Kaito Çeviri İspanyolca
54 parallel translation
Kaito.
Kaito.
Pekâlâ, maktul Kaito Nakamura.
De acuerdo, sobre Kaito Nakamura.
Kaito'yu para için öldürdüğümü mü düşünüyorsunuz?
¿ Creen que maté a Kaito por dinero?
Başlangıcın Kaito Nakamura'nın ölümü olduğunu biliyoruz. Peki sonu nasıl?
Sabemos cómo empieza con la muerte de Kaito Nakamura. ¿ Pero cómo acaba?
Kaito Nakamura'yı ben öldürdüm.
Yo maté a Kaito Nakamura.
Kaito Nakamura'yı sen öldürmedin.
Tú no mataste a Kaito Nakamura.
Kaito Nakamura'yla beraber.
Kaito Nakamura.
Linderman. Kaito Nakamura.
Kaito Nakamura, este se llama Bob.
Kaito Nakamura, öldürüldü.
Kaito Nakamura, asesinado.
Hiro Nakamura, öldürüldü.
Kaito Nakamura, asesinado.
Kaito'yla, hatta annenle de.
Con Kaito. Con tu madre.
- Kim? - Kaito Nakamura cinayeti ile ilgili neler biliyorsun?
¿ Y qué sabes del asesinato de Kaito Nakamura?
Annem, Kaito cinayeti yüzünden hapiste.
Mi madre está en la cárcel por el asesinato de Kaito.
Ailen, Kaito, Linderman, ben...
Tus padres, Kaito Linderman, yo.
Kaito Nakamura'nın ölümüyle başlayan ve benim ölümümle biten bir dizi resim çizdi.
Pintó una serie de cuadros que empezando con la muerte de Kaito Nakamura y terminando con la mía.
Kaito Nakamura'yı öldürdü.
Mi padre mató a Kaito Nakamura.
Kaito!
¡ Kaito!
Kaito Nakamura dosyasıyla ilgili bilgi almaya çalışıyorum.
Porque intento buscar información sobre el caso de Kaito Nakamura.
Kaito Nakamura dosyası kapandı.
El caso de Kaito Nakamura esta cerrado.
Kaito Nakamura'nın ölümünü içeren?
La muerte de Kaito Nakamura.
Efendim...
¡ Kaito!
Efendim!
¡ Kaito!
Kaito Nakamura'yı öldüren kimdi?
¿ Quien mató a Kaito Nakamura?
Kaito Nakamura bana doğruyu yanlıştan ayırmayı öğretti
Kaito Nakamura me enseño a distinguir entre el bien y el mal.
Kaito ve Ishi'nin oğlu.
Hijo de Kaito e Ishi.
Geleceği düşünmelisin, Kaito.
Debes pensar en el futuro, Kaito.
Hiro, Kaito Nakamura benim için bir baba gibiydi.
Kaito Nakamura fue como un padre para mí.
Formülün Kaito'da olan yarısı nerede?
¿ Dónde está la parte de la fórmula de Kaito?
Eski iş ortağım, Kaito Nakamura. Onu benden saklamış. Ama yeterince iyi değil.
Mi ex-compañero, Kaito Nakamura, lo escondió, sólo que no lo suficiente.
Bu kişinin kimliğini bir tek Kaito Nakamura biliyordu ve hepimizin bildiği gibi Kaito öldü.
Kaito Nakamura era el único que sabía su identidad, y el está muerto.
Saygıdeğer hakim Kaito Nakamura geldi.
El honorable juez Kaito Nakamura preside.
- Enomoto Kaito. - Burada.
Enomoto Kaito.
Kaito ; ben işe gidiyorum.
KAITO : ME FUI A TRABAJAR.
Kaito'nunki büyük boy olsun.
Una porción grande para Kaito.
Kaito...
Kaito...
Her neyse, Kaito...
Pero igual...
Sen ve ben her zaman baba ve oğul olacağız.
Kaito... tú... y yo... somos padre e hijo.
Kaito ; annene göz kulak ol ve onu koru.
Kaito : Cuida a tu madre, y protégela.
Kaito, alttan tutsana.
Kaito, agarra de abajo.
Kaito...
Ese Kaito...
"Kaito, kıça vur gitsin!"
"Kaito, pégale al culo."
- Kaito tam bir Tokyolu.
Bueno, Kaito es un niño de Tokio.
Kaito ; sanırım eve geç geleceksin.
Kaito : Te quedaste afuera hasta muy tarde.
Kaito, dalgalar her türlü şeyi yutar.
Sabes, Kaito, las olas... se tragan todo tipo de cosas. Es algo maravilloso.
Ama Kaito onun yaşam enerjisinin kaynağı sensin. Kendinsin.
Pero sabes, Kaito... la fuente de su energía eres tú.
Buradan çok uzakta olan bir kasabada, Kaito'da baş bilim insanıydım.
Yo era la jefa científica de Kaito, un pueblo que queda muy lejos de aquí.
Eminim Kaito da artık yoktur.
Estoy segura de que Kaito también ha desaparecido.
Formülün Kaito'da olan yarısı nerede?
¿ Dónde está la parte de Kaito de la fórmula?
- Kaito.
- Kaito.