Katiyen Çeviri İspanyolca
819 parallel translation
Katiyen unutmadım, Lady Dakin.
Claro que no, Sra. Dakin.
Katiyen ve kesinlikle reddediyorum!
¡ Me rehuso completamente!
Hayır, katiyen değil!
No, usted ha hecho un gran esfuerzo.
- Katiyen.
- Qué va.
Ama katiyen yaşlıda değil!
¡ Y por supuesto no viejo!
Katiyen.
Nunca.
Hayır, katiyen.
No, de ninguna manera.
Katiyen böyle bir şey yapmayacağım.
Por supuesto que no lo hare.
- Katiyen.
- En absoluto.
Katiyen olmaz.
Por supuesto que no.
Hayır, hayır katiyen.
Sin excepción.
Katiyen.
Para nada.
Katiyen.
Marceaux. ¿ Yo?
- Katiyen, yağ yok.
No lo haré.
Daha sonra karar senindir. Ona elimizi katiyen sürmemeliyiz dersen sürmeyiz.
Si crees que no debemos tocarlo, nunca lo haremos.
Katiyen. Belki de onu haddinden fazla büyük buluyorsunuz?
¿ Os parece demasiado voluminosa?
- Katiyen!
- Por mi honor!
Onu görmeme katiyen izin vermiyor.
Ni siquiera me ha permitido venir a verle.
Bu kitabımda katiyen hiç kimse şüpheli bir şey bulamayacaktır Hollandalı'nın benden ödünç alıp, şimdi iade ettiği bu kitapta.
Desde luego, nadie encontrará rastro... de lo acontecido en mi libro que presté al holandés... y que ahora tengo en mi poder.
Güzin Hanım'a sarımsaktan yapılmış gerdanlığı katiyen boynundan çıkarmamasını söylediniz ya?
Tengo que preguntárselo... ¿ Le dijo a la señorita Guzin que usara el collar de ajos todo el tiempo?
Bir bayana katiyen vurulmaz.
Nunca pegues a una dama.
Hayır, katiyen.
No, de nadie.
- Hayır, katiyen.
- Ni mucho menos.
Ve katiyen son kez sana büstümü çizdirişimdi.
Y he dejado que pintes mi busto por realmente última vez.
Ama ben katiyen öyle düşünmüyorum.
Ciertamente, yo no.
Katiyen hizmetkarınız değilim!
De ninguna manera soy su sirvienta.
Katiyen ne rivayet ne sezgi ne de komik duygular ikna etmiyor.
Sin duda no los rumores, la intuición o las corazonadas.
İçki sigara katiyen yok.
Ni fumar, ni beber.
Baba evde olmadan katiyen olmaz.
Nunca mientras papá esté fuera.
Katiyen rahatsız edilmek istemiyorum.
No me molestes por ningún asunto.
- Oh, Katiyen, Efendim.
- En absoluto, señor.
Katiyen!
Tonterías.
Katiyen Devonshire'a yalnız gitmeyin.
Bajo ningún concepto debe ir solo a Devonshire.
Hayır, sadece rüzgâr vardı! O gün, senin gibi bir bücürün bu madeni katiyen idare edemeyeceğini düşünüyordum. Öyle miydi?
No, sólo estaba ventoso.
Bunun için kendimi katiyen affettiremem.
Y ahora no hay manera de compensar.
Henüz gelmiş değil. Üstelik siz ikinizin yardımını katiyen istemezdim!
¿ Entonces ya no les pica más?
Katiyen. Tam tersi.
¡ No, al contrario!
- Katiyen.
- Jamás.
Hayır! Katiyen olmaz Dick!
De ninguna manera, Dick.
Sizi katiyen rahatsız etmek istemezdim.
No quería molestarlo para nada.
Katiyen!
En absoluto.
Hayır, katiyen. O zavallı, harika adamı..... bir kestane ağacının altında yere uzanmış..... korkunç bir acı çekerken sadece vücuduyla da değil..... ruhsal olarak da acı çekerken görmeliydiniz.
No, seguro que no debería haber visto a ese pobre, gran hombre,... yaciendo en la tierra bajo un castaño,... ¡ padeciendo un terrible dolor, no tanto en su cuerpo,
- Katiyen.
- No ha llegado.
Katiyen.
En absoluto.
Katiyen.
Nunca, nunca.
Katiyen.
Oh, en absoluto.
Katiyen olmaz.
¡ Jamás!
- Ona katiyen söylemeyeceksin.
Y no puedo hacerlo sin contarle lo del 776.
Katiyen.
Ni una pizca.
Katiyen.
¡ Qué va!
- Hayır, katiyen.
¿ Te ho interrumpido?