Gûla Çeviri İspanyolca
88 parallel translation
Adın ne senin, Gûla?
¿ Cómo te llamas, ghola?
Gûla için bir yer ayarlayın, Stil.
Dale un dormitorio al ghola en el torreón.
Gûla mentat'ı da yanına al.
Te llevarás al ghola mentat.
Sen bir makinemisin, Gûla?
¿ Tú eres una máquina, ghola?
Hiçbir Gûla eski benliğiyle oluşturulamamıştır, çocuğum.
Ningún ghola ha sido restaurado a su ser anterior, niña.
Ben bir çöl yaratığıyım, Gûla.
Soy una criatura del desierto, ghola.
Bir Gûla geçmişini tekrar kazanabilir.
Un ghola puede recuperar su pasado.
O bir Gûla.
Él es un ghola.
Oburluk, açgözlülük... Üst katta olmalı.
Gula, avaricia, debe de ser arriba.
Bu dört şilinlik İsveç pulu Da Gula Fyraskillingen adıyla bilinir, 1854'te basılmıştır.
Este es sueco, de 4 chelines. Llamado Sverige Fyra Skillb. Impreso en 1854.
- Kızım çok iyi bir aşçıdır.
- Dos. Esto ya es gula.
Açgözlülük, kötü niyet ve iffet günahları.
Pecado de gula, bulas y castidad.
Peki ya oburluk günahı?
¿ Y el pecado de gula?
Domuzlar gibi, şeytanın tarafından yönetiliyorlar.
Como la gula, la lujuria, como cerdos. Guiados por Satanás.
Oburluğu hiç anlamam.
Nunca he entendido la gula.
OBURLUK
GULA
Oburluk... açgözlülük... tembellik, öfke... kibir, şehvet... ve kıskançlık.
Gula avaricia pereza, ira orgullo, lujuria y envidia.
Fakat orada kibir en tepedeydi. Oburluk değil.
Pero ahí el orgullo viene primero, no la gula.
Oburluk Açgözlülük Tembellik Kıskançlık Öfke Kibir Şehvet
Gula Avaricia Pereza Envidia Ira Orgullo Lujuria
Evet, herkes buna yakalanır. Oburluk, tabii ki.
Gula, claro.
" Şehvet ve tehlike düşkünü olacak.
" Que se encuentre entre la gula y la lujuria.
Tanrı kilisede yememizi istemeseydi oburluğu günah saymış olurdu.
Si Dios no quisiera que comiéramos en la iglesia habría creado el pecado de la gula.
Yani, açgözlülük, oburluk tembellik, öfke, kibirlik, kıskançlık da var.
Hay avaricia, gula, vanidad, pereza, ira y envidia.
Ahlaksızlık, putperestlik, büyü oburluk ve sarhoşluk.
Libertinaje, idolatría, brujería, gula y ebriedad.
Açgözlülükten dolayı işlediğimiz günahlar için.
Por el error que hemos cometido por la gula...
Yani ölümüne yiyerek kendini mi cezalandırıyorsun?
¿ Te estás matando con tu gula, de castigo?
Bu kadar açgözlülük neden?
¿ Por qué la gula?
- Açgözlülük. - Evet.
- Gula
Açgözlülük.
- Sí, gula
Gururluyuz, öfkeliyiz, kıskancız ve oburuz.
Tenemos : orgullo, ira, envidia, gula.
Herneyse, bence, konumunu belirlemen o güzel dişlerine zarar vermenden daha etkili olur.
De todas formas, en mi opinión es más efectivo actuar sobre la situación que tornarse autodestructivo sometiéndose a la gula.
Hırs, aç gözlülük, tembellik, sırları tutmak günahtır.
Va con lujuria, Gula, pereza, guardar secretos,
Biliyormusun sen iki ölümcül özelliği birleştirdin : hırs ve oburluk.
Lograste reunir dos pecados capitales. Codicia y gula.
Oburluk da öyle.
También lo es la gula.
Dudaklarıma yapıştı, dili büyük bir açgözlülükle, ağzımın içinde dönüyordu,... onu boğazıma kadar sokuyordu.
Su boca se pegó a la mía, su lengua me lamía con gula, metiéndose dentro de mi garganta reseca.
Açgözlülük, gurur, şehvet.
gula, orgullo, lujuria.
Ona da korkunç "Oburluk" tarafindan dokunuldu.
Él fue tocado por La Gula.
"Oburluk" ve "Şehvet" in yuruyen bir ilani gibisin.
Prácticamente eres un anuncio caminante de Gula y Lujuria.
Ne yazık ki geriye kalan tek günah.
El pecado capital de la gula. infelizmente... El único pecado que es el último.
O bana yetmez!
¡ Son los munchies! ( deseo de comer-gula )
İnsan hislerini tamimiyle harekete geçiren muhteşem incelikteki baş döndüren taşlar. ... insan karakterini değiştirir.
No estoy segura de si la lujuria, la gula, la avaricia, pereza, la ira, la envidia y el orgullo son pecados de los humanos O las características humanos que los definen.
Göz yanıltmaca. Ve doldurmaca.
La presentación, y la gula.
Açgözlülük, oburluk, tembellik, gurur... - Çöp dökme! - Evet!
Avaricia, gula, pereza, orgullo ¡ Tirar basura!
Striptizci kız utancından gizlice yemek yemeye çalışıyor.
Una desnudista local intentando esconder la vergüenza de su gula secreta.
Onlara hayatı ilginç kılan her şey : Arzu, tutku, açgözlülük, ihtiras korku, nefret, kızgınlık, hırs oburluk, kıskançlık bahşedildi.
Conocieron el deseo, la lujuria, la pasión, la avaricia, el miedo, el odio, la rabia, la ambición, la gula, los celos, todo lo que hace a la vida...
Bu adamın zamansız ve erken ölümü sizlerin de gördüğü gibi oburluğunun bir sonucudur.
Este hombre murió de forma prematura... es, como debe ser bastante obvio a todos ustedes, el resultado de la gula!
Bu Cerberus üçüncü çemberin, Oburluğun gardiyanı.
Es Cerberus, guardián del tercer círculo, la Gula.
Bu senin de kaderin çünkü üçüncü çember Oburluk Cerberus'un bedeni içerisinde yer alıyor.
Y es tu destino, así, porque el verdadero círculo de la Gula yace dentro del cuerpo de Cerberus.
Suçum oburluktu ve burada çıplak deri ve kemik ile kaldım.
La Gula fue mi ofensa. Y aquí estoy, meramente huesos y piel
Sanırım açgözlünün kim olduğunu hepimiz biliyoruz.
Sí, y creo que todos sabemos quién es "la gula".
Başka kadınlarla düşüncesizce ilişkilere girmesine neden oldu. Karısını da oburluğa ve kendisini aldatan kocası üzerinde bir tür baskı kurabilmek için yatağa bağlanmaya zorunlu kıldı.
Esto lo llevó a relaciones con otras mujeres, lo que condujo, creo, a la gula de su esposa, que, enfrentó a un marido mujeriego, y ella guardó cama a fin de mantener algún tipo de control sobre él.