Hunter Çeviri İspanyolca
2,732 parallel translation
Hunter Noktasının yukarısında, havuzun orada.
En Hunter's Point cerca de la piscina.
Alex Kent'e uyuyor ama Sam Hunter'a uymuyor.
Eso le va bien a Alex Kent, no a Sam Hunter.
Kim Hunter.Tam olarak kim?
- Kim Hunter. - ¿ Quién es esa?
Anlaşmamızı bir yapalım sonra sonra Hunter S. Thompsonlık taslamaya başlarsın.
La primera vez que consigas un gran trato, entonces podrás ir tú Hunter S. Thompson sin mí.
- Sam Hunter...
- Sam Hunter...
Sam Hunter'ın birincil ajan olduğu bir dava.
Un caso en el que Sam Hunter es el operativo principal.
Sam Hunter'ın Byzantium'da takımındaki herkesle ilgli.
De todo el equipo de Sam Hunter en Byzantium.
Sam Hunter.
Sam Hunter.
Bayan Hunter.
Señorita Hunter.
Sam Hunter'i neden hala ele gecirmedin?
¿ Por qué aún no has sacado a Sam Hunter?
- Ne istiyormus? Sam Hunter.
Sam Hunter.
Bunu gazeteciye de söyledim, Rielle Hunter gibi değildi.
Le dije a la reportera que no es que sea una Rielle Hunter.
Ve gerçek şu ki ; 27 yıllığına ortadan kaybolacağım.
Y la realidad es que si entro a ese granero cuando la tormenta de meteoritos Hunter esté sobre Haven los problemas desaparecen.
- Ben Dean Hunter.
Soy Dean Hunter.
- Hunter, biraz bilgi ver.
Hunter, dame una reporte de la situación.
- Hunter'ı bulmuş olmalılar.
Deben haber encontrado a Hunter.
Hunter Clarington, Warblerların yeni kaptanı benim ve homoseksüellikle uzaktan yakından alakam yok.
Soy Hunter Clarington, soy el nuevo capitán de los Warblers, y no soy ni remotamente bi-curioso.
Kupa nerede, Hunter?
¿ Dónde está el trofeo, Hunter?
Ben, Hunter Clarington ve karşınızda Dalton Akademisi'nden Warblerlar.
Soy Hunter Clarington, y somos los Warblers de la Academia Dalton.
Gündüzleri Hunter'de ders alıyor, akşam da burada çalışıyormuş.
Va a clases en Hunter durante el día y luego viene aquí a trabajar en el turno de noche.
Eski asistanı Hunter ile ilişkisi olduğundan neredeyse emindik.
Jim y yo estamos bastante seguros que tuvo una aventura con su ex-asistente Hunter.
Adı Hunter'dı galiba.
Hunter. ¿ Eres era su nombre?
{ \ 1c000000 } { \ 3c0000FF } Hüner Avcısı :
Skill Hunter : El Secreto del Bandido
Stephens, Hunter ve Campbell.
Stephens, Hunter y Campbell.
Amerika Konfedere Devletleri Kongresi Senatörü R.M.T. Hunter
SENADOR R.M.T. HUNTER CONGRESO ESTADOS CONFEDERADOS DE AMÉRICA
Sizi istila etmeyeceğiz Bay Hunter. Vatandaş olacaksınız.
No serán un pueblo conquistado, Sr. Hunter, serán ciudadanos.
- Ben Hunter'a gidiyorum pislik herif. - Çok affedersin ya.
- Voy a Hunter, imb茅cil.
Merhaba, Hunter.
Hola, Hunter.
Suç mahaline birilerini gödner
Envíame el informe del juez de instrucción sobre los chicos de la calle Hunter. Luego, me avisas.
Hunter, şu anda bunu gündeme getirme.
Hunter, ¿ quieres evitar mencionar eso ahora?
- Hunter.
- Hunter.
Hunter, bir dakika mutfakta konuşabilir miyiz?
Hunter, ¿ puedo hablar un momento contigo en la cocina?
Hunter!
¡ Hunter!
Hunter neredeyse 18 yaşında.
Hunter tiene casi 18 años.
Duncan Hunter buraya tatil köyü yapmak istiyordu.
Duncan Hunter quiere construir casas rurales de vacaciones en esas tierras.
Duncan Hunter.
Duncan Hunter.
Ben Hunter.
Habla Hunter.
Hunter?
¿ Hunter?
Eğer bana bir şey olursa Hunter gaz örneğini ele geçirmiş olur.
Hunter va a tener la muestra de gas, por si algo me pasa a mí.
O diktatör biri, Hunter, ne söyleyeceğimi kelimesi kelimesine anlattı.
El de dirección del petróleo, Hunter, me dijo qué lo diga, palabra por palabra.
Sen ve Hunter'ın bunu çözeceğinizden eminim.
Estoy seguro de que tú y Hunter lo averiguarán.
Bu Hunter Clarington'ın 2 yıl önceki hali.
Este es Hunter Clarington hace dos años.
Sadece Hunter değil.
No es sólo Hunter.
Sonra Blaine gitti ve Sebastian geldi sonra da Hunter...
Y después Blaine se fue y vino Sebastian, y después Hunter...
İhanet etmiyorsun. Hunter, Warblerlara ihanet etti.
No les estás traicionando.
Sen kurtarıyorsun.
Hunter traicionó a los Warblers, tú les estás salvando.
Avcı'dan bu yana ilk kez aşık oluyorsun...
Tú te estás enamorando por primera vez desde Hunter,
- Avcı Bell gibi biri değil.
- No es como Hunter Bell.
- Pasifik'ten Wilson ve Hunter burada.
Están Wilson y Hunter de la de Pacific. Sí.
Polyhedrus ofislerini izlememi istemiştiniz.
Adelante. Me pediste que monotorizara las oficinas de Polyhedrus para cualquier cosa relacionada con Sam Hunter.
- Bunu da mı Hunter'da öğrendin?
- 驴Aprendiste eso en Hunter?