Jogging Çeviri İspanyolca
155 parallel translation
Hampstead Heath'te sabahları 7'de jogging yapmayı denedim. Ama terlemek yerine iştahım açıldı.
Traté correr en Hampstead Heath a las 7 : 00 de la mañana... pero no me hace sudar, solamente me abre el apetito.
Koşmak konusunda çok yetenekliyim.
Tengo un don para el jogging.
- Koşu mu yapıyoruz?
- ¿ Estamos haciendo jogging?
Bu yüzden bir dolu insan yürüyüş yapıp kepekli buğday gevreği yiyor.
Quizá por eso mucha gente... hace jogging y come cantidad de All-Bran.
Demin koştuk.
Hemos estado haciendo jogging.
Jogging. ( tempolu koşma )
Caminata.
Yanıtı jogging olarak düşünmedim.
No creo que la caminata sea la respuesta.
Sen jogging mi yapıyorsun?
¿ Has estado haciendo caminata?
Jogging,
Caminata,
Jogging. ( tempolu koşma ) Son zamanlarda yapıyorum.
Esto es muy extraño, no puedo mirar.
Yanıtı jogging olarak düşünmedim.
Espérenme, espérenme.
Sen jogging mi yapıyorsun?
¿ Yo dije eso?
Belki bisiklet yolunda biraz jogging yaparım.
Podría salir a correr un poco.
Kostümler, jogging, saatlerce seks.
Disfraces, deporte y sexo a toda hora.
Günde 4, 5 km koşuyordu.
Hacía cinco kms. De jogging al día.
Jogging yapan sıskalarla. Hepsi de kontakt lens takıyor ve aynı ağır tıraş losyonunu sürüyorlar.
Con gente que corre usa lentes de contacto, y huelen a colonia.
Hep kovboy şapkanla mı jogging yaparsın?
¿ Siempre corre con un sombrero tejano?
- Usta Chen, jogging yapacak mısın? - Doğru ( Çince konuşsana emparyalist hayvan ne o jogging falan ).
- Maestro Chen, ¿ va usted a ejercitarse?
Doktor, sana jogging yapmanın, sırtın için kötü olduğunu söylememiş miydi?
¿ Y tú no sabes que el footing también es malo?
Sürekli koşuyor ya da o telefonla konuşup tıraş losyonu kokuyorsun.
Te pasas el día haciendo jogging o pegado al teléfono.
Mary konusuyor jogging yapiyorlar.
Mary la llevó a trotar.
Simdi kiyafetlerini degistir ve benimle jogging yapmaya gel.
Ahora cámbiate la ropa y ven a trotar conmigo.
Geldiğinde göl kıyısında jogging yapabiliriz.
¿ Sabes qué podemos hacer cuando vengas? Podemos ir a correr alrededor del lago.
Göl bir harika Frasier Jogging yapar mısın?
Oh Frasier, el lago es tan hermoso.
Şehirdeki en iyi jogging alanı.
Es el mejor lugar parra correr en Nueva York.
Nike'nin kurucu ortaklarından Bill Bowerman jogging çılgınlığının patlamasına neden olan dünyaca ünlü kitap'Jogging'i yazan... yazarlardan biri oldu.
Bill Bowerman, co-fundador de Nike, co-escribió Jogging, universalmente reconocido como el libro que lanzó la moda del jogging.
Güzel eşofmanmış. Spor mu yapıyorsun?
Bello jogging.Puedes darnos unas respuestas?
Yürüyüş falan yapmıyorum.
No voy a hacer jogging.
Bu işin bazı gerekleri var her şey kayda geçiyor ama evet bir bakalım burada, 6 Ocak dün öğleden sonra, köpekle jogging yapmaya...
Es que... este negocio suena... extraño si nos guiamos por el informe. Pero, veamos... aquí 6 de enero, ayer por la tarde.
Detektif Owens ifadeni almak için dün saat 18 : 54'te evine geldiğinde üzerinde koşu elbiselerinin...
Cuando el Detective Owens llegó a tu casa ayer a las 18 : 54hs notó que no tenías puesta ropa de jogging.
Jogging! Evet!
Corro. ¡ Sí!
Jogging yapıyorduk.
Estábamos trotando.
Hem de Frank isimli, jogging yapan seni telefonla arayan bir melek!
Un ángel llamado Frank... ¿ Está llamándote por teléfono?
Bunlar, çöplerini ayıran köpekleri ile dolaşan, ve Steely Dan'i dinleyen insanlar işte.
¡ Son la misma gente que separa su basura, hace jogging con sus perros y escuchan a Steely Dan!
Benimle jogging yapmak istemediğine emin misin?
¿ Seguro que no quieres venir a correr?
Sadece jogging yapmak istersin diye düşünmüştüm.
Simplemente pensé que querrías correr.
Sabah koşularını bırakmanın zamanı geldi bence.
Es muy temprano para hacer jogging.
Büyüm annem bir adamı mı öpüyordu?
Con una chaqueta de jogging de terciopelo morado.
- Hem de mor bir eşofmanı vardı.
¿ La Bisabuela tenía una chaqueta de jogging de terciopelo morado?
- Tamam. Sadece iki kelime söyleyeyim. - Koşu eşofmanları.
Déjame justo decirte 3 palabras : chandal de jogging.
- Koşu eşofmanları mı?
- Chandal de jogging. - Ves, ya estas pillada.
- Koşuya çıkıyor.
- Hace jogging.
Şimdi, eğer izin verirseniz dışarı çıkıp biraz koşacağım soya sosumu da bırakın, bir saat kadar demlensin.
Ahora, si me disculpan, voy a hacer jogging y dejar que el aderezo descanse por una hora.
Sanırım koşu olmalı. Ya da moşu. Adından emin değilim.
Creo que le dicen "jogging" O algo por el estilo.
4,200 ve yanında bir de polar.
4,200 y un jogging.
Her sabah koştuğunu bilmiyor muydun?
Hace jogging todas las mañanas.
Jogging.
Jogging.
Şimdi herkes jogging yapıyor.
Ahora, les gustan anchos, estilo jogging.
Jogging, Kanepedeki tüyler,
Veras, por esa hora nos guiamos.
Amerikalı biri. Bu adam Jim Ficks! Tam bir sağlık manyağıydı.
Un tipo en los EE.UU., Jim Fixx, era un naturista, corría, hacía jogging, escribió libros sobre jogging tuvo un infarto, mientras hacía jogging y murió.
- Büyük annem mor bir eşofman mı giyiyordu?
No, el hombre tenía una chaqueta de jogging de terciopelo morado.