Iddia makamı Çeviri İspanyolca
606 parallel translation
Öte yandan, bu delilin bir kurgu olduğuna inandıysanız o zaman sizlere iddia makamının sözleriyle seslenmek zorundayım.
Sí, no veo porque no. Claro está, si las damas no tienen objeción alguna. Ninguna.
Müsaadenizle Sayın Yargıç, İllinois Eyaleti iddia makamı - Hazır ve nazırdır, efendim.
El Estado de Illinois está preparado y esperando, señor.
Jürinin bu üzücü hezeyanlara... daha fazla maruz kalmaması adına iddia makamı sorusunu geri çekmiş ve tanığı muaf tutmuştur.
Para evitarle al jurado más de estos arrebatos conmovedores, el Estado retirará la pregunta y escusará a la testigo.
Sayın Yargıç, iddia makamı tüm delillerini sunmuştur.
Señoría, el Estado concluye su alegato.
Suçlu sanık için olan cezayı kabul et iddia makamı diğeri için hoşgörülü olacaktır.
Acepte la sentencia para su cliente culpable y le garantizo que el Estado será indulgente con el otro.
Sayın Yargıç savunma bu sefer iddia makamının son tanığı olan Palmer Cass'in çapraz sorgulanmasını talep ediyor.
Señoría, ahora la defensa desea... interrogar al último testigo del Estado, Palmer Cass.
Sayın jüri üyeleri, iddia makamının ve savunmanın ifadelerini duydunuz.
Señores del jurado ya escucharon la evidencia de la fiscalía y la defensa.
Efendim, iddia makamının tavsiyesine uymak istiyorum.
Señoría, quisiera reunir al fiscal para el veredicto de acusación.
Bu beyefendi iddia makamını temsil ediyor.
Este caballero es el fiscal.
Ama iddia makamının bir konuyu aydınlatmasını rica ediyorum. Devam edin. Neden bu kadar önemli şahitler ki tek şahitleriniz bu dava başlamadan tanıklık edeceklerini bildirmediler?
Pero yo pediría a los demandantes que clarificaran por qué eran tan importantes tales testigos.
Savunma makamı olarak, iddia makamının bu davayı ele alış şekline dikkatinizi çekmek isterim.
Como consejero de la defensa de este caso. Tengo serias dudas acerca del consejero de los demandantes.
Önceki celsede iddia makamının avukatından bu konu hakkındaki görüşlerini açıklığa kavuşturmasını istedim.
Por lo tanto, pregunté al consejero de los demandantes en cuanto a este punto.
Kısa süreliğine de olsa neredeyse iddia makamının davayı alacağına beni inandırdı.
Casi me ha hecho creer que la acusación tenía un caso.
Ve size bu noktada hatırlatmalıyım ki ispat yükümlülüğü iddia makamındadır.
Y aquí, permítanme recordarles que es la acusación quien debe presentar las pruebas.
Mahkemeye iddia makamının istediği yönde devam edilecek.
El Tribunal toma nota de la protesta del fiscal.
Efendim, iddia makamındaki sevili dostlarıma Sir Wilfrid'ın Old Bailey'de olduğunu söylemek isterim.
Su Señoría, se lo aseguro a mi ilustre amigo de la fiscalía. Sir Wilfrid está en el edificio.
Sayın yargıç, jürinin saygıdeğer üyeleri, iddia makamı, mahkum Leonard Vole aleyhinde büyük bir ustalıkla, gelmiş geçmiş en rastlantısal kanıtlardan oluşan suçlamasını sundu.
Su Señoría, miembros del jurado la fiscalía ha presentado muy hábilmente sus pruebas contra Leonard Vole y todas han sido de carácter abrumadoramente circunstancial.
Ve son olarak içlerinde en zarar verici olanı iddia makamının sürpriz tanığıydı. Kendisi mahkumun evlendiği ve ülkenin güvenli ortamına getirdiği sevgisini ve adının korumasını verdiği kadın. Adı Christine Helm.
Por último, lo más perjudicial ha sido la testigo sorpresa que trajo la fiscalía.
Savunma, mahkumun beyninin iddia makamındaki saygın dostum tarafından sorgulanana kadar taze kalması gerektiğine inanıyor.
La defensa considera que debe conservar sus facultades para contestar las preguntas de la ilustre fiscalía.
Öfkesini kaybediyor. Ve Edna Druce'un hayatı orada sona eriyor. İddia makamı delilleri olduğunu söylüyor.
Así que una persona comportándose extrañamente por cierto tiempo no se daría cuenta de esto al recobrar su normalidad.
İddia makamının avukatı.
Señor fiscal.
İddia makamı ara veriyor.
Se levanta la sesión.
İddia makamı hazır mı, Bay Felder?
¿ Está preparado el Estado, Sr. Felder?
Sayın Yargıç İddia makamının bu bayanı hangi oğlunun yaşayacağına ve hangisinin öleceğine karar vermeye zorlamasına itiraz ediyorum.
Señoría, protesto contra el intento de la acusación de... obligar a esta mujer a decidir cuál de sus hijos vivirá y cuál morirá.
İddia makamının iddiasına gelince ; ortaya konulan delillerin bir tanesi bile davalının ifadesinin yanlışlığını kanıtlayamadı.
En cuanto al caso de la fiscalía no se ha presentado más evidencia que refute el testimonio de la acusada.
İddia makamının herhangi bir cevabı var mı?
¿ La fiscalía tiene algo que responder? .
- İddia makamı cevap hakkından feragat ediyor.
- La fiscalía cede su derecho a responder.
İddia makamı sanığın sadece soygunu gerçekleştirdiğini değil bekçi Wilson'u da soğukkanlılıkla öldürdüğünü ispatlayacaktır.
El estado demostrará... no sólo que el acusado asaltó la oficina del expreso... sino que además asesinó al guarda, Wilson, a sangre fría.
İddia makamı ilk tanığını çağırıyor, Şerif Daniels.
El estado llama a declarar a su primer testigo, el alguacil Daniels.
İddia makamı yerini alsın.
El fiscal que ocupe su lugar.
İddia makamı tarafından tanık olarak çağrıldınız.
La acusación la ha citado como testigo.
İddia makamı tamamlamıştır.
El Estado terminó.
İddia makamı göçebe oldukları için bulunamadıklarını söyledi.
Ya ha sido reclamado. Ellos no podían ser localizados.
İddia makamının bir açıklama yapmasını bekliyorum.
¿ Quizá puedan explicarlo?
İddia makamının cevabı var mı?
¿ Responderá el consejero?
İddia makamının cevabı yok.
El consejero no ha respondido.
İddia makamının söyleyecek bir şeyi var mı?
¿ Nada que decir por parte de los demandantes?
İddia makamına göre sanık sandalyesinde oturan mahkum George Eastman kasıtlı bir cinayet işlemiştir.
El estado acusa de asesinato en primer grado al prisionero en el estrado, George Eastman.
- İddia makamı...
- La acusación no debe...
İddia makamının sözleri bitmiştir.
No hay más preguntas.
İddia makamı olarak yarbay Queeg'in görevden alınması olayını tamamen yersiz buluyoruz. Bu olayın aslında bir görevden alma değil, isyan olduğunu kanıtlayacağız.
El fiscal está dispuesto a aprobar que el relevo del Capitán Queeg no estaba justificado, constituyendo un motín contra la autoridad.
İddia makamı, astsubay Willis Stewart Keith'i çağırıyor.
El fiscal desea llamar al testigo Alférez Willis Stewart Keith.
İddia makamına göre bu dava psikiyatrist raporlarıyla bitti.
El fiscal cree que los informes psiquiátricos cierran el caso.
Hepsi bu kadar. İddia makamı..
Eso es todo, no haré más preguntas.
- İddia makamı ne söylüyor?
- ¿ Qué dice la acusación?
İddia makamı kocanızın asılmasını isteyecektir.
La fiscalía tratará de condenar a su marido a la horca.
İddia makamı onu kolaylıkla tuzağa düşürebilir.
La fiscalía podría hacerle una zancadilla.
İddia makamını Bay Myers temsil edecekmiş.
Quizás el fiscal sea el Sr. Myers.
İddia makamı adına devam edebilirsiniz, Bay Myers.
Puede comenzar la fiscalía, Sr. Myers.
İddia makamı savunmasını tamamlamıştır, sayın yargıç.
Entonces, Su Señoría, la fiscalía ha terminado.
İddia makamının savunması buydu.
Esas fueron las pruebas de la fiscalía.