Illâ Çeviri İspanyolca
106 parallel translation
Bölge müdürümüz Bay Puser, müşkülpesent tiplerdendir, illâ ki her şeyi kontrol etmelidir.
A nuestro director regional, el Sr. Pusey... le gusta comprobarlo todo personalmente.
Kocanızı illâ bulmak istiyorsanız Palmer Hanım özel dedektif tutmanızı öneririm.
Adiós. Aquí termina todo.
Adam, yanında illâ ki para taşımıştır, değil mi?
Llevaba mucho dinero encima.
Bu çizmeleri gördüm ve illâ almam gerekiyordu.
He visto las botas y he tenido que comprarlas.
Söyleyin ona, kan lekesi illâ öldüğünü göstermez.
Dígale que esa sangre en un sombrero no significa que Beau está muerto.
Banyo yapmak için illâ bir sebebim mi olmalı?
- ¿ Se necesita una razón para tomar un baño?
Eğer illâ kartını oynamak istiyorsan, Almanların üzerine oyna.
De apostar por alguien, que sea por los alemanes.
Notları vermeden evvel illâ bağış defterine bir bakardı.
Y puso ventanas de cristales lechosos.
Bu illâ senden ayrılacağı anlamına gelmez ki.
Eso no significa que romperá contigo.
Bak illâ itfaiyeci görmek istiyorsan, çıktığım biri var tamam mı?
Si quisiera ver a un bombero, saldría con uno.
Bu hafta sonu illâ da seks hakkında mı olmalı?
¿ Por qué todo en este fin de semana tiene que estar relacionado con el sexo?
Hepimiz illâ ki başka bir yönüne dalmıştık.
Todos nos metimos en diferentes aspectos de la misma.
Lütfen! Annem illâ yapmamı istiyor.
Por favor, mi mamá me está presionando.
Cesetten kurtulabilirdi ama olmaz, illâ göstermesi gerekiyor.
Podria haber escondido el cuerpo. Pero no... se tiene que exhibir...
Hem nerede olduğu bilsem bile, bu onun illâ orada olduğu anlamına...
Aun si no estuviera donde sabía que estaba, puede ser...
Partiye katıImak için bu davetiya illâ lazım mı?
¿ Necesito esta invitación para entrar a al fiesta?
Ne yani farklı cinsiyetlerde iki insanın akşam 7'den sonra randevulaşması illâ ki randevu mu sayılır?
Qué - ¿ dos personas del sexo opuesto no pueden verse después de las 7 : 00 PM? ¿ Por qué automáticamente es una cita?
Ama sonuçta illâ sınıfta okuyacaksınız diye birşey yok.
Pero teneis que ir a clase para tener "clase".
Tamam ama illâ bir ara vermemiz mi gerekiyor?
¿ Pero es importante tomarse un tiempo ahora?
Gay barda çalışmak için illâ gay olman gerekmiyor ki.
No tienes que ser gay para trabajar en un bar gay.
İllâ kafanızdakini onaylatacaksınız.
Tan ansioso por escuchar sus confidencias.
İllâ dövüşeceğim diyorsan Ernie benim için dövüş.
Si tienes que pelear otra vez, Ernie, pelearás para mí.
İllâ kendi dediği olacaktı.
Siempre tenía que hacer lo que quería.
İllâ da şapkamın altına bakman mı gerekiyor?
¿ Te preocupa tanto mi seguridad?
İllâ ki aklınızda var.
Podrían asearse un poco los dos o hacer lo que les pasara por la cabeza.
İllâ istiyorsanız 8. Caddeye gidin.
Ve a buscar en otra parte.
- İllâ ki bilmeniz gerekiyorsa bana sarıldı.
- Él me abrazó.
İllâ kendi dediği olacak!
Se empeña tanto en tener el control.
İllâ bir şey mi görmek istiyorsun?
Quieres ver algo?
Yangın Tatbikatı İçin İllâ Yangın Gerekmez.
UN SIMULACRO DE INCENDIO NO NECESITA FUEGO
İllâ öğrenmek istiyorsan, resmen tahrik olmuştu.
Bueno, si usted debe saber, ella se despertó más.
İllâ ki de Charlie üzerine olmasa da olur, başka bir konu falan.
No tiene que ser sobre Charlie. Puede ser cualquier cosa.
İllâ bizi dışarı attırman gerekiyordu, değil mi?
Hiciste que nos echaran.
İllâ ki bir tahmin yürütmek zorunda kalsanız?
Pero ¿ si tuviera que definirlo con exactitud?
İllâ bilmek istiyorsan, sana bir sürprizim var.
Si debes saberlo, tengo una sorpresa para ti.
İblisi buraya getireceksin, değil mi? İllâ gövde gösterisi yapacaksın!
Estás planeando traer el demonio aquí para tener una estúpida lucha de machos.
İllâ gövde gösterisi yapacaksın!
Estás planeando traer el demonio aquí para tener una estúpida lucha de machos.
İllâ söylemek zorunda mıyım?
¿ Realmente tengo que decirlo?
İllâ bilmek istiyorsan...
Estaba.. si tienes que saberlo...
İllâ ki hepsinin kız olması da gerekmez. - Jan bir nalbant.
Tampoco tienen por qué ser chicas.
İllâ tüm dünyaya gösteriş yapacaksın!
Tenías que alardear.
İllâ bir detektif olmak zorunda mıydın, Matt?
Tienes que ir y ser el detective ¿ verdad, Matt?
İllâ bir detektif gibi davranmak zorunda mıydın, Matt?
¿ Tenías que actuar como detective, no, Matt?
İllâ isim takacaksanız, sosis, yahni gibi isimler takın.
Si quieren decirles de alguna manera, díganle salchicha o jamón.
İllâ bir şey söylemem gerekiyorsa, bir şey söylemem gerektiğini söylerdim.
Sabes, tengo que decir algo, si se puede
İllâ açık açık söyleyeceksem neden mecaz yapmakla uğraşayım?
¿ Por qué me molesto con metáforas geniales si debo decirlo?
İllâ kendin olmak zorunda mısın?
Tienes que ser tú. ¿ Eso es todo?
İllâ yasadışı bir şey bulmaya takmışsınız.
No van a encontrar una mierda.
Yok mu? Peki. İllâ bana söyleteceksiniz.
Muy bien, tendré que decirlo.
- İllâ ki sinirlerini bozan bir şey vardır.
Algo te tiene que molestar.
İllâ ki tükürmen gerekecek.
Sí, eventualmente vas a tener que escupir.