English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ K ] / Karanlik

Karanlik Çeviri İspanyolca

175 parallel translation
GAZETE OYUNUNUN "KARANLIK ÇAĞLARI" NDA "BÜYÜK HABER" İÇİN BİR MUHABİR CİNAYET HARİÇ HER ŞEYİ YAPABİLİRDİ.
EN LA "ÉPOCA OSCURA" DEL PERIODISMO UN REPORTERO "A LA CAZA DE LA HISTORIA" LLEGABA CASI AL ASESINATO.
Karanlik oldugunda yine demirparmakliklar arkasindayim.
Debo volver a la cárcel cuando oscurezca.
Karanlik basinca buradan gitmelisiniz.
Has de marcharte al caer la noche.
GÖZLÜKLERİM HERŞEYİ KARANLIK GÖSTERİYOR!
Ah! Todo lo veía negro por culpa de mis gafas.
Karanlik basinca tümeni yok edecekler.
Se van a asegurar de que no queda compañia en pie.
ÇUKUR DERİN VE KARANLIK ESKİ ÇAĞLARDAN BERİ SÜREGELEN BİR KARANLIK
UN AGUJERO, NEGRO Y PROFUNDO, CUYA OSCURIDAD DURA DESDE TIEMPOS REMOTOS HASTA LA ACTUALIDAD.
"AKLIN KARANLIK TARAFI"
EL LADO OSCURO DE LA MENTE
Bu kelimenin karanlik ve kafa karistiran bir tarihi vardir.
Una palabra oscura estaba en todas las bocas : autogestión.
DÜNYANIN BİR YERİNDE GECENİN BİR YARISI KARANLIK BİR EVDE
EN PLENA NOCHE, EN UNA CASA A OSCURAS
Dünyanin, bu karanlik çağdan önce nasil olduğunu öğrendim.
Aprendí cómo era el mundo antes de que advinieran las tinieblas.
Biz, bir avuç zengin, güçlü ve akilli kişi, dünya karanlik bir çağa gömülürken, uygarliğin bilgisini ve hazinelerini korumak için geri çekildik.
Unos pocos, los ricos, los poderosos, los inteligentes, nos aislamos para guardar el conocimiento y los tesoros de la civilización, mientras el mundo se adentraba en una edad de tinieblas.
STAVINSKY İNTİHAR ETTİ... KARANLIK BİR KONU
STAVlSKY SE SUICIDA DE UN TIRO DISPARADO A QUEMARROPA.
Birbirinden isikyillari uzakliktaki yildizlarin arasindaki boslukta bulunan karanlik bulutlar, organik moleküllerle dolular.
Nubes negras, de años luz de ancho errantes entre los astros. Contienen moléculas orgánicas.
Buradaki bilimadamlarinin kesfettikleri buluslar, bu devirden sonra baslayan Karanlik Çaglar'da yeni bastan kesfedilerek, bugünkü kültürümüzü borçlu oldugumuz Rönesansi mümkün kilacakti.
Tras el medievo, el redescubrimiento de las obras hechas aquí, hace posible el Renacimiento que influyó mucho en nuestra cultura.
hava karanlik ve biz günes gözlügü takiyoruz.
Está oscuro y usamos lentes de sol.
KARANLIK BİR GECE ( 1983 )
SINIESTRA OSCURIDAD
Karanlik çökünce megalopolis, yamaçlarin gölgesindeki tasra mezarliklariyla istasyon ve tapinaklariyla kasabalara dagiliyor.
Cuando cae la noche, la megalópolis se desglosa en pueblos, con sus cementerios de campo a la sombra de los bancos, con sus estaciones y templos.
italya'da gördügüm sey ise Michelangelo'nun yarim kalmis iki kölesi kaybolmus, karanlik bir kösede terk edilmis...
Y lo que vi en Italia... los esclavos inconclusos de Miguel Ángel... perdidos, abandonados en un rincón oscuro...
Parçacik hizlandirici patlamasinda ortaya çikan karanlik maddeye maruz kaldiginda kendisi üzerinde deney yapmaktaysa...
Si estaba experimentando en sí mismo cuando estuvo expuesto a la onda de materia oscura liberada por la explosión del acelerador de partículas- -
Karanlik, ciddi bir akim, yasamaktan degil... sadece varolmaktan olu \'feuyor.
Un sombrío, serio, fluyendo no de la vida... sino de la mera existencia.
- Karanlik madde, ikisini birlestirmis.
La materia oscura los fundió a ambos en uno.
Tek yapmamiz gereken onu karanlik bir yere çekmek yani.
Así que, solo tenemos que ponerla en un lugar oscuro.
Birazcik daha karanlik yapabilir misin?
Podría hacerlo un poco más oscuro?
KARANLIK ÇAĞLAR
LA EDAD media
benim sari secimimde tercihim yok bu yüzden ilk aldigimda karanlik bir secim yaptim ve bu benim ilk maasim
No soy bueno eligiendo saris. Así que es el primero que saqué en la oscuridad. Y esta es mi primera paga.
Düzinelerce görüntü aliyorum, karanlik, korkunç...
Tengo una mezcla de imágenes oscuras, aterradoras...
Hepimizin ruhunda karanlik bir taraf var.
Todos tenemos lados oscuros en el alma.
Hepimizin ruhunda karanlik bir taraf var.
Todos tenemos nuestro lado oscuro.
Karanlik tarafi tekrar üstün gelmis olabilir.
Quizá su lado oscuro volvió a dominarlo.
Bana geldin çünkü kontrolünü kaybetmekten korktun. Karanlik tarafinca yaratilmis bir illüzyonla savasiyorsun.
Viniste a mí porque temías estar perdiendo el control, luchando contra una ilusión creada por tu lado oscuro.
Profesör'ün, karanlik tarafinin yarattigi hayallerden muzdarip oldugunu düsünüyor.
Cree que el profesor sufre delirios violentos creados por su lado oscuro.
"KARANLIK ÇÖKÜYOR"
LA CAIDA DE LA NOCHE
NE YAĞMUR, NE KAR NE KÖR KARANLIK ULAĞI YOLUNDAN ALIKOYAR
Nl NIEVE Nl LLUVIA Nl CALOR NI OSCURIDAD EVITARAN QUE CARTEROS TERMINEN SUS recorridos.
Vermont'a oranla, burasi ayin karanlik yüzü gibidir, dostum.
En comparación, esto es la cara oculta de la luna, amigo.
Denver'a karanlik basmadan varmaliyim.
No me queda mucho tiempo si quiero llegar a Denver antes que oscurezca.
" Karanlik ve rüzgarli bir günde yaşli rodeocu atinin üstünde
"Un viejo vaquero iva cabalgando en un día ventoso y oscuro"
"ŞAHLANAN KARANLIK"
5x15 "EL DÍA DE LA OSCURIDAD"
Karanlik, hicligin ortasinda, ve hormonlu genclerin gelip oynasmaya bayildiklari yer.
Está oscuro, en el medio de la nada... y es adonde los adolescentes vienen a retozar, siguiendo a sus hormonas.
KARANLIK ARMONİLER
Las Armonías Werkmeister
Karanlik bastiginda yalniz 9 tanesi sagdi.
Al anochecer, sólo nueve aún estaban vivos.
300 metre asagisi, etraf simdiden cok karanlik ve su sicakligi hizla düsüyor.
A los 300 m, ya está muy oscuro y la temperatura del agua cae rápidamente.
Karsidan bakinca ince olmalarina ragmen görülmektedirler ama döner dönmez yan taraflari yüzeyden gelen mavi isiklari yansitir ve karanlik icinde kaybolurlar.
Sólo son visibles de frente, si bien son delgados, pero en cuanto giran, sus lados espejados reflejan el remanente de luz de la superficie, y desaparecen en las tinieblas.
1,000 metrenin altina indiginizde karanlik kusaga girersiniz.
Desciendan 1.000 m, y entran a la zona de total oscuridad.
Bu, karanlik ve tehlikeli bir dünyadir.
Es un mundo oscuro y peligroso.
Bu derinlikte yiyecek az oldugu icin, karanlik kusaktaki yirtici hayvanlarin her boyutta yemekle basa cikabilmesi gerekir.
Con tan escaso alimento a esta profundidad, los depredadores deben ser capaces de lidiar con presas de cualquier tamaño.
Karanlik kusakta bile biraz isik vardir.
Aún en la obscuridad, hay algo de luz.
Yirtici hayvanlarla avlari arasindaki savasa yardim etmek icin karanlik kusaktaki bazi baliklar fenerler olusturmuslardir.
Para ayuda en la constante batalla entre depredadores y presas, algunos peces de la oscuridad han desarrollado faros.
Bir milyar ton hayvan her gece karanlik kusaktan yukariya daha zengin ve daha sig olan suya dogru yol alir.
Mil millones de ton de animales ascienden de la oscuridad hasta aguas más ricas y menos profundas cada noche.
Sualti aracinin isiklari olmazsa burasi tamamen karanlik olur.
Sin las luces del sumergible, estaría completamente oscuro.
KARANLIK GECE, dedi o.
NOCHE, DICE ÉL
Karanlik yüzünde ilk defa 1979'da Voyager tarafindan izlenen çok büyük simsekler bulutlarini aydinlatir.
En su lado oscuro, grandes relámpagos iluminan las nubes...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]