Incindim Çeviri İspanyolca
192 parallel translation
Çok incindim.
Estaba profundamente herida.
Zaten incindim o büyük şişman kanişi taşımaktan.
Ya estoy distendido de cargar ese gran caniche.
Ned, çok incindim, gerçekten.
Ned, eso me ha dolido, de verdad.
Beni ilk kez Sharon'la karıştırdığın zaman çok incindim.
Confieso que al principio me dolió que me confundía usted con Sharon.
Çok incindim.
Me ha herido.
Hayır, seni kırdıysam esas ben özür dilerim. Ama bana kayıtsız davranışından incindim.
No, siento si le he ofendido pero estoy dolida por su reserva.
Son öğrenen ben olduğum için biraz incindim.
Solo un poco ofendido porque fui el último en saberlo.
İlkin çok incindim ve aşağılandım. Hatta kıskandım.
Me sentí humillada y herida... incluso celosa.
Sonra çevresindeki yıldız adaylarıyla oynaşmaya başladı çok incindim
Cuando comenzó a engañarme con las aspirantes a estrella, me dolió.
Kızardım, incindim.
La tengo roja, me duele.
Yüce Tanrı onları aldığında,.. ... ben incindim.
Cuando el buen Señor se las llevó sufrí.
Hatırlamamana hayli incindim.
- ¿ Me puedo quitar el vestido?
Bilemiyorum. Biraz incindim.
Me siento un poco ofendido.
Çok ama çok incindim.
Estoy dolida, muy dolida...
- Daha demin incindim dedin.
- Acabas de decirlo.
Sen de "Evet, incindim" dedin.
"Sí, me hizo daño".
- Daha önce incindim.
- He sido herido antes.
"Şaşkın durumdayım ve incindim."
"Estoy sorprendida y dolida."
"Daha çok, incindim."
"Dolida sobre todo."
Gerçekten çok incindim.
Y sabes, estoy muy dolida.
Pekala, biraz incindim.
De acuerdo, estoy un poco nervioso.
Çok kötü incindim.
Me hirieron mucho.
Her neyse, incindim.
De todas maneras, estoy muy herida.
Ve ben incindim, yani sonuç şu ki bir daha olmasına izin vermeyeceğim.
Y me heriste, así que en resumidas cuentas... no voy a permitir que se repita.
Elbette zamanında ben de incindim.
Sí, ya me han herido antes, sí.
Çok incindim.
Qué rabia me dio.
Sanırım daha önce biraz incindim.
Es porque me han lastimado antes.
# Çok incindim. # Bunu açıklamanın zor olduğunu hissediyorum.
Me duele tanto que no puedo explicarlo.
- Gerçekten incindim.
- Me duele de verdad - No, no.
Düşünemem. Koşum yüzünden incindim.
No puedo pensar, me siento ofendido.
"Merhaba efendim, gerçekten çok incindim basının beni kadınlardan nefret eden biri olarak tanımlamasından."
" Estimado Señor, me duele mucho que los periódicos me llamen misógino.
- İncindim doktor.
- Pero sí me duele, doctor.
Yeterince incindim.
Ya me lastimaron bastante.
İncindim.
D-O-L-I-D-A.
İncindim, George.
Me duele.
İncindim, eski dostumun şu yaptığı...
Pues me hiere que mi viejo amigo...
Rohit, ben gerçekten de incindim.
Usted no debio ocultarlo de mí.
- İncindim.
- Estoy dolido.
İncindim demedim. Sen incindiğimi söyledin.
Yo no dije que me hiciera daño.
Hayal kırıklığına uğradım. İncindim.
- Qué desilusión.
İncindim, işte.
herida, les digo.
İncindim.
me duele...
- Tamam, çok incindim. - Öyle mi?
Sí voy a hacer, sólo porque tengo una visión a medio camino práctico del universo.
- İncindim.
Dolida.
İncindim!
¡ Estoy herido!
İncindim.
Duele.
İncindim. - Pekâlâ.
Estoy dolida.
İncindim ve en iyi arkadaşım benim tarafımda değil. - Ling.
Estoy herida y estoy de pie con mi mejor amiga, sin lado.
İncindim.
Me duele.
Ama Maria ile Michael'ı gördüğümde... Gerçek şu ki... İncindim Max.
Pero cuando vi a María con Michael... la verdad es que... sí, me dolió, Max.
Ah tamam biraz incindim.
- Y usted me está diciendo que no importa? -