Hallam Çeviri İspanyolca
173 parallel translation
İçişleri'nden Hallam sana pasaport verecek.
Hallam de Interior te dará un pasaporte.
JB HALLAM
J. B. HALLAM
Hallam seni 20 dakika içinde görecek.
Hallam te verá dentro de 20 minutos.
- Hallam?
- ¿ Hallam?
Bana yardım edersen, Hallam, seni hapisten kurtarmaya çalışırım.
Si me ayuda, Hallam, intentaré que no le encierren.
- Hallam'ı neden öldürdün?
- ¿ Por qué has matado a Hallam?
Hallam birden çözülüp Ross'a herşeyi anlattı.
Hallam perdió el control y le contó todo a Ross.
Hallam ihtiyacım olanı getirdi ve iki dakika sonra buradan çıkmış, Duvar'ı geçmiş olacağım.
Hallam me trajo lo que necesitaba y dentro de dos minutos estaré al otro lado del Muro.
Bu kişi, seçkin avukat ve eski hükümet bakanı... Lord Hallam'dı. Pek çok başkası gibi onunla da kumar masasında tanışmıştı.
Y ese alguien no era otro que el distinguido abogado y ex-ministro del gobierno... lord Hallam... a quien había conocido, como a muchos otros, en la mesa de juego.
- Birinci sınıf çavuş Aaron Hallam.
- Brigada Aaron Hallam.
Tebrikler Hallam.
Felicitaciones Hallam.
- Adı Aaron Hallam. - Demek beni hatırlıyorsun.
Se llama Hallam, brigada Aaron Hallam.
Aaron Hallam adındaki bir adamı gözetim altında tuttuğunuzu biliyoruz.
Señor nos han dicho que tienen a un tal Aaron Hallam bajo custodia.
Hallam resmi olmayan kayıtlara göre görevdeyken kayboldu efendim.
El brigada Hallam fue declarado extra oficialmente desaparecido en combate señor.
- Hallam'la ilişkin nedir?
¿ Cuál es su relación con Hallam?
- Hallam nasıl biri?
¿ Qué me dice de Hallam?
Hallam'ın eğitimi öyle derine işledi ki, kişiliğinin bir parçası oldu.
El estrés que provoca el combate se ha arraigado tanto en él, que ya es parte de su personalidad.
Dışarıdaki hayat söz konusu olduğunda Aaron Hallam diye biri yok.
En lo que al mundo entero respecta, señor Aaron Hallam no existe.
Neden burada olduğunu biliyor musun Hallam?
Ya sabes porque estás aquí, Aaron.
Silahsız sivillerin ölmelerine neden oldun.
Lo jodiste Hallam. Y por eso has herido y matado a varios civiles desarmados.
- Ne oldu? - Hallam serbest.
Intentaremos obtener más información ¿ Qué ha pasado?
Aaron Hallam'ı arıyoruz.
Estamos buscando a un hombre llamado Aaron Hallam.
Hallam bizim.
Y Hallam nos pertenece.
- Hallam!
- ¡ Bonham!
- Odamdan çık, Hallam.
- Sal de mi cuarto, Hallam.
Hallam!
Hallam!
Hallam, yemek hazır.
Hallam, el almuerzo está listo.
Hallam'la ben ilgilenirim.
Me encargaré de Hallam.
O ne, Hallam?
Qué pasa, Hallam?
- Hallam?
- Hallam?
Hallam, gerçekten gitmelisin.
Hallam, realmente debes seguir con tu vida.
O bir çekiç, Hallam.
Es un martillo, Hallam.
O ölmek istedi, Hallam.
Ella quería morir, Hallam.
Yuvadan uçma vakti geldi, Hallam ve sen de biliyorsun bunu.
Es hora de abandonar el nido, Hallam, y creo que lo sabes.
Evet, Hallam, eğer hevesini devam ettirirsen.
Sí, Hallam, si puede mantener tu entusiasmo.
Hallam sırlarını anlatıyordu.
Hallam me ha estado contando secretos.
Hallam, insan kaynaklarından Kate seni görmek istiyor.
Hallam, esa era lassie, Kate, de Recursos Humanos, quiere verte.
- Hallam Foe.
- Hallam Foe.
- Hallam, nasıl geldin buraya?
- Hallam, como entraste?
Ben gerçek yaşayan bir insanım, Hallam.
Soy real, un ser humano vivo, Hallam.
Hallam.
Hallam.
Hallam, ailen burada.
Hallam, tus padres están aquí.
Hallam'ın bir arkadaşı.
Soy Kate, una amiga de Hallam.
- Hallam, baban sana bir şey söylemeye çalışıyor.
- Tu padre te está intentado decirte algo.
- Hallam, lütfen!
- Hallam, por favor!
Hallam?
Hallam?
- Oh, seni severdi, Hallam.
- Oh, ella te amaba, Hallam.
Rakibi Lord Hallam.
Lord Hallum reta a un duelo.
Onun hakkında ne biliyorsunuz?
¿ Cuánto sabe del señor Hallam?
Hallam çok iyi bir savaşçı.
En muchos sentidos Hallam es un buen guerrero.
- Hallam!
- Hallam!