Göndereceğim Çeviri İspanyolca
2,637 parallel translation
" Onlara büyük ve heybetli efendimizin gelişinden önce Elijah peygamberi göndereceğim.
" Le enviaré a Elías el profeta antes de la llegada del gran y terrible día del señor.
- Eşyalarını açmaları için hizmetkâr göndereceğim.
Gracias a Su Eminencia. Voy a enviar funcionarios a desempacar sus pertenencias.
Yakında seni Orvieto'daki kardeşine göndereceğim.
Te enviaré con tu hermano a Orvieto.
En iyi adamları göndereceğim. Başkanı görebildin mi?
Pondré a mi mejor gente en esto. ¿ Conseguiste ver al Presidente?
Bu görüntüleri annene göndereceğim.
- Le voy a mandar esta cinta a tu Mamá.
Onu kafesine geri göndereceğim.
Quiere su libertad más de lo que quiere esa capa.
Youngstown'da beraber yaşadığımız teyzeme 1000 dolar göndereceğim.
- Yo voy a enviarle a mi tía 1.000 dólares por vivir con ella en Youngstown.
Seni şehirdeki en iyi hematoloğa göndereceğim demek oluyor.
Significa que vamos a mandarte al mejor hematólogo de la ciudad.
Onu bu gece de senin yatağına göndereceğim.
Me gustaría verla en tu cama también.
Sikik oğlunu babasının yanına göndereceğim.
Y haré que el jodido hijo se una con su padre.
Hemen birini göndereceğim.
Enviaré a alguien.
- Götürülmesi için adamlarımı göndereceğim.
- Enviaré a mi gente a por él.
Albay Casey'nin başı derde girerse onu kurtarmak için sizi göndereceğim.
Si el Coronel Casey tiene problemas en Maruecos, os enviaré para sacarle.
Hiçbir şekilde kaydetme, seni Suriye'ye göndereceğim.
Regístralo en cualquier lugar que tenga que volar en tercera clase a Siria.
İsimleri güvenli bir mail ile size göndereceğim ki koordineli gidelim.
Les enviaré los nombres así pueden coordinar el ataque.
Beni biraz daha bekletirse onu cennetin kapılarına daha erken göndereceğim.
Lo voy a mandar a las puertas del cielo pronto si me sigue haciendo esperar.
Tornavidaya bir komut göndereceğim.
Mandaré una orden al destornillador.
İncelenmesi için örneği laboratuara göndereceğim.
Enviaré una muestra al laboratorio.
Kampa geri dön, onları oradan çıkar. Basını da göndereceğim, hata istemiyorum.
Y voy a enviar a la prensa por lo que no quiero ningún error.
Kaydı laboratuvara göndereceğim.
Enviaremos esto al laboratorio ya mismo.
Bunu her yaptığımda sana gazete kupürünü göndereceğim böylece benim yaptığımı bileceksin.
Y cada vez que lo haga le enviaré el recorte del diario para que sepa que fui yo.
En başta yapmış olmam gerektiği gibi polis göndereceğim.
Voy a mandarle la policía a su casa. Como debería haber hecho al principio.
Paris'ten bir ekip göndereceğim.
Enviaré un equipo desde París. Genial.
Personel alım memurunun bana verdiği her şeyin kopyasını sana göndereceğim.
Voy a enviarte una copia de todo lo que los reclutadores me den.
Pam, sana anlık ileti göndereceğim.
Pam, creo que te enviaré un mensaje instantáneo
Haraya birkaç adam göndereceğim kaybolan veteriner malzemesi var mı baksınlar.
Enviaré a alguien a los establos para que busquen un kit veterinario al que le falte...
Onunla konuşması için bir memur göndereceğim.
Enviaré a un detective a hablar con él.
Ayrıca sana her bir parçanın, her bir yanığın, her bir dilimin resmini göndereceğim.
Y les enviaré fotos de cada corte, cada quemadura, cada incisión.
Çığlıklarının her bir saniyesini göndereceğim.
Les enviaré cada segundo de sus gritos.
Bunları daha sonra kalorifer dairesine göndereceğim, bayanlar ve baylar.
damas y caballeros, esta gente va a ir abajo, hacia el cuarto de la caldera.
Biraz sonra onaylanacak sonra da cesedinin resmini amirinize göndereceğim böylece pazarlık nihayete erecek.
En unos minutos, recibiré la confirmación y enviaré la foto de su cadáver a su superior y las negociaciones acabarán.
Malcolm kutuyu açtığında onu göndereceğim, herkes kazanacak.
Una vez Malcolm desencripte la caja, me separo, tú le traes de vuelta. Ganado, ganado.
Evlat, seni New Jersey'e geri göndereceğim. Duydun mu beni, TK?
Chico, te voy a llevar de vuelta a Jersey. ¿ Me has escuchado, T.K.?
Bana yalnızca beş dakika ver, çocukları aileleriyle eve göndereceğim.
Dame cinco minutos, voy a enviar a los niños a casa con sus padres.
Bu dosyaları Bayan Volkoff'a göndereceğim.
Le enviaré los archivos a la Srta. Volkoff.
Hazır konusu gelmişken eğer onu yakalayabilirsek seni ve çocukları babama göndereceğim.
Ya que hablamos de esto, sabes que si lo atrapamos, voy a tener que enviarte a ti y a los chicos a casa de papá... durante unos días, sólo por seguridad.
Sana mesaj göndereceğim.
Te mando un texto.
Şimdi ben seni yukarı göndereceğim, sonra sen de beni bağlayacaksın.
Así que voy a mandarte arriba, y luego tú me subes con la cuerda.
Adresi göndereceğim.
Te voy a enviar la dirección.
Şoförlük ve programını düzenlemesi için başka birini göndereceğim. Sen sadece Kang Woo'nun ihtiyaç duyduğu şeyleri yap yeter.
Haré que otra persona lo lleve y controle su agenda... pero tú ayudaras a Kang Woo con pequeños mandados y eso.
Sana en iyi iki adamımı göndereceğim.
Enviaré a mis 2 mejores.
En berbat kader, en berbat şartlar milyonlarca engel, eşitsizlik, yalan dolan ve üçkağıtçılık hepsini yerin dibine göndereceğim.
El peor destino, las peores condiciones... los millones de obstáculos, desigualdades, engaños e insatisfacciones... pienso someteros a todos.
Annesinin evine birilerini göndereceğim.
Mandaré alguien a casa de su madre.
Sana bir resim göndereceğim.
Te mandaré una foto.
Senaryoyu göndereceğim.
Te voy a enviar el guión.
Oraya iki adamımı göndereceğim. Tahliyeye yardım için. Söz, işine karışmayacaklar.
Te enviaré a dos de mis chicos con escaleras, y ellos se mantendrán fuera de tu camino, lo prometo.
Pekala, seni büyükbabanla tanışmaya göndereceğim.
Vale, te enviaré a encontrarte con tu abuelo.
Karşılaştırmaya göndereceğim.
Así que las enviaré para que las analicen.
Değiş tokuşun nerede ve ne zaman olacağı bilgisini göndereceğim.
Voy a llamarlos para los detalles de dónde y cuándo se hará el intercambio.
Peşinden bir arama ekibi göndereceğim.
No.
Yarın, seni Qi'ye göndereceğim.
Mañana... te daré una escolta para que vuelvas a Qi.