Hangar Çeviri İspanyolca
1,285 parallel translation
Neden birlikte 11 nolu kargo deposuna gidip sözleşmeyi imzalamıyoruz?
¿ Por qué no bajamos al hangar de carga 11 y... firmamos el contrato?
Onları 12 nolu kenetlenme bölmesine yönlendir.
Envíelos al hangar de atraque 12.
Şu anda kendisi sana, sera da yardım ediyor mu?
¿ Te está ayudando en el hangar aeropónico?
Çekici ışını üzerine kilitle eve onu ana hangara çekin.
Fija su nave con el emisor de remolque y tráela al hangar principal.
Mekiğin ve teknolojisi hangarımda beklerken, neden bir tek ışınlayıcı modülüne ihtiyaç, duyayım ki?
Se acabó el juego. ¿ Para qué quiero el módulo teniendo tu trasbordador con toda su tecnología?
Bunun anlamı bizim kolayca mekik hangarına girmemiz için olabilir.
Eso significa que están intentando darnos un acceso fácil al muelle de embarque.
Güverte bir'den beş'e kadar. Bunun yanında, Makine Dairesi, Yemekhane ve Kargo Ambarına da koyduk.
- En las cubiertas de la 1 a la 5, y en ingeniería, el comedor y el hangar de carga.
Tüm güvenlik personeli derhal kargo bölümüne gelsin.
Que todo el personal de seguridad se presente en el hangar de carga.
Burada kalmak isteyenler saat 15.00'te kargo bölümünde [br] olacaklar.
Los que se quieran quedar, acudirán al hangar de carga a las 15 : 00 horas.
Özel bir uçak hangarında.
En un hangar de aviones privado.
Andrews merkez, Remora, hangar üç, kalkış için piste gidiyoruz.
Control aéreo de Andrews, Rémora, hangar 3, listo para despegue.
Hangarı ara, jeti hazırlasınlar.
Llama al hangar para que preparen el jet.
İşini 31. katta boşaltılmış bir kargo ambarından yapıyordu.
Operaba en un hangar abandonado del nivel 31.
- Kargo ambarı kapılarını aç.
- Abran el hangar de carga.
6 nolu kargo peronunda, gümrük muayenesi.
- Hangar de carga 6.
Dukat kişisel mekik 3. bölmede bulunuyor.
- La nave de Dukat está en el hangar 3.
Birileri bölüm kapağını açmaya çalışıyor.
Alguien trata de abrir la puerta del hangar.
Bir fırlatma rampası dizaynına benziyor.
- Parece un hangar de despegue.
Bakalım fırlatma rampasının yerini bulabilecek miyiz?
A ver si puedo averiguar dónde está ese hangar de despegue.
Mekik hangarında ki basıncı düşürüp, uzay kapılarını açın. Anlaşıldı, Kaptan.
Despresuricen el hangar y abran las compuertas.
Mekik hangarı içinde ki, bir mekik içine sığınmış durumdayım.
Me he refugiado en un trasbordador de la bahía.
Bay Paris, mekik hangarına gidin.
Sr. Paris, vaya al trasbordador.
Teğmen Torres, her ikisini de gemiye ışınlayın ve gemilerini de çekerek kargo bölümüne getirin.
Srta. Torres, transpórtelos a bordo y remolque su nave al hangar.
Eğer yanılmıyorsam, Bay Neelix'in gemisi hala mekik bölümünde.
Si no me equivoco, la nave de Neelix sigue en el hangar de lanzaderas.
Teğmen Kim, mekik hangarı basıncını düşürün, ve uzay kapılarını açın. Anlaşıldı, Kaptan.
Despresurice la bahía de trasbordador y abra las compuertas.
Komutan, birisi Mekik Hangarı 2'nin kapaklarını açıyor. Ne?
Alguien está despresurizando la bahía de trasbordador 2.
Senin küçük oyuncak roketin güney hangarda, bıraktığım yerde.
Tu cohetito de juguete está en el hangar sur, donde lo dejé.
İskele ormanın diğer tarafında.
El hangar está al otro lado del bosque.
Sen iskeleye git.
Tú vete al hangar.
Burası hangar.
Este es el hangar.
Hangarı çevreleyin.
Aseguren el hangar.
Dışarıda, teknenin hangarında.
Abajo, en el cobertizo del barco.
Saat 3'te. 7 numaralı hangarda.
Las 3 : 00 de la mañana. El hangar No. 7.
Asansör onu hangar bölümüne indirdi.
El ascensor lo bajó a los hangares.
Benden habersiz, amiral yaklaşık dört bin insanı buraya,.. ... hangar bölümüne toplamıştı.
Sin yo saberlo... el almirante había reunido a unas 4.000 personas en el hangar.
Kargoda olanlar da buna dahil mi?
¿ También el incidente en el hangar de carga?
84 dolu kutu beyazı kargo alanımıza ışınladılar.
Acaban de transportar 84 botes de blanco a nuestro hangar de carga.
On dakika içinde Kargo Güvertesi 3'te seninle buluşurum.
Le veré en el hangar dentro de diez minutos.
3 nolu rıhtımda demirlemiş durumda.
Está amarrada en el hangar 3.
Sadece bir dakika. Mekik hangarına doğru gidiyorum.
- Voy hacia la bahía de transbordadores.
Öyle olacağından eminim. Mekik Hangarından, Kaptan Janeway'e.
La lanzadera de la Capitán ha entrado en warp.
Mekik Hangarının durumu. Mekik Hangarının durumu, kontrol altında.
Están en otro sector.
Öyle olacağından eminim. Mekik Hangarından, Kaptan Janeway'e.
¿ Ha terminado de aumentar los sensores internos, Alférez?
Evet, efendim. İşimi bitirir bitirmez, mekik hangarına gideceğim.
Iré a la bahía de trasbordadores en cuanto acabe.
Janeway'den, Chakotay'a. Bizi direkt olarak Mekik Hangarı'na ışınlayın.
Janeway a Chakotay, transpórtenos directamente a la bahía del transbordador.
Mekik Hangarına yönlendirmeye başlamak zorundayız.
Deberemos convertir el de transbordadores.
- Evet. Hangarda A.J. ile beraber. Harry, bir saniye bekle.
Está en el hangar con A.J. Ah, ¿ dijiste Grace?
Zaten geçiş izinleri olduğu halde lanet olası askerlerim neden hangarı içerden kırsın üstüne birde kendi helikopterlerini çalsın?
¿ Por qué iban a entrar a la fuerza a un hangar al que tienen acceso... ellos ya tenían el acceso y porque robar su propio avión?
Ama... Mekik hangarı.
A la bahia de lanzaderas.
- Kargo kapılarını aç.
- Abra el hangar de carga.
Mekik hangarına ulaşana kadar.
- La bahía de trasportadores.