Intihar Çeviri İspanyolca
12,887 parallel translation
Çocuğun intiharının sorumluluğunun kendisine ait olduğunu mu öğrensinler yani?
¿ Salir a flote con su suicidio y además, sabiendo que fue el responsable?
Bu sefer de annem intihar etti.
Ahora mi madre se suicidó.
Annem intihar etmiş. Hans'ın yanına gittim ama beni oradan da kovdular.
Mamá se suicidó.
İlk incelemeler, annenin intihar etmemiş olabileceğini gösteriyor.
La investigación preliminar muestra que tu madre podría no haberse suicidado.
Anna Ekdahl'la olan yasak ilişkisi yüzünden intihar etti
SE SUICIDÓ A CAUSA DEL INCREÍBLE AFER CON ANNA EKDAHL
Ama o intihar etti.
Ella se quitó la vida.
Annen evine girip tırnağını çaldı bilgisayarını programlayıp, sana bir e-posta gönderdi böylece intihar ettiği sırada yalnız olacaktın. Ama aynı zamanda cinayete kurban gitmiş gibi görünecekti.
Tu madre hace el robo, roba las uñas, entra a tu equipo para enviar un e-mail... para que tú estés sola durante su suicidio, teóricamente como un asesinato.
Annen evine girip, bilgisayarını programlayıp sana bir e-posta gönderdi böylece intihar ettiği sırada yalnız olacaktın. Ama aynı zamanda cinayete kurban gitmiş gibi görünecekti.
Tu madre entró en tu ordenador y programó que te enviara un e-mail para que así estuvieras sola en el momento en que se quitaba la vida... pero haciendo parecer que había sido asesinada.
- Kız kardeşim orada intihar etmişti.
- Mi hermana se suicidó allí.
Selden önce intihar etmiş.
Él se suicidó poco antes de la inundación.
Jacob Mailer sevgili tuhaf renkli tabure intihar için ne kadar valium gerekir evlatlık ajansları
Historial - Jacob Mailer novia - Cuánto Valium para suicidarse agencias de adopción LA
İlk kez lisedeyken intihar etmeye çalıştım.
Intenté suicidarme por primera vez cuando estaba en secundaria.
Fakat benim gibi örnek bir öğrencinin intihar etmeye çalışması okulda büyük bir sansasyon yarattı.
Pero porque el estudiante modelo intentaba suicidarse... se creó una enorme conmoción en la escuela.
Hiç kimse sana intihar etmenin korkların işi olduğunu söylemedi mi?
¿ Nadie te ha dicho que el suicidio es la más cobarde forma de irse?
Her kanal buna intihar diyor.
Todas las estaciones lo están declarando como suicidio.
Gündem yaratan olay karsilanamaz talepler... rehin alma vakasindan çok bir intihar eylemi gibi.
Evento de alto perfil, demandas inalcanzables... se trata más de una misión suicida que de una situación con rehenes.
Kızımın düğün gününde intihar edecek halim yok, değil mi?
No me voy a suicidar el día de la boda de mi hija, ¿ verdad?
- Ed Clark intihar mı etti?
¿ Ed Clark cometió suicidio?
Ed Clark intihar etmemiş, öldürülmüş. Beni ara.
Ed Clark no se suicidó fue asesinado.
Victoria intihar notu bırakmış.
Victoria dejó una nota de suicidio.
Victoria'nın intihar ettiğini söylüyorlar.
Están diciendo que Victoria cometió suicidio.
Hayatımın büyük bir kısmı akıl hastanelerine girip çıkmakla geçti kimde intihar meyli var, bakınca anlarım.
He estado saliendo y entrando de instituciones mentales la mayor parte de mi vida, y reconozco las tendencias suicidas cuando las veo.
Bu intihar değildi.
Esto no fue un suicidio en absoluto.
Polis Victoria'nın intihar ettiğini açıkladı.
La policía ha dictaminado que la muerte de Victoria fue un suicidio.
Eğer doktoru bizden önce bulursa intihar görevi olacak.
Es una misión suicida si la localiza antes que nosotros.
Genelde çatılardan, gayri muhariplerden intihar bombacılarına kadar çeşitli hedefleri vuruyorlar.
Generalmente azoteas, objetivos múltiples... desde combatientes enemigos hasta terroristas suicidas.
- Polis intiharı mı?
- ¿ Asesinado por policías?
Çoğu intihar bombacısı, kendim patlatmadan önce bunu söyler.
La mayoría de los suicidas la dicen entes de hacerse explotar.
Sonarsız o denizaltının nerede olduğunu bilmeden açık denize çıkmak intihar olur.
Creo que se puede reparar, pero no rápidamente. Dirigiéndonos hacia mar abierto sin oídos y sin idea... de dónde puede estar ese submarino... es suicidio.
LAPD onun ölümünü resmen intihar olarak belirledi.
La policía de Los Ángeles quiere cerrar oficialmente su muerte como un suicidio.
Ve intihar etmek için biçilmiş kaftan.
Y el mejor lugar para terminarlo todo.
Ama her nedense intihar etmeye karar verdiğimde kendimi nihayet özgür hissettim. Afallamıştım.
Pero de pronto, justo que decido suicidarme, realmente me sentí libre.
- Evet, daha sonra önümde intihar eden onuncu arkadaşım olursun.
Sí, así sería el décimo amigo que se suicida enfrente mío.
Biliyorsunuz ki, oradaki tüm vaktimi intihar etmeye harcayarak heba ettim ama sizi ölümle cebeleşirken görünce bu hayat yaşamaya değer be dedim. Görüyorsun ya Joe.
Saben, pasé todo el tiempo tratando de suicidarme pero tuve que verlos casi morir para darme cuenta que la vida realmente vale la pena vivirla.
-'Chloe intihar eden kedili kadını biliyordu.'
Chloe sabía lo del gato de la mujer que se suicidó.
-'Kedisi öldüğü için intihar eden kadını biliyorsun?
¿ Sabes la señora que se suicidó porque murió su gato?
Bir intihar girişimiydi belki.
No lo sé. Tal vez fue un intento de suicidio.
Hemşirelere çatıdan atlayarak intihar etmeye çalıştığını söylemiş.
El sujeto despertó. Le dijo a las enfermeras que trató de suicidarse saltando desde el techo.
Adam da o zaman intihar etmişti.
Entonces ahí fue cuando lo hizo.
- Hızlandırılmış intihar da olabilir.
O pudo haber sido suicidio por aceleración.
Ed Clark intihar mı etti?
¿ Ed Clark cometió suicidio?
Ama o da öldü. İntihar etti.
Pero él también está muerto, se suicidó.
İntihar gibi görünüyor.
Parece ser suicidio.
- İntihar eden bir kız kardeşin mi vardı?
- ¿ Tenías una hermana que se suicidó?
İntihar etmişler.
Ellos se suicidaron.
– Onlara benziyor. – İntihar etmemizi sağlayabilirler mi?
- Ella es como ellos. - Nos pueden empujar al suicidio.
İntihar hapı almış.
Era una píldora para morir.
İntihar mı ettiler?
- ¿ Se suicidaron?
Bizi Niagara Şelaleleri'ne getirmenin tek sebebi intihar etmek istemen miydi yani?
¿ Todo el objetivo de este viaje fue para suicidarte?
İntihar eden kadının.
La mujer que se suicidó.
İntihar benim aile geleneğimdir.
Puede que sea algo genético en mi familia... el suicidio.