Ire Çeviri İspanyolca
42,671 parallel translation
Direk konuya geleceğim.
Iré directo al grano.
Tamam, gidip getireyim.
Bien, bueno iré por él.
Derhâl konuya gireceğim.
Bueno, supongo que iré directo al grano.
Biliyor musun, doğru olanı yapacağım çünkü geri kalan ömrünüzü, hayatınızı eskiden eziyet ettiğiniz çocuğun kurtardığını bilerek geçireceksiniz.
Saben, me iré con altura, porque ustedes dos tendrán que vivir el resto de sus vidas sabiendo que el chico que solían atormentar los salvó.
Sadece kılık değiştirebilirsem giderim.
Iré solo si puedo usar un disfraz.
Baba, kesinlikle Daytona Beach'e gitmeyeceğim.
Papi, nunca iré a Daytona Beach.
- Ben de geliyorum!
- ¡ Yo iré con vosotros!
Ben alırım.
Iré a coger una.
Eve ne zaman dönerim bilmiyorum.
No sé cuándo iré a casa.
Sen buraya bak. Ben arkaya bakacağım.
Tú revisa aquí, yo iré a la trastienda.
Hemen geliyorum.
Iré enseguida.
Ben hiç gitmeyeceğim.
Nunca me iré.
- Ben de seninle geliyorum!
- ¡ Yo iré con vosotros!
Bot alımını iptal edeceğim.
Iré a des-comprar el barco.
Ben gelirim. Böylece kendine geldiğinde kıçına tekmeleyebilirim.
Yo iré... para poder patear su trasero.
Gidip hendeğe yardım edeceğim.
Iré a ayudar con el foso.
Oradan başlayıp geriye doğru gideceğim.
Empezaré por ahí e iré hacia atrás.
Sonra papaz yardımcısının peşine düşeceğim.
Y entonces iré a por el diácono.
Sahte köyleri yerle bir etmeye.
Iré a destruir algunos falsos pueblos.
Yarın sabah Amerikalı vatandaşlarımla omuz omuza sandığa gidip oyumu kullanacağım.
Mañana por la mañana, yo mismo iré a la mesa electoral junto a mis compatriotas estadounidenses y depositaré mi voto.
Çıkmıyorum!
¡ No me iré!
Ben öne geçiyorum.
Iré primero.
Değerlendirmesi çok iyiydi, bırakmamın tek yolu, gönüllü olarak istifa etmek.
Su evaluación es tan buena que solo me iré si renuncio voluntariamente.
Nereye gitsen gelirim.
Iré donde tú vayas.
Bak Michele, sen bana bir cevap verene kadar gitmiyorum.
Mira, Michele, no me iré hasta que no me des una respuesta.
Onsuz gitmeyeceğim.
No me iré sin ella.
-... gidip onunla konuşayım.
Iré a hablar con él.
- Ben yaparım, ineceğim.
Lo haré. Iré yo.
- Ben sizinle gelirim.
¡ Yo me iré contigo!
Ben de geliyorum.
También iré.
Ben de geliyorum.
Yo también iré.
Ben tezgâhı şuraya kuracağım.
Iré por ahí. ¡ Dodd!
Ben soldan gideceğim, sen de sağdan.
Iré por la izquierda, tú por la derecha.
Eşyalarımı alayım.
Iré por mis cosas.
Bize bir iyilik yap da gidip birkaç serbest atış çalış.
Iré en unos minutos. Haznos un favor.
Sabah olunca sigorta kutusuna gidip tamir edeceğim, tamam mı?
Por la mañana, iré a la caja de fusibles y veré qué pasa, ¿ vale?
Ancak Mac döndüğünde eve giderim.
Me iré a casa cuando Mac lo haga.
Öğle yemeğine gidiyorum.
Me iré a almorzar.
Ama şimdi o aklımdayken ayrılacağım
Pero ahora me iré recordándola a ella.
Ama şimdi o aklımdayken buradan gidiyorum
Pero ahora me iré recordándola a ella.
Evet, gidiyorum
Sí, me iré.
Seninle geleceğim
Iré contigo.
Nerede olduğunu söylersen giderim
Dime a dónde y yo iré.
Amerika'ya gidiyorum!
¡ Iré a Estados Unidos!
Oraya gidip, onunla konuşacağım.
Yo iré allí, hablaré con ella.
Filistin'de bir İbrani üniversitesi için para toplamak amacıyla önümüzdeki hafta Amerika'ya yola çıkacağım.
Iré a las Naciones Unidas la próxima semana para recaudar dinero para una universidad hebrea en Palestina.
Seni kurtarmak için riski göze aldım ama Freddy için hapse girmem. Bıçağı yerine koymazsak olacak olan o.
Ese era el riesgo que estaba dispuesta a correr para salvarte, pero no iré a la cárcel para salvar a Freddy y eso es exactamente lo que pasará si no devolvemos ese cuchillo.
- Onlara haber vereyim.
- Iré a por ellos.
Gidiyorum ama haberin olsun buraya her geldiğimde seni düşünüyor olacağım.
Me iré. Pero que sepas, que cada vez que venga aquí, pensaré en ti.
Annemle Jeff'in yanına giderim.
Iré donde mamá y Jeff.
Bunun nasıl olacağını bana söylemediğin sürece daha ileriye gitmeyeceğim.
No iré mucho más allá hasta que no me digas qué vamos a hacer.