English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ K ] / Kapı çaldı

Kapı çaldı Çeviri İspanyolca

1,200 parallel translation
Kapı çaldı!
¡ Es el timbre!
İşte, kapı çaldı.
Oh, ahí está la puerta.
- Hiç unutmam, bir gece yine anamın yaptığı bulgur aşını yerken kapı çaldı.
Estabamos comiendo gachas de avena cuando alguien llamó a la puerta.
İlk birkaç hafta boyunca her kapı çaldığında ya da araba geçtiğinde korktuk.
En las primeras semanas, esperamos a ver si alguien tocaba el timbre, o pasaba un auto.
Aralığın 29'unda kapı çaldı.
" El 29 de diciembre, sonó el timbre de la puerta.
Neyse, şimdi kapı çaldı.
Llaman a la puerta. Muy bien, adiós.
Sanırım kapı çaldı.
Creo que eso fue el timbre de la puerta.
Bir saniye, kapı çaldı.
Espera.
- Kapı çaldığınız için sağ olun.
Gracias por golpear.
Yanlış kapıyı çaldın.
Se ha equivocado.
- Kapı zili çaldı.
- Escuché el timbre.
Ön kapıyı çaldım ama...
Espero no interrumpir nada.
Elimden geleni yaptım, ama şu ana dek çaldığım her kapı yüzüme kapandı.
He estado tratando de ayudarte, pero todos me cierran la puerta.
Kapıyı çaldın mı peki?
¿ Ya golpeaste a la puerta?
Andy, biri kapıyı çaldı.
Andy, hay alguien.
"Andy, biri kapıyı çaldı." dedin.
Has dicho : "Andy, hay alguien".
Ben yazarken, sen kapıyı çaldın.
Estaba escribiendo cuando has llamado a la puerta.
Kapın çaldığında gelenin Tanrı olduğunu anlamak için ne bana ne de bir başkasına ihtiyacın olacak.
Cuando Dios venga a llamar a su puerta, no necesitará que yo... ni nadie más le diga qué es ese sonido.
Savaş kapımızı çaldığında önce bizim halkımız ölecek.
Cuando la guerra llegue aqui nuestro pueblo morirá primero.
Kapıyı çaldığını duymadım.
No te he oído llamar.
Ertesi sabah evde baygın uyurken kapının çaldığını duyuyor.
A la mañana siguiente mi tío estaba durmiendo... cuando escucha que golpean a la puerta.
Çünkü kapıyı çaldığımda belki de orada olmayacağını düşünüyorum.
Porque pienso que tal vez llegaré a golpear tu puerta y no estarás ahí.
Böyle koşturup, kapımı çaldığına inanamıyorum. Nerelisin?
No puedo creer que llames así a mi puerta. ¿ De dónde sales?
Neyse kapısına gittim, zilini çaldım tamam mı?
- Eso sí es verdad.
- Birisi kapının zilini çaldı.
Todo cierto, ¿ Qué? Alguién tocó el timbre.
Kapıyı çaldın mı?
¿ Has llamado?
- Kapıyı çaldım, kimse cevap vermedi.
- He llamado y no ha contestado nadie.
Yılbaşı hediyelerimizi iş yerinden mi çaldın düşüncesine kapılmalı mıyız?
¿ Debemos esperar regalos de Navidad robados de tu oficina?
Biri beş dakika önce kapımı çaldı ve muhtemelen evleri şaşırdı.
Alguien tocó a mi puerta hace unos minutos... y se equivocó de casa.
- Kapı zili çaldı mı? Yoksa sadece vurdular mı?
¿ Sonó el timbre o sólo golpearon la puerta?
Ve dört yıllık çalışmalarım, sen kapımı çaldığın için boşa gitti.
Cuatro años de trabajo perdidos porque tú entraste por mi puerta.
Tanrım, Carl kapıyı çaldığında az daha kalp krizi geçiriyordum.
Casi me da un infarto cuando Carl llamó a la puerta.
Alarm çaldıktan tam 45 saniye sonra arabayı tam kapının önüne getireceğim.
Si la alarma suena, quiero que salgan en 45 segundos.
Kapı mı çaldı?
¿ Es esta la puerta?
Bir daha ki sefere kapın çaldığında, polis olsun diye dua edeceksin.
Cuando llamen a tu puerta, rezarás para que sea la policía.
Kapıyı çaldığımı duymadınız mı?
- ¿ No me oyeron golpear?
Kapısını çaldım ama evde yok.
Toqué en su puerta, pero ya no está.
- Yanlış kapıyımı çaldım? .
- Creo que me equivoqué de piso.
- Ön kapıyı çaldık.
- Tocábamos a la puerta.
Bay Nixon. Dakota'daki kapıcıdan fazladan Abba Zabba çaldığını görmedim sanma.
Bien, Sr. Nixon, no crea que no lo vi robarme ese extra Abba Zabba del portero de Dakota.
Kapının çaldığını bile duymadım.
Ni siquiera oí el timbre.
Bütün gün kapıyı çaldım.
Llevo un siglo dando golpes.
Daireye gittim ve kapıyı çaldım,
No, bueno, sí.
Sana ulaşmaya çalışıyordum. Kaç kere kapını çaldığımı biliyor musun?
He querido venir a verte. ¿ Sabes cuántas veces he venido y te he llamado?
Zili çaldım kapıya vurdum, cevap, vermedi.
Llamé, pero no contestó.
- kapıyı çaldım, kimse cevap vermedi.
- ¿ Y? - He llamado, no contestan.
Sanırım yanlış kapıyı çaldın, çünkü bana nasıl yalnız kalınırı sorman gerekirdi.
Creo que soy la persona equivocada para eso... Te aconsejaré cómo puedes llegar a quedarte sola. No.
Kapını çaldım.
Fui a tu casa.
Fırsat kapıyı çaldığında, cevap vermek gerek.
Cuando una oportunidad llama a mi puerta, yo contesto.
Herneyse... Kapı zili çaldı, ve farkettim ki bu telefon tamircisiydi,'buyüzden tüm gündür bekliyorum..
- De cualquier forma... sonó el timbre de la puerta, y pensé que era el tipo del teléfono, porque lo estuve esperando todo el día.
"Kapı zilini nasıl çaldığımı sandın?"
"Como crees que toqué el timbre?"

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]