Hesap Çeviri İspanyolca
6,567 parallel translation
Belki de fazla güvenmişler çünkü son hesap işlemlerini inceleyince bu adamın offshore hesabına 100 bin dolarlık ödeme yapılmış olduğunu gördüm.
Quizás un poco demasiado, porque cuando comprobé las últimas transacciones, encontré una transferencia electrónica por una valor de 100.000 dólares a una cuenta en el extranjero de este tipo.
Evet, örgütle ilgili gibi görünen bir hesap yaratırız.
Sí, podemos construir una tapadera, hacernos pasar por un grupo interesado.
Bay Snowden, çok ciddi suçlamalarla itham ediliyor. ABD'ye dönüp, bir ABD vatandaşının sahip olduğu tüm haklar çerçevesinde anayasal güvence altında adalet sistemimize hesap vermesi gerekmektedir.
El señor Snowden ha sido acusado de delitos muy graves... y debe ser devuelto a los Estados Unidos, donde tendrá derecho a un juicio justo... y a los derechos que le corresponden como ciudadano de los Estados Unidos,
Kıdemli müdür yardımcısı olarak bu tür ufak şubeler ve yeni hesap yöneticileri ile pek iletişimim yok.
Como vicepresidente, tengo poco contacto con sucursales de este tamaño y ningún contacto con gerentes junior.
Bize hesap numaralarını ve miktarları verebilir.
Nos puede dar números de cuenta, cantidades...
Hesap numarası 924386.
Número de cuenta 924386.
Sana hesap numaralarını verdi.
Ella te dio los números de identificación.
- Artı 20, hesap yap!
- Más 20... ¡ solo hazlo!
Aldığı paralara ait hesap tablosu da burada.
Lo tiene todo bien detallado aquí en esta hoja de cálculo.
- Karantinadaki kaba hesap 2300 kişiden, efendim.
- Unos 2300 en cuarentena, señor.
Gizlice Henry hakkında bilgi toplayacağız var olan bütün randevu sitelerinde Henry adına hesap açacağız... Onun için ön hazırlığı halledeceğiz ki işleri batıramasın. Ve sonra önüne çakabileceği kadınların listesini koyacağız.
De manera encubierta recolectamos información sobre Henry y la subimos a todo sitio de citas que exista le hacemos la previa para que no lo arruine y luego le damos un grupo de mujeres que ya están predispuestas a tener sexo.
Hesap numaranı ve kötü gecen randevulardakilerin isimlerini verir misin?
Voy a necesitar el número de su cuenta y los nombres de esas malas citas.
Sahte hesap açıp Nina gibi davranmak onun için çok ta zor olmamalı.
No debería haber sido difícil para ella abrir una cuenta de correo falsa y fingir ser Nina.
- Hesap numarasının izini sürebilir misin?
- El número de cuenta al que hicimos la transferencia... ¿ puede rastrearlo?
Sylvester, ayaklı hesap makinemiz.
Sylvester es una calculadora humana.
Hesap Percy'nin adınaymış.
Está solamente a nombre de Percy.
Sylvester, ayaklı hesap makinemiz.
Sylvester es nuestra calculadora humana.
Kullanıcı adı hayali bir e-mail adresine kayıtlı, ve hesap kapatılmış.
El usuario estaba registrado a una falsa dirección de correo, y la cuenta se ha cerrado.
Dünyanın senin bir robot bir hesap makinesi olduğuna inanmasını isteyebilirsin ama biz daha iyi biliyoruz.
Es posible que desees que el mundo crea que eres un autómata, una máquina calculadora... pero tú y yo sabemos la verdad.
Banker ya da hesap uzmanı mı olacaksın?
¿ Vas a ser banquero o contable?
Hesap ya da finans işine falan girebilirsin.
Ya sabes que puedes entrar en contabilidad o fianzas con eso.
Uluslararası bankacılık kanunları gereği hesap sahibini bulmamızın imkanı yok.
Y con las leyes bancarias internacionales, no hay forma de saber a quién pertenece la cuenta.
Hesap açıldıktan sonra dakikalar içinde binadan ayrılan tek kişi bu adam.
Esa es la única persona que se marcha... minutos después de que se abriera la cuenta.
Onunla görmemiz gereken bir hesap var.
Debo hablar con ella.
Banka hesap dökümün...
El saldo de tu cuenta bancaria...
Bu da senin banka hesap dökümün.
Y ese es el saldo de tu cuenta bancaria.
Hesap uzmanlarımızdan biri.
Es uno de nuestros contables más experimentados.
Hesap kitap mı yapıyoruz?
¿ Estamos negociando?
Acılan hesap Doug Ouellet adına ama fotoğraftaki o değil.
La identificación usada para abrir la cuenta está a nombre de Doug Ouellet pero la foto no es la de él.
Daha az mahsul, daha az para... hesap basit.
Menos cultivos, menos dinero, matemáticas simples.
Buluştuklarında banka hesap özetlerini göstermelerini istiyor. böylece kaç paraları olduğunu öğreniyor.
Obliga a sus citas a que le muestren sus extractos de cuenta para saber cuánto dinero tienen.
Odaklanamadım. Hesap yapamadım.
No podía concentrarme, no podía calcular.
Onu karşı korumacı olduğunu biliyorum ama, sorun çıkarma, yoksa bana hesap vermek zorunda kalırsın.
Sé que quieres protegerle, pero no les causes problemas, o tendrás que responder ante mí.
Sadece abine değil, Kral'ına da hesap vereceğini unutma.
Y no solo como tu hermano mayor, sino como tu rey.
Hesap vermek zorunda olmayacağın bir durum bu.
Algo que no tengas que explicar o defender.
- Bazı yerleri. Dükkandaki tüm hesap belgeleri ve nakliye manifestolarına ihtiyacımız olacak.
Vamos a necesitar copias de toda la documentación de la contabilidad y de los manifiestos de carga que tengan en la tienda.
- Ya da Mossad, Rusya gizli operasyonları ya da Blackwater gibi kimseye hesap vermeyen özel bir kuruluş.
O el Mossad, operaciones negras de Rusia, o las versiones privadas como Blackwater que no le responden a nadie.
Evdeki hesap çarşıya uymadığı için üzgünüm.
Lamento que no haya resultado como lo planeado.
Hesap ayrıntıları...
Datos bancarios...
Peki hesap numarasını biliyor musunuz?
¿ Así que, sabe su número de cuenta?
Blue denen bu adama hesap veriyor.
Él le responde a este sujeto, Blue.
Heidi isimsiz bir hesap kullanıyormuş.
Heidi ha estado usando un chat anónimo.
Bir balık okunu avının büyüklüğüne ve mesafesine göre ayarlamalıdır ve sonra su yüzeyinden geçen ışığın kırılmasını hesap etmelidir.
Un pez debe ajustar su jet basado en el tamaño y la distancia prey's y luego compensar por la forma en que la luz se curva a medida que pasa a través la superficie water's.
Şu an üzerimde para yok. Sen bana hesap numaranı ver, ben sana parayı aktarırım. Zaten hediye de almadım, bir de hesabı sen ödersen kendimi çok kötü hissederim.
♫ Eres la única persona para mí, ♫
Bu kadın çok akıllı olmayabilir ayrıca hesap işlerinde kötü de olabilir.
Esta mujer no es muy inteligente... y tampoco puede calcular muy bien.
Bunun için bir söz bile uydurdular. "Kapa çeneni ve hesap yap."
Inclusive formularon una frase para ello.'Cállate y calcula'
Kapiyi açik biraktin ama bu hesap tutmaz.
Usted dejó la puerta entreabierta. Pero eso nunca se resuelve.
Bu basit bir hesap meselesi Bay Chappel.
Es cuestión de números, señor Chappell.
Eğer ben aşağılık bir hırsızsam yalancıysam, şerefsizsem neden kimse hesap sormaya gelmedi?
Si soy tan ladron, tan mentiroso, tan hijo de puta, ¿ por que nunca nadie ha venido a cobrar?
Tamamen yeni bir hesap.
Habrá sido a principios de mes cuando alquilaste ese apartamento en Georgetown.
Ona her hesap geldiğinde tuvalette olmayı öğretebilirsin.
Tú puedes enseñarle tu habilidad para estar siempre en el baño cuando llega la cuenta de la cena.