Hâsıl Çeviri İspanyolca
14 parallel translation
Hâsılı ben gafletle sokuyordum- -
Después de todo pensé ¿ quién te manda meter...? la nariz!
Bütün bunlardan sonra, insanlık küçük organizmaların geçirdiği kompleks değişikliklerin, içimizde hâsıl ettiği neticedir.
Las bacterias más pequeñas cambiaron, y aquí estamos.
Yarım milyon dolar artı hâsılattan pay karşılığında sattı.
Lo vendió por medio millón más ganancia del primer dolar.
İhtiyaç hâsıl olmadıkça.
hasta llegada la más acuciante necesidad.
Bir kral hâsıl etmek için şikeste bir Elf kılıcından fazlası lâzım.
Hace falta más para llegar a rey que una espada élfica rota.
Bu şekilde dört seyir tamamlanınca miraç-ı ruhani hâsıl olur.
Completar las cuatro etapas de este viaje es equivalente a la ascensión espiritual.
Para kazanmak için Dionis ile ortaklığa girdi sonra kuş çılgınlığı, güzel ötüş yarışmaları bir sürü saçmalık hâsıl oldu.
Y para traer dinero se juntó con Dionís y empezó con los pájaros y los concursos de piar y esas tonterías.
Hâsılı belki bizim onlarla bir farkımız yoktur.
A lo mejor no somos tan diferentes después de todo.
Geçen yıl, İsrail'in gayrisafi yurtiçi hâsılası 220 milyar doları aşmıştır.
El año pasado, el producto interior bruto de Israel... superó los 220 mil millones de dólares.
Geçen yıl, Filistin bölgelerinin toplam yurtiçi hâsılası 4 milyar dolara ancak ulaştı.
El año pasado, el producto interior conjunto de los territorios palestinos apenas rozó los cuatro mil millones de dólares.
Njord oğlu Frey, güneşin ne zaman doğacağına sen karar verirsin ya da ne zaman yağmur yağacağına. Toprağın bereketli olmasını hâsıl eyle.
Freyr, hijo de Njord, tú, quien decide cuándo sale el sol o cuándo cae la lluvia, trae la fertilidad de la tierra.
Kamuoyunun bu cinayete dair spekülasyon yapmasına engel olmak için makamlarımızın Los Angeles eyaletindeki Vinci belediyesinde bir suç soruşturması yürüttüğünü açıklama ihtiyacı hâsıl olmuştur.
Para frenar la especulación pública en este homicidio, parece necesario anunciar que nuestras oficinas están llevando a cabo una investigación criminal, sobre la ciudad agravada de Vinci, en el Condado de Los Ángeles.
Hepimiz parçalarımızı farklı zamanlarda yaptık,... ve ben ise son ortaya çıkandım,... hâsılı bu arkadaşlar, "hoşgeldin partisi" ne beni atmaya karar verdiler.
Todos hicimos lo nuestro en distintos momentos, y yo fui el último en salir, así que estos tipos decidieron organizarme una fiesta de bienvenida.
Gerek hâsıl olursa, bir süvari eşliğinde de olabilir.
Se puede preparar una escolta de caballería si fuera necesario.