Hostes Çeviri İspanyolca
486 parallel translation
Küveti yok mu? Ya hostes?
¿ Sin ducha ni azafatas?
Yalnız dediysem Hostes grupları ayarlayacak.
No me refiero a sola, sola. La anfitriona está organizando grupos.
Hostes aranıyor.
Se buscan azafatas.
Bir hostes...
Cuando vuelva...
İntihar! Hostes Bluebird.
Una chica del Pájaro azul se ha suicidado.
Gece yarısı, 1.00 ile 1.30 arası Ginza'daki 16,000 hostes kız evlerine doğru yol alır.
Entre Ias once y media y Ias doce, más de 15.000 mujeres vuelven a casa.
- Uçmak. Hostes olarak mı?
- ¿ Cómo una azafata?
Bir hostes ama benimle bir ilgisi yoktu.
Bien, Ella fue una azafata. Pero I no tuvo nada Para hacer con eso
- Hostes.
Ella fue.
Hostes de böyle söylemişti.
Sí. Eso fue lo que dijo la azafata.
Yanımda mavi elbise yok, eldivenler de yok ve bu güneş gözlüğünü takacağınızı da sanmam, ama belki yine de hostes sizi tanır, peruklu ya da peruksuz.
No tengo el vestido azul y no tengo los guantes y no creo que se pruebe estas gafas pero tal vez la recuerde de todos modos con peluca o sin peluca.
HOSTES İNTİHAR ETTİ Arkadaşları depresyonda olduğunu söylüyor.
SUICI DIO DE AZAFATA Deprimida dice amiga
Hostes.
La azafata.
Hostes... çok, çok ilgi gösteriyor bunun çok anlamı olabilir.
La azafata... es sumamente atenta... lo cual puede significar mucho.
Adadan 27 milyonla ayrılmış olsaydım, şu anda Phoenix'te hostes olarak çalışmakla oyalanır mıydım sence?
¿ Crees que trabajaría bailando en el Phoenix... si tuviera los 27 millones?
Hostes, uçakta konyak varsa, getir.
Señorita, si hay brandy a bordo, traiga la botella.
Havayollarında hostes olmak istedim.
Yo quería ser azafata.
Sonra uçağa kendi adıyla başka birini bindiriyor belki erkek hostes de suç ortağı ve bagaja bir saatli bomba saklıyor. Oyun bitiyor.
Alguien tomó el avión bajo su nombre, con la complicidad del administrador, y colocó una bomba de relojería en el avión.
Hostes Barnet benim suç ortağımdı ona ihtiyacım varken.
Busqué un poco y encontré Jorge Barnett, el administrador.
Hostes, genç dostumuza bir içki daha getir!
¡ Azafata! ¡ Traiga a este joven otra bebida, ¿ vale?
Bu, Mary King adlı bir hostes, cesedi limanda kıyıya vurdu.
Esta es Mary King. Su cadáver fue hallado en el puerto.
Hostes.
Es azafata.
Hayır, hostes olarak.
- No, de anfitriona.
Hostes mı?
- ¿ Anfitriona?
Hostes, uçakta konyak varsa, getir.
Azafata, si hay coñac a bordo, tráigalo.
- Alman havayollarında çalışan o iki hostes.
- Son esas azafatas alemanas.
Delta havayolları hostes arıyor ama o kadar uzun süre evden uzak kalmak istemem.
Delta busca azafatas pero no quiero estar fuera de casa.
- Hostes olduğuna inanamıyorum.
- No puedo creer que sea una azafata.
Hostes, şu koltuğa otur!
La azafata, se sienta allá!
Hostes, oksijen tüpünü buraya getir!
Oficial, póngale el tubo de oxigeno!
- İki tane de hostes var mıdır acaba?
¿ Tendrá unas 2 azafatas a bordo?
- Hostes hanım?
- ¿ Azafata?
Hostes, galiba yanımdaki adam bir doktor.
Azafata, creo que el hombre que está a mi lado es médico.
Hostes dedi ki...
La azafata me ha dicho...
Yanımda hostes var.
La azafata está aquí conmigo.
- Hostes.
- Azafata.
Hostes, ne zaman ineriz?
Azafata, ¿ cuánto queda para que aterricemos?
Hostes çağrı düğmesine ulaşabilir misin?
¿ Le llegas al botón del servicio?
- Ölü bir hostes buldular.
- Encontraron una azafata muerta.
Affedersiniz hostes hanım.
Azafata, disculpe.
Hostes, lütfen, bırakın ben ilgileneyim.
Azafata, por favor. Déjeme a mí.
O gece Manila'da becerdiğimiz o üç hostes kadar vahşi değil.
No tanto como la noche que nos tiramos a esas azafatas en Manila.
Bunun aynı geçen ayki hostes planındaki gibi olmasını istiyorum.
Quiero esto como lo de la sobrecargo del mes pasado.
Kızlar,..... "L'Ange Rouge" un karşısındaki kaldırımda müşteri arayanlar, sarkıntılık yapmaktan tutuklanınca bir saat sonra serbest bırakılıyorlar. Çünkü onların "L'Ange Rouge" da..... hostes olarak çalışma karneleri var.
Cuando detienen a las chicas que hay en la calle delante del club tienen que soltarlas una hora después porque tienen certificados de trabajo como camareras de El Ángel Rojo.
- Hostes battaniyesini örter.
La azafata la arropa.
- Gülümseyen hostes de veda eder.
Como la sonriente azafata.
Demek istediğim, hepimiz uçuyoruz fakat hiç biliyormuyuz bu genç bayanlar hostes olmak için nelerden geçiyor
Todos volamos. ¿ Pero alguien sabe por lo que pasan para ser azafatas?
Aşağıdaki hostes sizin bilebileceğinizi söyledi.
La chica de abajo dijo que tú sabrías.
- Belki bir hostes!
- ¡ Quizá sea azafata! - ¿ Qué vas a hacer?
Hostes yatmaya gidiyor.
El asistente de vuelo se va a la cama.
Bay Stone, ben hostes değilim.
Sr. Stone, no soy la dueña de casa.