Havacı Çeviri İspanyolca
1,100 parallel translation
-... yoksa havacı mı?
- ¿ Deporte?
Bu hafta, kalabalık bir halk topluluğu havacılıkta bir öncü olan,... Havacılıkta bir öncü olan, zengin ve yakışıklı kahramanları... Howard Hughes'u karşılamak üzere sokaklara döküldüler.
Esta semana, como debe hacerse con todos los pioneros de la aviación, el gran corazón de una nación salió a acoger al apuesto y acaudalado héroe Howard Hughes.
Daha öğrenciyken hava kuvvetlerine katıldık. Çünkü ortada bir savaş vardı. Tabii bir de havacı olmanın beraberinde getirdiği cazibe.
Siendo estudiantes nos enlistamos en la Fuerza Aérea porque se estaba peleando una guerra y la Fuerza Aérea tenía cierto atractivo.
Bugün havacı argosunu pek anlayamıyorum.
No acabo de entenderlo.
Ben 20 yıldır havacılık yapıyorum.
Llevo 20 años en la aviación.
Seni yılın havacısı yapacak bir fikrim var.
Tengo una idea que te haría El Hombre del Año de la Aviación.
Buraya havacılığın geleceği için konuşmaya gelmedim.
No he venido aquí para hablar del futuro de la aviación.
2.Dünya Savaşı'ndaki hava güçleri bizim yaptıklarımızı hayal bile edemezdi. Havacılıkta son nokta kesinlikle bu olsa gerek.
Un aviador de la Segunda Guerra Mundial no habría ni soñado... con hacer las cosas que nosotros hicimos.
Birinci Havacı Grubu'nda bir Richard Paley varmış ama ölmüş.
Hay un Richard Paley en el 1 º de Caballería Aérea, pero está muerto.
Havacı. Oo...
, es que es piloto.
Yeni komutan, Kaptan Pruss mükemmel bir havacıdır.
El Capitán Pruss, el nuevo comandante es un excelente aviador.
Havacı olmak istiyordum.
Quise volar.
Ah, "Mavi Gökyüzü Havacılığı"?
¿ Aviación Cielo Azul?
Bu başarının temelinde, havacıların ve denizcilerin cesaretleri ve fedakarlıkları ile kumandanlarının nitelikleri ve becerileri yatmaktadır. " - Winston Churchill
El coraje y la abnegación de los pilotos y marinos, así como la destreza y la entereza de su mando, fueron la base de esta victoria. " Winston Churchill.
Seninkiler havacı değil de ondan.
Sus muchachos no son aviadores.
Tarihteki en büyük istilaya hazırlanmak için onlarca milyon dolar ve aylarımı harcadılar ve tam da hazır hale gelmişken şu düzeneği yaptık diye haber vermesi için bana bir havacı subayı gönderiyorlar!
Pasamos varios meses reuniéndonos... gastamos 10 millones de dólares preparando... la invasión más grande de la historia... y cuando estamos preparados y listos... envían a un ofiicial de la Fuerza Aérea... para decirme que fabricaron un... ¡ aparato!
Düşman havacılarını Yalu üzerindeki öncelikli sığınaklarına kadar kovalama izni istedim. Bu istek de reddedildi.
Pedí permiso para perseguir a los aviones del enemigo... a su santuario sobre el Yalu, pero no me lo concedieron.
Senin harika havacın bile, böyle bir sözü tutamaz.
Ni tu maravilloso aviador puede cumplir una promesa como ésa.
- Peki o zaman, bu havacılar ne oluyor?
- ¿ Y los del cuerpo aéreo?
Aa... siz, havacılar, burada bulunmanız gerekmiyor.
Los del cuerpo aéreo no deben estar aquí.
Cesaretin varsa havacı aşağıdayım.
Baja aquí si te atreves, aviador.
Babam Kore'deyken, havacı değildi.
Cuando mi padre estuvo en Corea, no era piloto.
Havacı Mark Hawkins. Buraya yerleştirildi. Onu görmek istiyorum.
¡ Está estacionado aquí y yo quiero verlo!
İlk saldırıdan sağ kalan dört kişiden biri... - Evet? -... havacı Higgins sadece iki ısırığı vardı, az önce öldü.
Uno de los sobrevivientes del primer ataque Higgins, el aviador que tenía dos picaduras, murió.
Bununla ilgili olarak, Birleşik Devletler Bilim Vakfı havacılık ve uzay teknolojilerindeki başarılarından dolayı yılın adamı olarak Dr Kevin Harrison'ı gösterdi.
La prestigiosa Fundación Científica de EE. UU. ha nombrado "Hombre del año" al Dr. Kevin Harrison por sus logros en tecnología aeroespacial.
Kahrolası havacı!
Maldita fuerza aérea.
Ben havacı olmak istiyorum.
Quiero ser Comandante de Aviación
Ben havacı olmak istiyorum.
Quiero vivir en constante peligro
NASA. Ulusal Havacılık ve Uzay İdaresi.
Administración Nacional de Aeronáutica y el Espacio.
Havaalanı idaresi, Havacılık Dairesi ve şirketler... hepsi yalancı ve düzenbaz.
La dirección del aeropuerto, las compañías aéreas... Todos son unos tramposos y embusteros.
Havacılık, daha doğrusu güdümlü füzeler alanında çok faaller.
Muy activa en la aeronáutica y especialmente en misiles.
Quest Havacılık saldırıdan sonra yapısını değiştiriyor.
Quest está recapitalizando tras el bombardeo.
Havacılıkta eski bir deyimdir.
Es un viejo término de aviación.
Gereken her yola başvuracağım haklı ya da değil, size engel koymak için, potansiyel havacı ve insan olarak zayıflığınızı açığa çıkarmak için, anlaşıIdı mı?
Usaré todos los medios necesarios, justos e injustos, para que os equivoquéis, para mostrar vuestras debilidades como pilotos y como seres humanos, ¿ entendido?
Kızlar her hafta sonu, akıllarında tek bir şeyle feribot sesine geliyorlar, ve bu şey, bir havacı ile evlenmek.
Las pobres chicas llegan cada fin de semana en el ferry, con una sola cosa en la cabeza : Casarse con un piloto.
havacının eşi olarak!
¡ como la mujer de un piloto!
- Babam havacıydı.
Mi padre era aviador.
Uçakta olduğuna göre, havacıydı.
Era cuanto menos un aviador.
Bir gün bir havacı getirdiler... Almanya'ya üzerinde uçaksavar ateşinde yaralanmış.
Un día trajeron un soldado herido durante un raid en Alemania.
- Bir donanma havacısı daha iyi...
- un aviador naval sería más...
Oğlum donanma havacısı. Onunda portakal suyu içmesini isterdim.
Me gustaría que no había zumo de naranja.
Üstün havacıları ve radarları ile kendi başlarına dayandılar.
Tienen pilotos expertos y tecnología avanzada de radares.
Şu İngiliz havacı arkadaşın, Gallard.
Ahora, sobre su amigo Gallard, el aviador británico.
Ama çok geçmez, ülkede ne kadar avcı pilot, roketçi, usta havacı varsa... hepsi buraya doluşacak, duvarı aşıp... piramidin tepesine erişmek isteyecek.
pero ya verás como los mejores pilotos de caza y de exhibición... vendrán aquí a forzar al máximo sus motores... para llegar a la cima de la pirámide.
Donanmada onlara havacılar deniyor.
En la Armada los llaman aviadores.
Eyalet üniversitesinde havacılık dersi almış.
Estudió aeronáutica en la universidad estatal.
Aslında... Amerika'da havacılık eğitimi aldığı için... Yakında açılacak olan bir havayolu şirketinde çalışacak.
Realmente... gracias a sus estudios de aeronáutica... va a trabajar en una aerolínea nueva que va a presentarse pronto.
Komando Havacı Taktikleri...
Comando aerotransportado de tácticas...
Bu Havacı Cesaret Madalyası mı?
Esta es la Distinguida Cruz Voladora?
Efendim Havacı Dougherty, efendim
Señor, soldado Dougherty, a sus órdenes.
Sıradan havacı argosu, Çakırkeyif.
La cometa de Bally Jerry se ha roto.