Kalp krizi geçirdi Çeviri İspanyolca
503 parallel translation
Belki ani bir kalp krizi geçirdi.
Quizás tuvo un infarto.
Sonra birdenbire kalp krizi geçirdi. Şu oturduğu sandalyede ölüverdi. Yüzü o kadar huzurluydu ki, hatırlıyor musun Martha?
Y entonces le dio el ataque al corazón y se quedó muerto en la silla con el rostro sereno.
Baban kalp krizi geçirdi. Ne?
- Tu padre ha sufrido un ataque.
Bugün kalp krizi geçirdi.
Ha tenido un ataque, un ataque al corazón.
Tenis kortunda kalp krizi geçirdi.
Murió de un ataque cardíaco en la cancha de tenis.
Baban kalp krizi geçirdi.
Padre sufrió ataque.
Kalp krizi geçirdi de öldü.
Tuvo un ataque al corazón.
"Jacob Rushton gerçekten kalp krizi geçirdi ama buna enfiyesindeki tehlikeli bir madde neden oldu."
"Jacob Rushton sufrió sin duda un ataque al corazón pero fue inducido por una sustancia dañina en su tabaco".
Kalp krizi geçirdi.
Una crisis cardíaca.
- Langley kalp krizi geçirdi.
- Langley ha sufrido un infarto.
6 hafta önce kalp krizi geçirdi.
Tuvo un ataque al corazón hace seis semanas.
- Hastalardan biri kalp krizi geçirdi.
- Un paciente tuvo un paro cardíaco.
Kalp krizi geçirdi, camdan patlayan bombanın üstüne düştü ve silah kazasında öldü.
Tuvo un ataque caldíaco, cayó pol la ventana... le explotó una bomba y tuvo un accidente.
Ama Bay Royce kalp krizi geçirdi.
Pero el Sr. Royce ha tenido un infarto.
Sonra Lamb kalp krizi geçirdi ve öldü.
Pero Lamb murió de un infarto.
Tam o sırada çizer ölümcül bir kalp krizi geçirdi.
Pero, de repente, el dibujante sufriá un ataque cardiaco.
- Kalp krizi geçirdi.
- Ha sufrido un infarto.
Bay Ruddy hafif bir kalp krizi geçirdi ve telefonlara da çıkmıyor.
El Sr. Ruddy tuvo un infarto leve y no recibe llamadas.
"Mükemmel meslek hayatı kalp krizi geçirdi."
"Carrera ejemplar". "Ataque cardíaco".
Harry kalp krizi geçirdi.
Harry sufrió un ataque cardíaco.
Geçen hafta kalp krizi geçirdi.
Sufrió un infarto la semana pasada.
Ne de olsa kalp krizi geçirdi. 4 ay sonra bile eskisi gibi...
Por supuesto, si después de cuatro meses, un ataque cardíaco...
Kocam kalp krizi geçirdi ve öldü.
Mi marido tuvo un infarto y murió.
Kocam kalp krizi geçirdi ve evliliğimizin ilk gecesi öldü.
Mi marido tuvo un infarto y murió en nuestra noche de bodas.
O kalp krizi geçirdi.
Vi lo que pasó.
Bay Conner kalp krizi geçirdi.
El señor Conner sufrió un derrame cerebral.
"Siz geldiğinizde eşi kalp krizi geçirdi, değil mi?" dediklerinde?
Al mismo tiempo que empezó A trabajar para el?
Tümörler, beyin kanamaları. Çocuğun biri birden kalp krizi geçirdi.
Gente con daño cerebral muere de paro cardiaco.
Tam sahnede şov yaparken iki izleyicisi kalp krizi geçirdi.
Está haciendo su número y a dos viejos les da un infarto.
Matusik yaşadığı şok sonucu kalp krizi geçirdi ve öldü.
El choque para el sistema de Matusik causo el paro cardiaco y murió.
Elliot kalp krizi geçirdi.
Elliot tuvo un accidente cerebrovascular.
Annem kalp krizi geçirdi.
Mi madre tuvo un infarto.
Annem neredeyse kalp krizi geçirdi.
Y a mi mamá casi le da un paro cardíaco.
Kalp krizi geçirdi.
Te va a dar un infarto.
- Tanrım, Karchy. O kalp krizi geçirdi.
- Karchy, ha tenido un infarto.
Pazartesi gececi bir... kalp krizi geçirdi, ve kızını aradı.
El lunes por la noche le dieron unas palpitaciones.
Kalp krizi geçirdi.
Tuvo un ataque al corazón.
Hayır, herşey yolunda. Kalp krizi geçirdi ama,... iyileşecek.
Está bien, sufrió un ataque cardíaco, pero se está recuperando.
Cindy'nin babası dün gece kalp krizi geçirdi.
el papa de Cindy tuvo un paro cardiaco esta noche.
- Babası kalp krizi geçirdi.
- su padre tuvo un paro cardiaco.
Dan! Ben yapmadım. Kalp krizi geçirdi.
¡ Dan, no pude evitar que su corazón se parara!
Kalp krizi geçirdi ya da biri ona kötü mal sattı.
Ha tenido un fallo cardíaco, o alguien le ha vendido droga en mal estado...
Telefonun çaldığını ve sekreterimin bana "Marty kalp krizi geçirdi ve Francis bunu kabullenmek istemiyor." dediğini hatırlıyorum.
Recuerdo que sonó el teléfono, y mi secretaria dijo : "Marty tuvo un infarto, y Francis no quiere admitirlo."
Bu, onu perişan etti, kalp krizi geçirdi.
Él lo tomó mal, le dio un ataque cardíaco.
35 yasinda, çok siddetli bir kalp krizi geçirdi.
Ataque cardiaco masivo. 35 años.
Dinle, telaş edeyim deme ama baban hafif bir kalp krizi geçirdi.
Escucha, no pierdas el control pero tu padre tuvo una leve apoplejía.
- Kalp krizi geçirdi.
- Le ha dado un ataque.
Kalp krizi mi geçirdi?
¿ Le ha dado un infarto?
Sonrasında kalp krizi geçirdi ve bana kendisini giydirmemi söyledi. O zaman ölmedi.
En ese momento, no.
Kalp krizi geçirdi.
Le dio un ataque al corazón.
Kalp krizi geçirdi.
Tuvo un paro cardiaco.