Güzel bir gün değil mi Çeviri İspanyolca
357 parallel translation
- Güzel bir gün değil mi?
- Buen día, ¿ verdad?
Güzel bir gün değil mi, yoksa öyle mi?
Hermoso dia, ¿ verdad? ¿ No es cierto?
Güzel bir gün değil mi?
Hermoso día, Verdad?
Ne güzel bir gün değil mi?
¿ No cree que hace un día precioso?
- Güzel bir gün değil mi?
- Qué bonito día, ¿ verdad?
Harika. Güzel bir gün değil mi?
Estupendamente. ¿ Hace buen día hoy?
Güzel bir gün değil mi?
Oye, gran dia, ¿ Eh?
Güzel bir gün değil mi?
¿ Es un bonito día?
Güzel bir gün değil mi?
¿ No hace un dia precioso?
Selam George, bankaya gelmek için güzel bir gün değil mi?
George, es un hermoso día para las actividades bancarias, ¿ no?
Güzel bir gün değil mi?
Hace un tiempo precioso.
Çok güzel bir gün olacak, değil mi?
Pasaremos un día absolutamente hermoso.
- Güzel bir gün, değil mi?
- Lindo día, ¿ verdad?
- Güzel bir gün, değil mi?
- Lindo día, ¿ no?
Güzel bir gün, değil mi?
Bonito día ¿ verdad?
Ne güzel bir gün, değil mi Paul?
Hermoso día, ¿ verdad, Paul?
Şehirden kaçmak için ne güzel bir gün, değil mi?
Cloud. ¿ No es un estupendo día para salir de la ciudad?
Ne kadar güzel bir gün, değil mi, Roberto?
Es un día precioso, Roberto.
- Ne güzel bir gün, değil mi, Esther?
- ¿ No hace un día precioso, Esther?
- Güzel bir gün, değil mi?
- Hace un día precioso, ¿ verdad?
Güzel bir gün, değil mi?
Un día precioso, ¿ verdad?
Ne güzel bir gün, değil mi?
¡ Qué hermoso día!
Güzel bir gün bir şeyler yapmak için, değil mi?
Vaya, hace un día precioso.. para todo, ¿ verdad?
- Güzel bir gün, değil mi?
- Hola, Sra. Carey. - Hace un día precioso.
Güzel bir gün, öyle değil mi?
Un día precioso, ¿ verdad?
Güzel, ılık bir gün, değil mi?
Qué día más bonito y caluroso, ¿ verdad?
- Güzel bir gün, değil mi?
Hermoso día, ¿ no?
Duyduğuma göre... güzel bir günmüş o gün Paris'te, değil mi?
Era un bonito día de verano en París, ese día, he oído decir, ¿ verdad?
Güzel bir gün, değil mi?
Hace buen día, ¿ verdad?
Ne kadar güzel bir gün degil mi?
¿ No es un hermoso día?
- Ne güzel bir gün, değil mi?
- Bonito día, ¿ verdad?
- Çok güzel bir gün, değil mi?
- Mañana encantadora, ¿ verdad?
Bay MacNamara, ne güzel bir gün, değil mi?
Herr MacNamara, ¿ no es un día glorioso?
Güzel bir gün, öyle değil mi?
Una mañana preciosa, ¿ verdad?
Çok güzel bir gün geçirdik, değil mi?
Es un día precioso, ¿ verdad?
Ne güzel bir gün, değil mi? İzin verirseniz...
Es un bonito día, ¿ no lo cree?
Güzel bir gün, değil mi?
Bonito día, ¿ no creéis?
- Güzel bir gün, değil mi?
Hermoso día, ¿ eh? Sí.
Güzel bir gün, değil mi Bayan Kemp?
Hermoso día, Sra. Kemp.
"Gün için güzel bir düşünce skalası" değil mi bu?
Que pensamiento más lindo. Muy conmovedor.
Ne güzel bir gün, değil mi?
- Bonito día, Verdad?
Kaytarmak için güzel bir gün, değil mi?
Hace un día perfecto para los patos ¿ No?
Ne kadar güzel bir gün Bay Christie değil mi?
Un día hermoso, Sr. Christie, ¿ no le parece?
Ne güzel bir gün, değil mi?
- Buenos días, señor. - ¿ Qué quiere usted?
Ne kadar güzel bir gün, değil mi?
" Buenos días, amor mío, y buen domingo.
Ne güzel bir gün, değil mi?
- Buenos días.
- Ah, çok güzel bir gün öyle değil mi?
Hace un día estupendo, ¿ verdad?
Güzel bir gün, değil mi?
Bonito día, ¿ no?
Ne güzel bir gün, değil mi?
Un día estupendo, ¿ verdad?
Kesinlikle güzel bir gün, değil mi?
- Es un lindo día, ¿ verdad?
- Güzel bir gün, değil mi?
- Qué día más bonito, ¿ verdad?