Incil Çeviri İspanyolca
4,543 parallel translation
Bu incil bana ölen b - b-ba-bab-babamdan kaldı.
Eso no es todo. Esta Biblia es la Biblia de mi padre que m-m-m-murió.
Elinde bir mum ve incil.
Con una vela y una Biblia.
Her ebatta, her türde incil vardı.
Ellos revisaban cada letra de la Biblia, cada verso.
Babamın incil tefsirleri yere dizilmişti.
Las biblias con notas de mi padre estaban apiladas en el suelo.
Her sabah babamın oturup incil okuduğu yere makas saplanmıştı.
Las tijeras estaban atoradas. ... arriba de donde mi padre se sienta y lee la Biblia cada mañana.
Bir incil. İçinde de nesilden nesile isimlerin yazıldığı bir aile ağacı var.
Una Biblia con un árbol familiar que se remonta a antiguas generaciones.
- İncil'in üzerine yemin ederim.
- ¡ Te digo la verdad!
Ama gelecek hafta sonu olmaz, Jesus İncil kampına gitmek istiyor.
Pero no el próximo fin de semana, Jesus quiere ir a un campamento bíblico.
Senin gibi Katolik olmayan biri bu Katolik İncil kampından çıkmak için ne istiyor?
Bueno, como no católico, ¿ qué esperas sacar de este campamento sobre la Biblia Católica?
İncil.
Una Biblia.
Bu İncil'in benimle birlikte gömülmesinin bir nedeni olmalı.
Me dejaron esta Biblia por una razón.
Benden katilin Mahşerin Dört Atlısı'ndan biri olduğunu söylememi kanıt olarak da bir mağarada bulduğumuz eski bir İncil'i göstermemi mi istiyorsun?
¿ Quieres que diga que el asesino es el Primer Jinete del Apocalipsis y la prueba es una vieja Biblia que encontramos en una cueva?
Cevaplar Washington'ın İncil'inde.
Las respuestas están en la Biblia de Washington.
İncil okursun.
Tú estudiarás la Biblia.
Her odada İncil olduğuna göre...
- Si cada habitación tiene una Biblia...
İncil'i seviyorsun çünkü senin şeyin dikilmiyor artık.
Amas tu Biblia porque no logras conseguir una erección.
İncil'i silmek istiyorum.
Me gustaría borrar la Biblia.
İncil'i silebilirsin ama Tanrı'yı silemezsin.
Puedes borrar la Biblia, pero no a Dios.
- İncil'den olabilir, efendim.
- Podría ser de la biblia.
Ve onun İncil Tefsirlerinden bir kule yapılmıştı.
Papá, mira. Y SUS BIBLIAS CON NOTAS HAN SIDO APILADAS EN UNA TORRE Y SUS BIBLIAS CON NOTAS HAN SIDO APILADAS EN UNA TORRE
İncil tüm yanıtları verecektir.
La Biblia dará todas las respuestas.
Adın İncil'in ciltlerinden birinden geliyor.
Fuiste nombrado así por la Biblia.
Beyaz adam en güzel kadınları kendine ayırdı hatta İncil'in en güzel kısımlarını benden sakladı.
El hombre blanco toma todas las mejores mujeres para él hasta toma la mejor parte de la Biblia.
Normal bir İncil işte. Soy ağacında, benden bahsettiği belli olmayan bir yazı olan bir İncil. Ama senin için endişelenmekle meşguldüm biraz.
Es una biblia regular con una mensión del árbol familiar que puede o no ser mío, pero he estado un poco ocupada preocupándome por ti.
Sanırım dün gece kapının önüne İncil'i bırakan kişi oydu.
Creo que fue ella quien dejó la misteriosa biblia en la puerta anoche.
Ama İncil'e dayanan bir ilahiyat değil.
Oh, no es una teología basada en la Biblia.
Bay Dell, Rick Santorum'un iklim değişikliğiyle mücadele konusundaki sorunlarından biri de köklerinin İncil'de bulunmayışıdır.
Sr. Dell, uno de los problemas de Rick Santorum con el plan del presidente para combatir el cambio de clima es que sus raíces no pueden ser fundadas en la Biblia.
Tarihi bir İncil için.
Por una Biblia antigua.
Babam İncil okur ve Tiger onu hor görüyor.
Mi papá lee la Biblia, y Tiger lo desprecia...
İncil'de yazmıyor diye İsa'nın seks hayatı olmadığını kim söylüyor?
¿ Quién dijo que Jesús no tenía sexo, sólo porque la Biblia no lo menciona?
İncil'i değil burjuvaziyi eleştiriyor!
¡ Él critica a la burguesía, no a la Biblia!
İncil bu konularda çok açık.
La Biblia es muy clara respecto a eso.
Adamımızın ardında bizler için İncil'den bıraktığı şeyler gibi.
Como los que nuestro hombre ha ido dejándonos en las biblias.
Biri İncil'ini ve bir pimi otel kapımın dışına içinde bununla bıraktı.
Alguien dejó su Biblia y un listón en la puerta de la habitación de mi hotel con esto dentro.
Temiz çıktılar. Sizin İncil'de bulduklarınız gibi.
Estaban limpios, como los que habéis estado encontrando en las biblias.
İncil'i ve pimi taradım. İkisi de temiz.
He procesado la Biblia y el tablón.
"İncil ayıplıyor".
"el Evangelio condena"...
Babam bana İncil'den kesitler okurdu.
Mi padre solía leerme pasajes de la Biblia.
İncil korkusunun bir sonucu.
Es producto del miedo de la zona religiosa de EE. UU.
O İncil benim için çok kıymetli.
Esa Biblia es muy valiosa para mí.
Ben beş yaşındayken bana İncil vermedi.
A mí no me la dio cuando los tenía.
Hanımefendi, bunu Nell'in verdiği İncil'de buldum.
Señorita, encontré esto en la Biblia que Nell me dio.
İncil'de de yazıyor.
Está en la Biblia.
İncil'de başka ne yazıyor biliyor musun?
¿ Sabes qué más hay en la Biblia?
O İncil öğretisi veren zor biriydi.
La verdad es que era una creyente muy dura de pelar.
Washington'ın İncil'inden, şu durumu göz önüne alırsak, bir mantığa dayanıyor...
Cosa que tiene sentido, debido a que, según el diario de Washington...
Yüce İncil'den bir parça.
Una lectura de la Sagrada Biblia.
Bu İncil çalışma grubuna katılma fırsatı verdiğiniz için teşekkürler.
Aprecio la oportunidad de dirigir vuestro grupo de estudio de la Biblia.
Kolejli İncil çalışma ekibi ve onları harika konuşan kilise elemanı.
Un grupo universitario de estudio de la Biblia y su, oradora invitada... una señora de la primera iglesia.
- İncil çalışması var.
- Catequesis.
Senin gibi İncil hastalarının seks konusundaki iki yüzlülüğünü hiç anlayamadım gitti.
Nunca he entendido a los "devora-Biblias" y vuestra hipocresía con el sexo.