Interpol Çeviri İspanyolca
1,184 parallel translation
John Riegert hakkında, interpol'den bir yüz araması yap.
Busca a un tal John Riegert en la base de datos de la Interpol.
... söylediğin gibi yüz taramasını yaptım.
Estuve investigando al de la Interpol, tal como me pediste.
Amerikalılar, Kosova Barış Gücü, veya Interpol?
¿ Los americanos, la KFOR o la Interpol?
İnterpol ajanı Jack Valentine en azından parayla satın alınamıyordu.
A Jack Valentine, de la Interpol, no se le podía comprar, al menos no con dinero.
Kristol'un Aruba'nın güneyinde görüldüğünü bildir.
Informa a la Interpol de que han visto al Kristol al sur de Aruba.
Size işinizi öğretmek de istemem. Ama belirtmem gerek, ayrı gönderildiklerinde silahlar ve helikopter şu anda geçerli İnterpol ticaret standart ve uygulamalarına dair kurallara uyuyor.
Y mientras decido si decirle lo que debe hacer, debo recalcar que cuando se envían por separado, las armas de ese aparato cumplen... las leyes comerciales de la Interpol.
Bu numaradan aradığım için özür dilerim, ama İnterpol yeniden peşime düştü.
Siento llamarle a este número, pero tengo a la Interpol detrás.
- Interpol arama emri çıkarmış.
- Tiene orden de arresto de Interpol.
Ayrıca isminizi tarattığımızda Interpol'ün sizi kırmızı bültenle aradığı ortaya çıktı.
También tenemos un aviso de Interpol cuando investigamos su nombre.
Brechner, İnterpol'den.
Brechner de interpol.
Leila, haziranda İnterpol'ün arananlar listesinin başındaydı.
leila estaba en Ia lista de Ios más buscados por interpol en junio.
Bunu İnterpol'deki kaynağım söylüyor.
Según mi fuente de interpol.
Bu sabah İnterpol'den Memur Brechner 3 kez aradı.
EI agente Brechner de interpol Io llamó tres veces esta mañana.
İnterpol.
interpol.
- Yardımcı olabilir miyim?
¿ Puedo ayudarles? interpol.
- İnterpol mu?
¿ La interpol?
Derhal, İnterpol'le temasa geç.
Ponte ya en contacto con Interpol.
İnterpol bir Donu takip ettiğinde en az 3 yıl kaçması gerekiyor.
Cuando la Interpol persigue a un mafioso tiene que alejarse al menos durante tres años.
İnterpol'ün sistemine girmek suçtur, Michael.
No puedes filtrarte en la computadora de Interpol.
Interpol, izini geriye doğru sürdü ve bu kimliği geçmişte yabancı uluslardan kişiler tarafından kullanıldığını buldu.
Interpol buscó el nombre y envió una lista de extranjeros que lo usaron anteriormente.
Interpol, izini geriye doğru sürdü ve bu kimliği geçmişte yabancı uluslardan kişiler tarafından kullanıldığını buldu.
Interpol rastreó el nombre y nos entregó una lista de extranjeros nacionalizados que lo usaron en el pasado.
Interpol'e giriş kimliğin ne?
¿ Cuál es tu contraseña para la red de Interpol?
Interpol bazen kodları ve bildirileri çözerken tam kelime manalarını kullanmaz.
Algunas veces, cuando Interpol intercepta códigos y comunicaciones las palabras no tienen un significado exacto.
Langley, NSA ve Interpol'den gelen her şeyi filtrelettim.
Estamos aplicando filtros sobre todo lo que vino de la CIA, NSA e Interpol.
Yeni bir resmi varsa yüzünü İnterpol'ün taramasından geçirebiliriz. Çabuk olun.
Si hay un archivo fotográfico actualizado podemos pasar su huella facial por del escáner biométrico de la Interpol.
- Interpol başkanı hatta.
El Director de la Interpol está al teléfono.
Interpol'ün en çok arananlar listesinde 6 yıl kaldı.
- Seis años entre las más buscadas.
Dahası Interpol Dr. Milan Latuza'nın bürosuna ve laboratuvarına baskın yaptı.
Además, la Interpol ha hecho una incursión en la oficina y el laboratorio del Doctor Milan Latuza.
İnterpol bağlantım araştırıyor.
Lo checaré con mis contactos de la Interpol.
İnterpol'deki bağlantım Halligan'ın arandığını söyledi İrlanda, İngiltere ve Fransa'da.
Mi contacto en Interpol dice que investigan a Halligan en Irlanda, Gran Bretaña y Francia.
- Interpol, Halligan'ı Portekiz'de kaybetti.
Interpol perdió a Halligan en Portugal.
Interpol Halligan'ı Lizbon'da yakaladı.
La Interpol atrapó a Halligan en Lisboa.
"Diplomat'ın oğlu İnterpol tarafından Avrupa'da tutuklandı"
"HIJO DE DIPLOMÁTICO ARRESTADO POR LA INTERPOL EN EUROPA"
İsimsiz bir ihbar üzerine tutuklandığı yazıyor burada.
Aquí dice que la Interpol pudo arrestarlo gracias a una pista anónima.
Interpol'ün arananlar listesindesin.
Estás en la lista de la Interpol.
lnterpol'e mi?
¿ A Interpol?
İnterpol az önce Le Bourget'den yeni bir uçuş planı aldı.
Interpol informó de un nuevo plan de vuelo de Le Bourget.
Johnny Truelove, beş yıI FBl'ın en çok arananlar listesinde yer aldıktan sonra 10 Ağustos 2005'te Interpol tarafından Asuncion Paraguay'da yakalandı.
El 10 de agosto de 1995, tras cinco años en la lista de los más buscados por el FBI... Johnny Truelove fue arrestado por la Interpol en Asunción, Paraguay.
Evet, tabi ki İnterpol'e bu olayda kılavuzluk etmek mantıklı... ve olağan bir şeydir.
Sí, por supuesto. Es natural que INTERPOL siga todas las pistas lógicas.
Interpol'denim.
Estoy con la Interpol.
Şuna bir bak, İnterpol'den.
Fíjate, son documentos de Interpol.
Şunu görüyor musun, Interpol'den.
Interpol, Ministerio del Interior.
Bir çok insanı farklı şekillerde konuşturmuştur öncelikle kendi parmaklarını yakmış ve parmak izlerini tamamen silmiştir ki belli olmasın
Cuando en Irlanda le encarcelaron, fue mordiéndose las yemas de los dedos hasta el hueso... para que la Interpol no pudiera tomarle las huellas ni identificarle.
NCIC ve Interpol veritabanlarında izini sürmemiz gerek.
Vamos a tener que trabajar a través de las bases de datos de Interpol y NCIC.
Interpol, onunla Bierko'nun son sekiz ayda en az iki kez buluştuklarını iddia ediyor.
Interpol declara que ella y Bierko se reunieron al menos dos veces en los últimos ocho meses.
Interpol'de Musa Sengor olarak geçiyor. Senegal vatandaşı.
La Interpol lo identificó como Moussa Senghor de Senegal.
Geçen yıldan beri FBI'dan Interpol'e kadar bütün kanun güçleri onun peşinde.
Todas las agencias policiales desde el FBI a la Interpol han estado tras él durante el último año.
Ama benim hikayem onun düşündüğü kadar romantik değil.
Soy miembro de la Interpol.
Peki ya Interpol?
¿ Y la Interpol?
ICPO ( İnterpol ) suçlunun Japonya'da olduğunu düşünüyor.
El ICPO ha determinado que el culpable está en Japón.
İnterpol tarafından suçluyu bulmak üzere görevlendirildim.
La ICPO me ha pedido que colabore para... resolver el caso de los asesinatos en serie.