Gut Çeviri İspanyolca
307 parallel translation
- Şu kötü gut!
- ¡ Esta terrible gota!
Valinin başka bir gut atağı başladı.
El Gobernador tuvo otro ataque de gota.
Şarabın gut hastalığım için iyi olmadığını söylediler.
- Dicen que el oporto es malo para mí.
"Verhungern? Hier riecht's gut!"
¡ Algo huele bien!
Hatta gut hastalığım şu anda çok daha iyi.
Y lo que es más, querida, creo que mi gota está mejorando mucho.
Gut hastalığından.
De gota.
Bilgiler, asla sıkıcı değildir, benim şu berbat gut hastalığım dışında.
Los hechos nunca son aburridos, excepto mimaldita gota.
- Bu berbat gut hastalığı.
Esta gota abominable.
Ama babamda ağır bir gut yaptı.
Pero por el vino mi padre sufre de gota.
Hayatım boyunca havyar yiyip şampanya içtim ama orduda gut hastası oldum.
Me he pasado la vida con caviar y champán. Y ahora en el ejército sufro un ataque de gota que a su vez me salva la vida.
Öyle bir gurme ki gut hastalığı bile var.
Un gourmet tan refinado que hasta tiene gota.
Şu gut hastası, çirkin moruk mu?
¿ Ese viejo asqueroso con gota?
Ben oldukça iyi ısındım.
Gut nacht. Ich bin warm angezogen.
Doktor, gut dedi!
El médico dice : ¡ gota!
Ben de, hayır doktor, bu gut değil, bu yıllar... benim ihtiyarlığım dedim.
Le digo, no doctor, esto no es gota, son mis años... mi edad.
Dondurmacı olanı değil, ağabeyini... Laborec'te ormanda çalışanı... Gut yüzünden elleri büküldü.
No el vendedor de helados, sino su hermano - el que trabajaba en Laborec, en el bosque la gota le dobló las manos...
Gut, böbrek taşları.
gota, cálculos...
Amcam yapmış. Gut hastalığından öldü kendisi.
Lo ha hecho mi tío, murió de gota.
Hayır, bunun gut olduğuna inanmıyorum, daha çok romatizma gibi.
No... ; esto no es gota. Más bien parece reuma... ¿ Qué hora es ya?
Gut hastalığı.
Artritis.
22 günlük. Ölüm sebebi ; gut hastalığı.
Edad, 22 días, por epilepsia.
Tapınağa benim için küçük bir heykel koyacaklar insanlar yağmur yağdırmam ya da babalarının gut hastalığını iyileştirmem için bana adaklar adayacaklar.
Pondrán una pequeña estatua mía en el templo y la gente llevará ofrendas para pedirme la lluvia o cure la gota de sus padres.
Söylesene Livia, Palmyra'da olsa bile, eğer ben tanrıysam gut hastalığını nasıl iyileştirebilirim?
Dime, Livia, si soy un dios, aún en Palmira ¿ cómo hago para curar la gota?
- Böyle mi?
- ¿ Así? - ¡ Gut!
ve çekiyorsun, düğümlüyorsun.
¡ Y empuja, haz un nudo, gut!
İltihaplı gut hastalığından muzdarip Hayatının büyük bir kısmını Dorinkortta geçiriyor.
Al abuelo de su hijo, el Lord, le desagrada Londres, es victima de gota, y pretende vivir, la mayor parte del tiempo en Darcord
Gut hastasıyım ben çocuğun uygun giyinmesini sağlamalıyım
Sufro de gota Veo que no esta debidamente vestido
Gut hastalığım düzeldi
Mi gota ha mejorado
Dedemin ayağında gut vardı ve bu onu sinirlendiriyordu şimdi daha iyi.
El problema de mi abuelo con su pie lo ponia gruñon pero ahora ya esta mucho mejor
Tamam. Hepsini hazırlayacağım.
Sehr gut. lch bereite alles vor wie versprochen.
Onyedi dili acayip şekilde konuşur, ve gut hastalığı vardır.
Habla mal siete lenguas, y padece gota.
Bende hem gut hem böbrek var!
¡ Yo, de gota y de los riñones!
Ayrıca, gut hastalığı var.
Además, ahora mismo, tiene un poco de gota. Es su maldición.
Ah, gut hastasıyım ben!
¡ EI dedo!
Diyordum ki şu lanet olası gut hastalığı canıma okuyor!
Decía que esta gota me hace sufrir como un condenado.
- "Gut altındır".
La gota es oro.
- Gut altındır.
La gota es oro.
Gut altındır.
La gota es oro.
Alman Marsizmi gut olmuş yaşlı bir adamdan korkuyor.
Por desgracia, no siempre tengo éxito. El marxismo alemán es un viejo con gota que le teme al aire fresco.
Etkimizi kullanacağız, hey, Gut?
Tenemos influencias, ¿ verdad?
- Çok güzel.
- Ah, das ist gut.
Çoğu insanın bazı uyarılarda bulunduğunu biliyorsun erken yaşlılık, faranjit, gut yıllarca yatalak kalma...
La mayoría de la gente advierte. Senilidad prematura, el corazón, gota... postrado en cama por años.
Siz, efendim. Çok iyiydiniz.
du bist sehr gut. ( Es Ud. bueno )
Baş veya gut, Mike?
Cabeza o tripa, Mike?
Sadece gut.
Por aquí, señoras y caballeros.
İyi mi?
- ¿ Das ist gut?
Evet, çok iyi.
- Sehr gut.
- Benim gut hastalığım var.
- Tengo gota.
İmparator Tiberius, gut hastalığının tedavisi için buraya gelirmiş.
El emperador Tiberio vino a curarse de la gota.
Sophia Loren de mi gut hastasıymış?
¿ Sophia Loren tiene la gota?
sehr gut, junge! Çok iyi, baylar.
Muy bien, chicos.