English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ H ] / Hermés

Hermés Çeviri İspanyolca

459 parallel translation
Hermès marka çantam!
¡ Mi bolso Hermés!
Hermes, Calypso'ya Ulysses'i azat etmesini ve onu denizler ötesine sürüklemesini buyur.
Ordena a Calipso que libere a Ulises y que sobre el mar lo envíe.
Çevik Hermes, haberci, böyle dururdu göklere yakın bir tepenin başında.
De Mercurio la estatura, posado en una cima que el cielo besa.
Bu kızla ilgilen Hermes.
Ocúpate de ella, Hermes.
Partinizi bozduğum için kusura bakmayın. Ona geleceğini mi anlatıyorsun?
Le estás diciendo la buenaventura, Hermes.
- Adım Hermes.
- Mi nombre es Hermes.
Görüyor musun Hermes? Aklı sıra "nereye" diye sorup kafa buluyor.
Mira, Hermes no es un cínico, y pregunta "adónde".
Hermes, bu o.
Hermes, es él.
Orfeo, benim. Hermes de geldi.
Orfeo, soy yo, Hermes también está aquí.
Senden merhamet diliyorum Hermes.
Te pido caridad, Hermes.
Teşekkür ederim Hermes
Gracias, Hermes.
- Hermes...
- Hermes...
Hayır, bu heykel Tanrı Hermes'e ait diyordum.
No, digo que la estatua es del dios Hermes.
- Selam sana Hermes.
- Te saludo, Hermes.
Zeus, Hermes,
Zeus, Hermes,
Denizi evi yapabilmek için babasının topraklarını terk eden cesur ve güçlü Hermes, seni özleyeceğiz.
Valiente y fuerte Ermette, que abandonaste los campos paternos... para hacer del mar tu casa, te echaremos de menos.
Aphrodite'nin çocuğu ve Hermes...
Criatura de Afrodita... y Mercurio, Hermafrodita.
Hermes, oğullarını koruyabilsin diye koçu Nefele'ye verdi.
Hermes había regalado el carnero a Nefele para salvar a sus hijos
Tian An Men, Sutherland ve Hermes'i hazır olsalar da olmasalarda eklemek istiyorum.
Añadiré el Tian'anmen, el Sutherland y el Hermes, estén listos o no.
Eşarp, Hermes marka.
La bufanda era Hermes.
Ve neşeli Hermes, tanrıların düzenbazı.
Y el alegre Hermes, embaucador de los dioses.
Hermes, Afrodit, Gaia, Selena, Areus, Zeus ve Kronos. - Evet.
Sí.
- Bu üstteki.. hm... ismi ne dedin?
Hermes, Afrodita, Gaia, Selena Ares, Zeus y Cronos. Este hombrecito aquí arriba ¿ cómo se pronuncia?
Hermes oldu Merkür, Afrodit oldu Venüs, Gaya oldu Zemi ( dünya ), Selena oldu Luna ( ay )...
Ahora, veamos Hermes se transforma en Mercurio. Afrodita, Venus. Gaia, la Tierra.
Yazık. Hermes markaydı.
Qué pena, es de Hermês.
Burada öylece yatmış, Harmes'e kendimi adamıştım yolcuların Tanrısı hani. Yalvar yakar Amphipolis'e giden birini yollaması için dua ediyordum. Birdenbire karşıma siz çıkıverdiniz.
He estado echada aquí, suplicando al gran dios, Hermes dios de los viajeros, pidiéndole que enviara a alguien que fuera hacia Anfípolis.
Hyperion'un saçları Zeus'un alnını gör. Mars'ın gözleri bu gözler, kükrerken savaşta. Çevik Hermes, haberci böyle dururdu göklere yakın bir tepenin başında.
Los rizos de Hiperión, al frente del mismo Júpiter los ojos de Marte, que amenazan y ordenan el porte de Mercurio el mensajero posándose en una elevada montaña.
Shakespeare şöyle diyor : "Hermes ol, topuklarına tak kuş tüylerini ve düşünce kadar hızlıca uçarak dön geri bana."
Ésa sería la línea. Shakespeare diría : "Sé Mercurio, ponle alas a tus pies y tráemelo volando cual idea otra vez".
- Ares'in gücü ve Hermes'in ( Tanrılar'ın habercisi ) hızıyla dövüştü.
Peleó con la fuerza de Ares y la velocidad de Hermes.
Hermes, ne güzel çiçekler.
Vaya, Hermes, son preciosas.
Hermes'ten General Yuri Mikhailovich Denisov Excalibur'u arıyor.
Habla el general Yuri Mikhailovich Denisov del Hermes al Excalibur.
- Anlaşıldı Hermes.
- Confirmado, Hermes.
Hermes, sen ve Labarbara şurda kalacaksınız.
Hermes, tú y tu encantadora esposa Labarbara tienen esa suite de ahí.
Sen tüm bu insanların limbosunu çıkarırsın!
Vamos, Hermes. Tú puedes hacerlo mejor que todos ellos.
Şimdi de Dünya takımından limbo yapacak olan, Hermes Conrad.
"Olimpíadas de 2980" Participando con el equipo de la Tierra... Hermes Conrad.
Sen benim kahramanımsın, Hermes!
Eres mi héroe, Hermes.
Tıpkı Hermes gibiyim! Tıpkı -
¡ Soy como Hermes!
Oh, Hermes!
¡ Ay, Hermes!
- Yaşasın, Hermes!
- ¡ Bravo, Hermes!
Hermes, kime bağırıyorsun öyle?
¿ A quién le gritabas?
Ben Hermes.
Soy Hermes.
Hermes Conrad.
Hermes Conrad.
Ama Hermes'e bir çift toka alabilmek için saçlarımı peruk yapanlara sattım.
Pero vendí mi pelo para poder comprarle peinetas a Hermes.
Ah, Hermes!
¡ Hermes!
Tayfa, Hermes Conrad'la tanışın.
Les presento a Hermes Conrad.
Benim kargo işlerimi yönetiyor, faturaları ödüyor yakın akrabalara haber veriyor. Evet Hermes, neyin var?
Administra mi empresa de entregas... paga facturas, notifica a parientes y demás.
Kes şunu, Hermes!
¡ Basta, Hermes!
Hermes, sessiz ol!
¡ Hermes, silencio!
Şimdi de Hermes kayboldu.
Y ahora Hermes ha desaparecido.
Hermes'ın saçı?
¿ Las rastas de Hermes?
Bekle bir dakika. Hermes'i öldürdüğümü umursamıyor musun?
Un momento. ¿ No te importa que lo haya matado?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]