Kapış Çeviri İspanyolca
19,510 parallel translation
Benimle adam gibi kapış.
- Enfréntate a mí de hombre a hombre.
Finch, Turner mülkünün kapısındayım.
Finch, estoy en las puertas de la finca de los Turner.
Kapının dışında korumalar var.
Guardas tras esta puerta.
Kapı alarmını Easton tetiklemiş. Anlaşılan bu onu durdurmak için yeterli olmamış.
Easton ha activado la alarma, pero no se ha detenido.
Çete üyelerinin tutulduğu hücrenin kapısını açmamı yoksa eşimin bir sonraki bombadan sağ kurtulamayacağını söyledi.
Para abrir la celda donde estaban los pandilleros o mi mujer no se salvaría de la siguiente bomba.
Birisi elektriği kesip hücre kapılarını açmış.
Alguien ha cortado la electricidad y abierto todas las puertas de las celdas.
Son sayıma göre 600 mahkum arka kapıdan kaçmış.
Según las últimas cuentas, 600 prisioneros escaparon por detrás.
Bu herif boş gezenin boş kalfası. Kapının yanındaki de emniyeti açmamış. Ve o da silahını doğrulttuğundan beri titriyor.
Ese tío tiene una pierna mala, el de la puerta aún tiene el seguro puesto en el arma, y esa no ha dejado de templar desde que empuñó la pistola.
Cehennem kapısı gibiydi. Dört kişiyi dışarı çıkardı.
Era como las puertas del infierno mismo, y sacó cuatro personas a cabo,
Bir de kapıyı açar mısın?
Y la puerta, si se quiere,
Herkesin evinin kapısını açık bırakması da çok önemli.
Es importante que todos dejen sus puertas abiertas.
Gökyüzünde bir kapı açacakmış.
Ella dice que abrirán una puerta celestial.
Kapısına bozuk ilanı astım.
He puesto el cartel de "no funciona".
Burger Ring ya da Fanta kapısı değil.
Hay otra puerta no la de los aros de cebolla, ni la de la Fanta.
Araba kapısından zor zor görülüyor.
La cabeza apenas le pasaba del pecho.
Araba kapısı kadar boyu olduğunu duydum.
Dice que no llega a la ventanilla.
Siz insanlar kapıyı çalmaz mısınız?
- ¿ Alguien puede llamar a la puerta?
Yeşil Bölgenin batı kapısından buraya kadar geldim.
Vine desde la puerta oeste de la Zona Verde.
Bu seni Santa Monica kapısından geçirecek.
Mira. Es un pase para cruzar la entrada de Santa Mónica.
Bir saat sonra Tom'un paketi Santa Monica kapısında patladı.
Una hora después, el paquete de Tom explotó en el portal de Santa Mónica.
Bunun anlamı, önümüzdeki hissedarlar toplantısında hepiniz kapının önüne konmuş olabilirsiniz.
Lo que significa, que en un momento no muy lejano, es posible que todos tengáis que levantar el culo de vuestros asientos.
- İnsanlar yanlış fikirlere kapılabilirler.
La gente puede tener una idea equivocada.
İhtiyar Ellie'nin kapısını ben de gördüm ve açtım.
Bueno, he visto umbral de edad de Ellie.
"Saklı kapı" ve "gizli kısım" dedi.
Está bien. Dijo "puerta oculta" y "área secreta".
Sırayı bozmayın ve talimat verildiğinde kapıdan geçin.
Formen una fila y atraviesen la puerta cuando se lo ordenen.
Biri bu kapıyı açık bırakmış yani şimdi içeri girebilirsin, devam et.
Alguien dejó esa puerta abierta, así para que puedas entrar.
Çıkarken kapıyı kapatır mısın?
¿ Puedes cerrar la puerta cuando te vayas?
Elliott Smith'in öldüğü gece Shaun'la esrar çekip milletin kapısına dayanmış ve herkese bunu anlatmıştık.
La puta noche que murió Elliott Smith, Shaun y yo tomamos crack y despertamos a los vecinos para contarles.
Ya da uyuyacak mısın? Ben kapımı kapatırım. Eve gelirken "Güzel bir gece oldu." diye mesaj atarsan sizin o işi yapacağınızı anlarım ben de.
Dejaré mi puerta cerrada, envíame un mensaje : "Lo pasé bien", al volver, y sabré que van a hacerlo.
6 metre uzay kapısına doğru emekle. Kamp duvarının dışına çıkacaksın.
Te encontrarás una puerta a unos seis metros que te llevará fuera del muro del campamento.
Scorann! Yeni Thane'iniz size bir Deri Değiştiren'e bir yatak, eşine de mahkeme kapısı açıyor!
¡ Scorann! ¡ Vuestra nueva Thane le da un lecho a un cambiapieles y un juicio a su esposa!
Evlendiğimde dış kapının dış mandalı mı olacağım?
¿ Me convertiré en una extraña para ti, si me caso?
- Ailenin kapısı hep gariplere açıktı.
Tu familia siempre solía acoger a perros callejeros. Tú nunca fuiste un perro callejero.
Ben burada olacağım. Cehennemin kapısını koruyacağım.
Estaré justo aquí... custodiando la entrada al infierno.
Kapının yapısı her zamankiler gibi duruyor.
El hardware en las puertas parece del tipo estándar.
Bu sabah paydostan sonra birisi kapımın altından atmış.
Alguien la paso bajo mi puerta después del descanso de esta mañana.
Çünkü bazen insanlar kapıda olduklarını söyleyip aslında daha çıkmamış oluyorlar.
Porque a veces la gente dice que ya ha salido cuando en realidad aún no se han ido.
Deli değiliz ama lütfen buzdolabı kapısının seni görmemizi engellemesine izin verme.
Y no es que estemos locos ni nada, pero por favor No dejes que la puerta de la nevera nos impida verte.
Kapısını ikiye kırıp hem de.
la puerta, al medio.
Ve Amerika'daki lüks otellerin yarısının banyo kapısında bizim bornozlarımız var.
Contamos con albornoces en la puerta del baño.
Sadece beni etkilemiyor ama kız kardeşim, çalışanlarım hepsinin geçim kapısı orası.
Sí. Bueno, no me acaba de hacer daño. Usted sabe, mi hermana, todo mi pueblo...
Giriş kapısı için üzgünüm. Önemli değil.
Disculpa por tu puerta principal.
Polisler kapı politikasında çok sıkı.
La Policía está jodidamente molesta controlando la puerta.
Diğerleri sadece açık kapıdan çıkmaya çalıştı. Yerlerinde olsak biz de aynısını yapardık.
Los otros corrieron hacia una puerta abierta, hubiéramos hecho lo mismo en esa situación.
Nöbetçileri çağırıp sizi hastamın kapısından sürükleyerek götürmelerini istememden önce son şansınız bu.
Última oportunidad antes de que llame a los guardias y haga que te muevan de la puerta de mi paciente.
- Hangar kapısını açın!
¡ Abre la puerta del hangar!
Dış kapı.
La puerta exterior.
İnsandışı sedyedeydi, şu kapılardan götüdüler.
Tenían al Inhumano en una camilla, pasó por esas puertas.
Hala Bobbi'yi bir kapıdan geçirmeye çalışıyorum.
Sigo intentando hacer que Bobbi cruce.
Kapısı kilitli.
Su puerta está asegurada.
Öğrendiğim kadarıyla, sorup durduğunuz o kadim tarafından kapılmış. Kree onu öldürdükten, sürgün ettikten ya da her neyse ondan sonra.
Pero por lo que he podido saber, fue arrebatado... por este antiguo con el que me habéis estado dando la lata... después de que los Kree fueran asesinados o sacados a patadas o lo que sea.