Karnım Çeviri İspanyolca
3,560 parallel translation
Yalnızca iki gündür buradayım ama üşüyorum, karnım aç ve kendimi çok yalnız hissediyorum.
Sólo he estado aquí dos días y ya me siento fría, solitaria y hambrienta.
Bu kadar dans edince karnım acıktı.
Vaya, todo ese baile sí que me ha dado hambre.
Karnımı doyurmakla kalmadı. Hayatımı değiştirdi.
Esto no sólo se limitó a saciar mi hambre.
Sanki vahşi bir yaratık karnımı kemiriyormuş gibi.
Es como si una bestia salvaje me royera las entrañas.
Bunlara karnım tok.
He tenido suficiente.
Sadece karnım aç.
Solo estoy hambriento.
- Biliyorum ama karnım kaşınıyor.
- Lo sé. Me pica la barriga.
Rica etsem gidip bana bir sandviç alıver. Gerçekten karnım aç.
Por favor, ve a por un sándwich, tengo mucha hambre.
Bir araya geldiğimiz günden beri karnımı doyurup başımı sokacak bir yuva verdi.
Pone comida en mi estómago y un techo sobre mi cabeza desde un buen día.
Endişelerimi paylaşırken iki elimi de karnımın üstünde tutmayı da...
Y conseguí justo el tono que necesitas con el público... Las dos manos en mi vientre mientras compartía mi preocupación...
Bir an karnımızı doyuracağımızı sanmıştım.
Pensaba que íbamos a comer.
Karnım ağrıyordu.
Me dio dolor de estómago.
Görünüşe göre karnım sivriymiş.
Aparentemente, el bebé está muy arriba.
Yiyecek bir şeyler almak için Dylans'a uğradım çünkü bu iş ne kadar sürüyor bilmiyorum. Kardeşim doğurduğu zaman saatler sürmüştü ve karnım bayağı bir acıkmıştı ve ben de o yüzden...
Pasé a Dylan's por unos bocadillos porque no sé cuánto dure esto pero el parto de mi hermana fue de horas y moría de hambre, así que... ya saben...
Karnım açtı.
Tenía hambre.
Çok naziksin, ama karnımı doyurmak istemiyorum.
Eres muy amable, pero no, no quiero llenarme.
Karnım aç!
¡ Tengo hambre!
Hamilelik kotu ihtiyaç'ım olan elastik kemer'e sahip çünkü sen beni hamile bıraktın ve karnımda senin bebeğini taşıyorum.
Los pantalones de embarazada con la cintura elástica que necesito porque me dejaste embarazada y tengo tu bebé creciendo dentro de mí.
Ateşim var yüce Leopold Leopoldovic'i bile korkutacak derecede karnım ağrıyor.
Tengo fiebre... y siento tanto dolor que ni el magnífico y barbado Leopold Leopoldovic podría ayudarme.
Hala karnım ağrıyor demeyeceksin, değil mi?
No me digas que todavía tienes dolor de estómago.
Sebepsiz yere karnıma darbe alıyorum çarpıntım oluyor, nefesim kesiliyor.
De la nada me dan pinchazos en la barriga, mi corazón late más rápido, no puedo respirar.
Bak Artie, hokey maçındaydım ve karnımda bir ağrı hissettim sonra ne oldu bilmiyorum ve neden ağlamaya başladımı da bilmiyorum.
Mira, Artie, estaba en el partido de hockey y sentí este dolor en el abdomen, y luego no se lo que pasó y no se porque empecé a llorar
Karnım var, belim var, kalçam var.
Tengo un estómago y una cintura y las caderas.
Karnım zil çalıyor.
Mi estómago ruge.
Paytak paytak yürümeye başladığımda bugünler, salata günleri gibi görünecek. Karnıma kocaman bir "Uzun Araç" tabelası asacağım.
Estos son los buenos tiempos antes de que empiece a andar como un pato con un cartel auténtico que diga "Carga ancha" en mi barriga.
Daha çok karnım.
Es principalmente mi estómago.
Evet, karnım hala ağrıyor, ama çorbanın iyi geleceğini düşünüyorum.
Sí, me sigue doliendo el estómago, pero creo que la sopa lo está poniendo un poco mejor.
Karnım hala ağrıyor.
Aún me duele el estómago.
ve karnım aç.
Y tengo hambre.
Anne evdeyim ve karnım aç.
Mamá, estoy en casa y me muero de hambre.
Karnım burnumda. Huysuzum.
Estoy embarazada de nueve meses, ¡ joder!
Bebek karnımı tekmeledi.
Acabo de sentir al bebé pateando.
- "Karnım gurul gurul."
- "Estoy tan ajustado en mi tunelcito".
Karnım dolu.
Mi estómago está lleno.
Of tanrım.Bak olay şu Jeff, eğer seninle aramızda fiziksel bir şey geçerse karnımda taşıdığım bebeğine zarar verebileceğimi düşündüğü için endişeleniyor.
Dios mío. Mira Jeff está preocupado por si pasase algo físico entre tú y yo, pudiera interferir con el bebé que estoy llevando para él.
Artık karnım ağrımaya başladı bu Wan'er komikliklerinden.
Mi estomago, literalmente me duele de todas las risas a carcajadas que Wan'er me esta provocando.
Karnınız aç mı?
¿ Tienes hambre?
Sonra, karnında taşıdığın bebeklerin, aslında nasıl yalancı bir pislik olduğunu hiç bilmediklerinden emin olacağım.
Y luego voy a encargarme de que esos bebés que llevas ¡ nunca sepan la basura mentirosa que eres!
Bunlara karnım tok benim.
No necesito eso.
Gecikmeyle aldım. Maaşlı çalışanın maaşı yatmadıysa karnı aç kalır.
Cuando vives de un sueldo, eso significa pasar hambre.
Evli bir kadın, karnında çocuğumu taşıdığını söyleyerek aklımı başımdan alıyor.
Una mujer casada, liándome la cabeza diciendo que tiene a mi bebé.
Sanırım Mackenzie'de iki temel değişiklik var,... birisi artık iki Peabody ödülünün olması,... diğeri de İslamabad'da bir Şii gösterisini haber yaparken bıçakla yaralanmasının ardından karnında kalan yara izi.
La única diferencia son sus premios Peabody y una cicatriz de una puñalada en el estómago por cubrir una protesta chiíta en Islamabad.
Yanımda tabii ama tok karnına almam lazım.
Por supuesto que las tengo, pero debo tomarlas con comida.
Yine karnın mı ağrıyor?
¿ Otra vez el dolor de estómago?
Karnın mı ağrıyor?
¿ Dolor estomacal?
Anne karnındayken ve şansım varken seni gırtlaklamalıydım.
Debería haberte estrangulado mientras estábamos en el vientre materno y tuve la oportunidad.
- Karnından mı vurulmuştu? - Evet.
- ¿ Disparo en el estómago?
İlk oğlum karnı deşilmiş, hadım edilmiş halde ölmeyecek.
Mi primogénito no va a terminar destripado con su pene cortado.
Karnın aç mı?
¿ Estás hambrienta?
Arkadaşlarımın karnını doyuruyorsun.
Me traes zapatos y flores, y relojes brillantes y alimentas a mis amigas.
Karnın aç mı?
¿ Tienes hambre?