Habia Çeviri İspanyolca
3,565 parallel translation
Karın öldürüldüğü zaman hepiniz uykudaydınız.
Fue en el tiempo que habia asesinado a todos mientras dormian
O dışarı çıktıktan sonra Ransom hep derdi ki...
después que se habia desmayado, Ransom siempre decia,
Hiç gitmemişti ama oraya sahip olmayı kafasına koymuştu.
Nunca habia estado allá, pero tenia en la cabeza que lo tendriamos.
Ransom olsa gözünü bile kırpmazdı. Kadını vurur ve "Selam Baba" derdi.
Ransom ni siquiera habia pestañado le habria disparado y hubiese dicho.. hola Pa
Savaş bitmişti.
la guerra habia terminado
Bir not vardı. Hoş.
No, no, no habia ninguna nota.
Yemek yedin sanıyordum.
Pensé que ya habia almorzado.
Muhtemelen yüzeyinde akan su vardı. Sıcaklıklar daha ılıktı.
Habia probablemente agua fluyendo por la superficie, y las temperaturas eran mas tibias.
Her türlü maddeyi denemeyi hayat misyonu haline getirmiş insanlar var.
Habia algunas personas que parecían haber alcanzado su misión en la vida al experimentar con cada sustancia que se encuentra afuera.
Buunların dışında bir de sadece meraklarını tatmin etmek isteyenler var.
Y habia otras personas que estaban interesadas en su propio crecimiento y curiosidad.
Benimle konuşmuyor, her şeyi kendine saklıyor.
ella no me habia, se guarda todo.
Sesli mesaj kutuma Sainati'lerin birinden mesaj gelmişti.
Habia un mensaje en mi buzon de voz a partir de una cierta Sainati.
Yeni bir büfe vardı.
Habia un puesto nuevo.
Aşkımızın bitmediğini söylemiştim.
Ya te dije que no lo habia perdido.
Güzellik seansına mı girdin?
Habia un tratamiento de belleza?
"O kızarmış yiyeceklerle sağlıklarını mahvedeceksin" derdi.
"Usted los ruina con los alimentos fritos," habia que decir.
- Oyunum tam da bitiyordu.
- Yo habia casi terminado.
Bizimkilerle bu resmini daha önce hiç görmemiştim.
Nunca habia visto esta foto de ti y mis padres.
Daha önce kimse benden bir şey çalmamıştı.
Nadie se habia parado por mi antes.
Üç ay önce, o kadın hayatımı birlikte geçirmeyi planladığım kişiydi. Benimle çok şey geçirdi.
Mira, con ella yo habia planeado pasarme el resto de mi vida ella ha pasado por mucho para estar conmigo
İçimde benim bile kendimde görmediğim bir şeyi gördü.
Sabes...? Ella vio algo en mí que ni yo mismo habia visto
Tabii ya, unutmuşum.
cierto. Me habia olvidado
Bunu hiç görmedim.
Nunca habia visto esto.
Buraya kadar izlememiştim.
No lo habia visto completo.
Diğer yurttaşlarım gibi ben de bütün dünyada başka Yahudiler olduğunu bilmiyordum.
Tu sabes, Como mis paisanos, Yo no sabia que habia otro tipo de Judios
Sence o kasette ne olduğunu Nicky Wilcox'a kim söyledi?
¿ Quién crees que le dijo a Nicky Wilcox lo que habia en esa cinta, eh?
Aralarında hiç...
¿ Habia algún anti...?
Yalnızca böyle bir şeyi daha önce düşünmemiştim.
- Es que no lo habia pensado.
Matt, bittiğini söylediğimi biliyorum ama Joe'yu görmek zorundayım sanırım.
Matt, se q dijo q habia acabado, pero creo q tengo q ver a Joe.
Bu sabah neler olduğunu anlamak için herkesi uzaklaştırdık. Sonuç?
nadie sabia lo q habia pasado y?
Matt dört kişilik bir helikopter olduğunu söylemişti.
Matt dijo q solo habia 4 asientos en el helicoptero.
Çığlık atıp merhamet dilediğin bir vakit gelecek.
sabes, habia un tiempo como ahora en que tu gritabas y pedias clemencia.
Kızım acılar içinde ağlarken elimden hiç bir şey gelmiyordu.
Oía los gritos de dolor de mi hija y no habia nada que yo pudiera hacer.
Saf kötülüğe hiç bu kadar yakından bakmamıştım.
Nunca habia estado tan cerca de la maldad pura.
Ben doğduğumda annem çoktan akıl hastanesine kapatmışlar.
Cuando yo naci, mi madre ya habia sido puesta en un manicomio.
- Daha önce böyle bir fırtına görmemiştim.
- Nunca antes habia visto a una tormenta asi.
Rahip George emenetin kötülüğü bize çektiğini düşünüyordu.
El fraile George penso que esto habia sido Dirigido hacia nosotros.
Yani, daha çok doldurduğu belgeleri imzaladım
Bueno, más bien firme los papeles ella ya los habia llenado.
- Hiçbir şey işe yaramazdı.
? - ¡ No habia forma!
Diğer semptomlarından başka onu üzen ya da sinirlendiren başka bir şey var mı?
Habia algo mas que lo ponía nervioso. ¿ O estaba preocupando antes de sus otros sintomas?
Vadinin sonunda 300 metrelik karla kaplı bir buz dağı vardı.
Al final del valle habia una pared de nieve y hielo de 1.000 pies de altura.
Ancak mevsim sonunda Mallory ve önderlik ettiği hamallar bir trajedi yaşadılar.
Pero al final de la temporada, Hubo un desastre con los porteadores que Mallory habia llevado a la montaña.
Adaylar arasında 21 yaşında kimya öğrencisi olan tırmanma konusunda acemi Andrew'Sandy'Irvine da vardı.
Entre los candidatos habia una química de 21 años de edad, estudiante, Andrew Sandy Irvine - un montañista novato
Rakım ve iklim şartları konusunda oldukça derin endişelerim var. Daha önce o kadar yükseğe tırmanmamıştım.
Definitivamente estoy preocupado sobre la altitud y el proceso de aclimatación, sólo porque nunca ante se habia ido lo suficientemente alto saber si, ya sabes,
Tepelerinde daha önce kimsenin ayak basmadığı bir yol vardır.
Y por encima de ellos una ruta que nunca nadie habia estado.
- Benimkinde fare vardı.
Habia un ratón en la mia.
Bouvier ve Kennedy'lerin beraber yedikleri ilk yemekte de benzer bir neşe ve olağanüstü durum hissi mevcuttu.
Imagino que cuando los Bouviers y los Kennedys compartieron el pan por primera vez habia una sensacion similar de alegria
Bana gülünmesinin neden bu kadar zoruma gidecek bir şey olduğunu hiç anlamamıştım.
Nunca habia entendido lo dificil que era que se rian de ti.
Başlangıçta, Karanlık vardı, Sonra birden...
En el comienzo habia oscuridad y entonces, bang dando luz a una existencia expandiendose sin fin de tiempo. espacio y materia
Onda bir gariplik olduğunu biliyordum!
Sabia que habia algo raro en él!
Çeviren : eşekherif İyi Seyirler dilerim. Günlerden bir gün ezik büzük amcığın biri "kazanmak her şey değildir." diye bir laf etmiş.
Habia una ves, unas debiles.... pateticas que acuñaron la frase "Ganar no es todo"