English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ H ] / Hoşş

Hoşş Çeviri İspanyolca

238 parallel translation
Hoşş.
Guapa.
Çok hoşş...
Tan guapa...
Yaşlı Horse Williams'ı bugün gömüyorlar.
Bien, enterrarán al viejo Hoss Williams hoy.
Horse Williams'ın yeterince günahkâr olduğuna emin misin?
Hoss Williams, ¿ Supones que es lo suficientemente malvado?
Sence Horse Williams, bizim konuşmalarımızı duyuyor mu?
¿ Crees que el viejo Hoss Williams nos oirá hablando?
Şimdi, mezarlıktayken Horse Williams'ın mezarının yakınlarında mıydın?
Ahora bien, cuando estabas en el cementerio, ¿ Estabas cerca de la tumba de Hoss Williams? Sí, señor.
Ona kadar saymadın Hoss.
No fueron diez, Alamosa.
- Hey, Haydut'u nerede bulabilirim?
- Hoss, ¿ dónde está el Bandido?
Hey! Nasıl gidiyor Hoss?
¿ Cómo rayos estás, Hoss?
Hoss?
¿ Hoss?
- Doğru mu Hoss?
- ¿ Es cierto, Hoss?
Hoss benim kadar iyi kullanabileceğini iddia ediyor... Tanrı biliyor, buna ben de inanıyorum.
Hoss afirma que conduce tan bien como yo, y por Dios que así lo creo.
Hoss çok iyi kullanmıyor mu?
¿ A que Hoss está conduciendo de maravilla?
Bak Hoss.
Mira, Hoss.
- Ne dersin Hoss?
- ¿ Qué te parece eso, Hoss?
Gidelim Hoss.
Vámonos, Hoss.
Haydi Hoss.
Vamos, Hoss.
Kahretsin, başardık Hoss.
Joder, Hoss, lo hemos conseguido.
Haydi, gidelim buradan Hoss!
¡ Venga, sal de aquí, Hoss!
Becerdin Hoss!
¡ Lo has conseguido, Hoss!
Hoss'un bizimle gelmesine izin verirseniz sevinirim.
Te agradecería que te pensaras que Hoss nos acompañe.
Sen ne düşünüyorsun Hoss?
¿ Qué te parece, Hoss?
İşte rotamız Hoss.
Ésta es nuestra ruta, Hoss.
Enid'e varınca beni uyandır Hoss.
Hoss, despiértame cuando lleguemos a Enid.
İşte öyle Hoss.
Así se hace, Hoss.
Bu iyi Hoss.
Eso es bueno, Hoss.
Bu gerçekten iyi Hoss.
Muy bueno, Hoss.
Evet Hoss, nasıldı?
Bueno, Hoss. ¿ Qué tal ha ido?
Kahretsin Hoss, sana dediğimi yap.
Maldita sea, Hoss, haz lo que te digo.
Hoss, kutunun içine bir bakıver.
Hoss, échale un vistazo a esa caja.
Hoss, paramızı aldık, gidelim.
Hoss, ya tenemos nuestro dinero, vámonos.
Red dayı bana Hoss der.
Tío Red me llama Hoss.
Ben de sana Hoss diyebilir miyim?
¿ Te importa mucho que te llame Hoss yo también?
Kenara çek ve arabayı durdur Hoss.
Para ahí, Hoss. No te preocupes por nada.
Hoss, ona gitarı ver.
Hoss, dale la guitarra.
Hoss, aşağı in ve o otobüsü beklet.
Hoss, baja y que espere el autobús.
Tamam, Memphis'de görüşürüz Hoss.
Bueno, nos vemos en Memphis, Hoss.
Başıma bela olursa Hoss, şahidim olmak zorunda kalacaksın.
Si trata de buscarme líos, Hoss, tendrás que ser mi testigo.
- Bak Hoss... kankam ve şoförüm olacaksan tamam.
- Mira, Hoss, si quieres ser mi compañero y conductor, perfecto.
Hoss, bunu nasıl buluyorsun?
Hoss, ¿ qué tal te suena eso?
Onca yolu boş yere geldik Hoss.
Todo este camino para nada, Hoss.
Endişelenme Hoss.
No te preocupes, Hoss.
Sanatoryuma bir kere gittim Hoss. Bir daha da dönmeyeceğim.
Ya estuve una vez en una clínica, Hoss, y jamás volveré.
Beni o şekilde görmek mi istiyorsun Hoss?
¿ Es así como quieres verme marchar, Hoss?
Hoss!
¡ Hoss!
Hoss, benim!
¡ Hoss, soy yo!
Hoss, bu şehir felaket.
Hoss, esta ciudad es de cuidado.
Hoss, onu görüp olanlar için özür dilemem gerek.
Hoss, tengo que verle y decirle que siento todo lo que pasó antes.
Hoss, bu sefer çok meşgulsün, değil mi?
Hoss, esta vez sí que estás liado, ¿ eh?
Şimdi ne yapacaksın Hoss?
¿ Qué vas a hacer ahora, Hoss?
Hoss, Kaliforniya'ya gitmek için her şeyi yaparım.
Hoss, haría cualquier cosa para ir a California.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]