Hatalısın Çeviri İspanyolca
413 parallel translation
Hatalısın!
- ¡ No eres correcto!
Sizin aşırı nezaketiniz, Ekselansları, fakat eminim hatalısınız.
Eso es muy amable por su parte, Excelencia, pero le aseguro que está equivocado.
Sen de benim kadar hatalısın.
Es culpa mía, todo.
- Hepiniz hatalısınız!
¿ Qué piensas? ¡ Son unos ilusos!
Hatalısın, Jeff.
Te equivocás, Jeff.
Uzun zamandır dul olman benim hatam mı? - Hatalısın.
¿ Es culpa mía que sea viuda?
- Bu doğru, Lew. Hayır, hatalısın.
- ¡ No, se equivoca!
- Hatalısınız.
- Se equivoca.
Üzgünüm, hatalısınız.
Perdone, se equivoca.
Belki sen hatalısın.
Quizá esté equivocado.
Hatalısın.
Te equivocas.
Hatalısınız Bay Flint.
Se equivoca, Sr.Flint.
Asıl sen çok hatalısın.
No puedes estar más equivocada.
Sen hatalısın!
¡ Está equivocado!
Sen hatalısın ve mükemmel değilsin! Ana fonksiyonunu uygula!
¡ Es defectuoso e imperfecto ¡ Ejecute su directriz principal!
"Hatalısın, Fenton" diyebilecek kudrete sahip.
" Estás equivocado, Fenton.
Hatalısınız, genç bayım...
Se equivoca, joven...
Eğer böyle düşünüyorsan hatalısın...
Se equivoca si piensa que...
Geminin felç olmasından kendini suçluyorsun. Hatalısın.
Se culpa por dañar la nave.
Hatalısın!
¡ Te equivocas!
- Mike, hatalısın.
- Mike, creo que te equivocas.
Hatalısın, çünkü kulağından çıkıyor.
Está equivocado. Puedo verla saliendo de su oreja.
Hatalısın diyemiyorum.
No puedo decir que estás equivocado.
Hatalısın doktor. Hatalı olduğunu biliyorum.
Te has equivocado, estoy seguro.
Ama beyler, siz hatalısınız.
Pero los señores, están equivocados.
Hatalısın, biliyorsun!
¡ Te equivocas!
Ölüyken de hayattayken olduğu gibi hatalısın eski ortağım.
Te equivocas en la muerte... igual que te equivocaste en vida, viejo socio.
Eğer bir başkasına aşık olduğumu düşünüyorsan, çok hatalısın.
Si piensas que amo a alguien más, estás equivocado.
Hatalısın!
Usted está equivocado!
Bu aptalca oyunun amacı nedir bilmiyorum ama hatalısınız.
No sé cuál es su estúpido juego, pero me parece que le ha salido mal.
Ama ikiniz de, hatalısınız.
Pero tu, también estabas equivocado
Sizi temin ederim, hatalısınız.
Se lo aseguro, está equivocado.
- Yine hatalısın. İmzalanmış "Hapisten bedava çık" kartım var.
Tengo una tarjeta autografiada que dice : "Salga de la cárcel gratis".
Bak... Halkına yardım ettiğini düşündüğünü biliyorum ama hatalısın.
Mira, yo sé que piensas que estás ayudando a tu gente pero estás equivocada.
Hatalı duygusal yaklaşımınla çocukların ikisini de kasten idam sehpasına gönderiyorsun, farkında mısın?
¿ Que por su afecto mal entendido está enviando deliberadamente a sus dos hijos a la horca?
- Sen hatalısın.
Se equivoca.
- Hatalısın kardeşim.
Creo que te equivocas querida hermana.
Deneylerin yolu, bir yığın hatalı hesaplamanın arasından geçer ve bu yol sık sık hataların ve karanlığın ortasında kaybolur.
El camino de los experimentos se tuerce y pasa... por montañas de errores de cálculos y se pierden... en el fallo y la oscuridad.
Daima ve her yerde doğru ilkelere sıkı sıkıya bağlı kalmalı her tür hatalı fikir veya hareketle bıkıp usanmadan mücadele ederek partinin kolektif yapısını pekiştirip kitlelerle aradaki bağları kurmalıdır.
Defenderá siempre los principios justos y luchará contra acciones e ideas erróneas para consolidar la vida del partido y fortalecer sus lazos con las masas.
- Haklısın. Harry Mudd, bir insan için bile hatalı.
Harry Mudd es un ser defectuoso, incluso para ser humano.
Bir füze testi sırasında denizaltılarımızın birinden hatalı bir fırlatma yapıldı.
Cuando en una prueba con un misil de uno de nuestros sumbarinos se salió de control.
Eğer Dr. Mukerjee sınırdan kimseyi kaçırmıyorum diyorsa ofisteki tüm deliller hatalı demektir.
Si el Dr. Mukerjee dice que no pasó a nadie por la frontera la evidencia que tenemos en Seguridad debe estar mal.
Ben hatalıyım, sen haklısın.
Estaba equivocado, tú estabas en lo cierto.
Peki hatalı tedavi cezalarına sınır getirilmesine ne diyorsun?
Que tal poner limites a las leyes negligencia medica?
Sen haklısın ve ben hatalıyım. Bunu biliyorum.
Tú no te equivocas, pero yo sí.
Yangın görevlileri yangına Diego Caddesi'nde ikinci kat dairedeki hatalı ısıtıcının neden olduğunu söylediler.
Un calefactor defectuoso causó el fuego en un apartamento del 2º piso en Diego Street.
- Hatalı olmanın acısını azaltır.
- Calmará el dolor de un error.
- Hatalıysam beni düzelt. Yağışınız kışın 40 inç yazın da 200 inç'e çıkıyor.
Corrígeme si me equivoco, la lluvia anual varía entre 100 cm. En el invierno y 500 cm. En el verano.
Taramalarımıza göre, altuzay alan yayıcılarınız hatalı çalışıyor.
Sus emisores subespaciales de campo funcionan mal.
Belki masanın altındaki rezistans hatalı çalışıyordur.
Tal vez el calefactor no funciona bien.
Dosyanın bir parçası silinmişse veri sıkıştırma oranı hatalı olabilir.
Si han eliminado parte de su archivo la relación de compresión de datos puede estar desactivada.