English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ G ] / Gürültü

Gürültü Çeviri İspanyolca

4,089 parallel translation
İkinci rapor ise buluntu bir silahın olasılığından bahsedecek,... perondaki gürültü konusundan,... politik sonuçlar doğuracağı için Eyalet Savcılığının açık kanıtları görmezden geldiği utandırıcı ayrıntısından,... ve eşinizin potansiyel olayların üstünü örtmedeki kişisel yaklaşımından, ki bu onun için hiç de iyi olmayacak.
El segundo informa menciona la posibilidad de un arma plantada, el asunto del ruido en el andén, el vergonzoso detalle de que la Fiscalía ignoró evidencia clara de un arma plantada con fines políticos, y la participación personal de su marido en los eventos del posible encubrimiento, y eso no se verá bien para él.
Bu gürültü ne böyle?
¿ Qué es todo ese ruido?
Gürültü sürekli artıyordu.
El estruendo fuera de toda razón.
Niye bu kadar gürültü var? Hawk Hava Kuvvetleri Yarışması'nın galibi Kaptan Jung'u tebrik ederim. 52.
¿ Por qué hay tanto ruido?
Bu eskort işi pek gürültü yapıyor mu?
¿ Lo de las acompañantes no llama mucha la atención?
Bana Leon ile Detektif Fusco'yu ver. Hatta bak, topu geri almana bile gerek yok. Ben de gürültü çıkarmadan giderim.
Me dais a Leon y al detective Fusco... incluso se le puede dejar la mordaza... y os dejo ir en paz.
Biraz gürültü yapalım dedik ve insanlar beni tanıyacaktı bu sayede ama herşey ters gitti.
Sólo queríamos hacer ruido y la gente me respetaría como reportera, pero todo salió mal.
Bu gürültü ne?
¿ Qué es ese ruido?
- Bir gürültü duydum da...
- He oído un ruido...
Bu kadar gürültü yeter.
Suficiente charla.
Bu ne gürültü?
¿ Por qué es este arrebato?
Gürültü yapma. hayatımızda iyi giden ne var ki?
No hay ruido. De todos modos ¿ qué hay de bueno por allá?
Çok gürültü çıkarmadan bunları size getirmeyi başardım.
Me las he apañado para conseguiros esto sin mucho alboroto.
Bu vahşi gençliğin bana yabancı olsa da tam o anda gürültü ve kaos beni etkiledi.
A pesar de que tu juventud salvaje... es desconocida para mí... en aquél momento, el ruido y el descontrol me emocionaron.
Gürültü için özür dileriz ve zararınızı karşılayacağız.
PERDON POR EL RUIDO, NOSOTROS CUBRIREMOS LOS DAÑOS.
Bu esnada da çok gürültü yapıyor. Harika, değil mi?
Y al hacerlo hace mucho ruido, lo que es genial, ¿ no?
" Gürültü patırtı çıkarmayın.
"Sin alboroto, ni policía."
Aramıza hoş geldin. Bu şey aşırı gürültü yapıyor.
Bienvenida a bordo.
Burada her adım gürültü çıkarır.
Todos los zapatos se quedan ahí.
İçinde epey gürültü duyarsınız.
Estará bastante entretenido allí.
Bay Cribben'e göre çok gürültü yapıyormuş, öğretmenim.
Hace demasiado ruido, señorita Para el Señor Cribben.
Dışarıda herhangi bir kavga ya da gürültü duymadın mı?
¿ Y no escuchaste nada?
Bakalım ne kadar gürültü çıkarmış.
A ver hasta qué sospechas hay.
Çıkarım buradan gürültü yapmadan.
Me marcho sin hacer ruido.
Öğünlerini atlama, geceleri de gürültü yapma.
Come bien y no hagas ruido por la noche.
Ne dedi? Onu iyi duyamadım, çünkü çok parazit ve gürültü vardı.
No pude oirlo muy bien porque había mucha estática y ruido.
Çok gürültü var.
La música está muy alta.
Sabah sabah ne bu gürültü.
¿ porque tanto problema? .
Ve bu gürültü de ne?
¿ Y qué pasa con todo ese ruido?
Gürültü yok, korna yok, şamata yok, sadece sevgi var.
Sin cuernos, ni sirenas, sin gritos, sólo amor.
O gürültü...
El sonido...
Gürültü çıkarmaya başlıyor.
Comienza a ponerse fuerte.
Biraz daha gürültü çıkarmaya başlıyor.
Comenzando a llegar ¡ Un poco fuerte otra vez!
Gürültü yapma!
- Simplemente estoy ansioso... por empezar. Deja de hacer tonterías.
Gürültü yapmaya devam et Doris, Seni küvette boğacağım ve akıl hastası olduğumu söyleyeceğim.
Sigue así, Doris y pim-pam voy a ahogarte en la bañera y decir que un enfermo mental lo hizo.
Dinle, bu gece dairemizde konser vereceğiz, biraz gürültü olabilir, eğer doğru yaparsak.
Escucha, esta noche vamos a dar un concierto en el piso, así que puede que haya algo de ruido, si lo hacemos bien.
Gürültü çıkarmadan.
Discretamente.
Bu gürültü de ne?
¿ Qué es ese ruido?
Olabilir.Lütfen herhangi bir gürültü yapma.Başım ağrıyor.
- Voy a ello. - Por favor no hagas ruido. La cabeza me martillea.
Eğer gürültü yapmaya devam edersen seni de diğer Kuzeyli kaçaklar gibi soyundururuz ve ararız.
Si sigue haciendo ruido, le haré lo mismo que a otros desertores... le desnudaré y la cachearé.
Sadece... Bir gürültü duydum.
Solo... oí un ruido.
Lütfen herhangi bir gürültü yapma.
Por favor no hagas ruido.
Pekâlâ, yan komşu bir saat önce kadar....... bir gürültü duyduğunu söyledi ama alt kattaki uyuşturucu laboratuvarından geldiğini sanmış.
Bien, entonces la vecina de al lado dijo que escuchó un fuerte estrépito, alrededor de una hora atrás pero pensó que era el laboratorio de metadona escaleras abajo.
Gürültü ne zaman başladı?
¿ cuándo empezó el ruido?
- Gürültü yapmayı bırakır mısınız?
¿ Le molestaría mantenerlo bajo?
Üstelik düşünmek için zamana ihtiyacım var bu da gürültü devam edecek demek.
Además... necesito tiempo para pensar, lo cual significa que no se va a estar más tranquilo por aquí.
6 : 00'da çağırdılar. Gürültü yönetmeliğinden dolayı 8 : 00'e kadar başlayamadık.
Te hacen ir a las seis... y resulta que hay una normativa sobre ruidos... y no pude empezar hasta las ocho.
- ve biraz gürültü çıkabilir.
- y puede que se ponga un poco alto.
Biraz gürültü çıkacak.
Puede que sea algo fuerte.
Tanrım, bu kadar gürültü varken nasıl dinlenebilirim...
No puedo relajarme con todo este jaleo.
O gece gerçekten de bir gürültü duydu.
Tan seguro, que esa noche, escucha un ruido.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]