiler koymak için. Dawson The Dead deneyimli yaşamak için bir fenomendi.
Si se hubiese quedado, y por el camino que iba me hubiese pasado por encima, mamá.
Senatör, yeni giysiler ister misiniz?
Senador, ¿ quiere ropa limpia?
- Sebebi giysiler sanıyor.
- Cree que es la ropa.
Ve sizler de güzel giysiler içinde güzel kokular sürünmüş, aşağılık katillersiniz.
Sois una banda de asesinos vestidos de elegantes, olorosos trajecillos.
- Acaba FBI bugünlerde bu giysiler için ne kadar para ödüyordur?
¿ Cuánto cobrará el fbi por podar las matas?
Özel giysiler yapılıyormuş, fakat babamın dediğine göre çok pahalıymış.
Me los tienen que hacer a la medida y papá dice que es muy caro.
Ceset mi? Hayır, sadece gameboy, piller, yiyecek, giysiler...
No, sólo la Gameboy, pilas, comida, ropa...
Ve yarın bana sivil giysiler al.
Y mañana, comprarme ropa de civil.
Siyah giysiler seni ciddi ve kurnaz gösterir.
Trajes negros te hacen ver mas listo.
Giysiler.
Y ropa también.
Kahvaltını bitir de bana yeni giysiler alalım.
Tengo que vestirme.
Bu giysiler 200 papele patladı.
Es ropa de marca.
Kalın giysiler.
Bien.
- Giysiler?
¿ La ropa?