Katına Çeviri İspanyolca
8,186 parallel translation
Gazı üç katına çıkardım ki işler biraz daha hızlı ilerlesin.
Tripliqué la gasolina para hacer las cosas más rápido
Rıhtımı 3 katına çıkarmak.
Del triple del tamaño.
Gelişmesi ve mükemmelliğe ulaşması için onu zorlayacağız ve mükemmelliği yakaladıktan sonra, skorumuzu iki katına çıkaracağız.
Lo presionaremos a lograr la perfección y luego a mejorarla... y una vez que lo logre, le doblaremos el reto.
O zaman tesiste nöbet tutan birliklerin sayısını 2 katına çıkarmamız lazım.
Entonces tenemos que doblar el número de tropas vigilando la planta.
Çocuklarımı bıraktığım yuva çalışanlarını iki katına çıkardı. Böylece çocuklarla tek tek ilgilenebiliyorlar.
La guardería donde dejo a mis hijos contrató el doble del personal para que los niños tengan atención personalizada.
Onunla dünkü kıyafetlerinle istasyonun ilk katına yürüyordun, Harry.
Has hecho que viniera a la comisaría con la ropa de ayer, Harry.
Soruşturmada bir geçikme vardır her zaman, çabalarımızı iki katına çıkar, Gravely.
Cada vez que hay un retraso en la investigación, redoblamos nuestros esfuerzos, Gravely.
Önerilen konutlandırma yeri sayısını iki katına çıkaralım diyorum.
Estoy pensando que quizás debamos doblar el número de zonas propuestas para viviendas.
Buna inanamayacaksın ama Laviticus'un açılışına katılacak basın mensupları dört katına çıktı.
No vas a creer esto, pero las reservas de confirmación... para la inauguración de Laviticus se han cuadruplicado.
Parayı iki katına çıkarıyorum!
¡ El doble de dinero!
Eve hizmet bedeli ücreti iki katına çıkarıyor, hatırlatayım. Onu nerede buldun?
Recuerda que las visitas a domicilio cuestan doble. ¿ Dónde la encontraste?
Bu güzel bodrum katına gelip baban bacaklarının arasındayken hissettiklerini silebilmene yardımcı olabildiğimiz için çok memnun oldum.
Me complace que pueda acompañarte en tu hermoso sótano. Así podríamos ayudarte a borrar la sensación... de papi entre las piernas.
Bilgiler gelmeye devam ediyor ama zanlının böyle bir binanın 4. katına nasıl girdiği bilinmiyor.
Sigue llegando información pero lo que sí se sabe es que el sospechoso entro al 4 piso del edificio.
Yaptığımız onca şeyden sonra neden gruplarına katılmamızı istesinler ki?
Y después de todo lo que hemos hecho, ¿ por qué querría que nos uniéramos a su grupo?
Şimdiye kadar oldukça istekli 68 davacımız grup davasına katılmış bulunuyor. Bu sayının 350'den fazla olmasını umuyoruz.
Hasta la fecha, tenemos 68 demandantes dispuestos a firmar la demanda colectiva con la esperanza de elevar esa cifra a 350 o más.
Geçen gün Bertie ve Dr. Edwards'ın yaptığı bir Previa ameliyatına katıldım.
Asistí en una operación con el Dr. Bertie y el Dr.Edwards.
Güzellik yarışmasına katıldığını nasıl anlatmazsın?
¿ Cómo no nos has contado que concursaste en certámenes de belleza?
Katılmalıyım bir kayıt seansına.
A una grabación debo asistir.
Size katılacak veya karşısına alacak hanelerin güçlü ve zayıf yanlarını...
Las fuerzas y debilidades de las casas que podrían unirse u estar en contra.
Idyllwild sana yaz müzik programına katılman için tam burs öneriyor.
A Idyllwild le gustaría ofrecerte una beca a su programa musical de verano.
Bir yarışma programına katıldığımıza inanabiliyor musunuz?
- Sí. - Un concurso de televisión. ¿ Podéis creer que vamos a salir en un concurso de televisión?
Eğer Şiir Atışmasına katılmaya karar verirseniz başarısız olacaksınız.
- Tomad nota.
Herkes kahraman olacağına inanıyor. Direnişe katılıp Hitler'i öldürebileceğini düşünüyor.
Todos quieren creer que serían el héroe, que se unirían a la Resistencia, o intentarían matar a Hitler.
Ya da bütün hayatım boyunca bana katı davranmalarına rağmen onları kurtarmak için hapse girmek isteyen biri miyim?
¿ O soy la persona que quiere salvarlos, que iría a prisión por ellos, a pesar de que han sido crueles conmigo toda mi vida?
Viyana'da Rusya mafyasına katılmış.
Está integrado con la Mafia rusa en Viena.
Bunu tam, zevkin doruklarına ulaştığında yaparsan 10 kat daha keyif alırsın.
Sí, y haces eso justo en el momento de, tú sabes, pura alegría. - Sí. - Y lo aumentará...
Carl ıslahevinde. Deb de "Ergen Anne" yarışmasına katılmak istiyor.
Carl está en el reformatorio... y ahora Deb quiere ser participante de "Teenage Mom".
Seçmeye katılmasına izin vermek zorundasın.
Tienes que dejarla hacer una prueba.
Kız öğrencilerin katılımına izin verilmeli mi?
¿ Deberíamos dejar a las chicas unirse?
Geçtiğimiz iki günü, dekanlığı Jane'i Warblers'a alabilmek için istifa etmekle tehdit ederek geçirdim ve başarılı olduğum anda bana gelip senin takımına katılacağını söyledi.
Me he pasado estos dos últimos días amenazando con dejar mi trabajo para convencer a todo el mundo de que la dejaran entrar, y tan pronto como lo hice, ¿ me dice que se va para unirse a tu equipo?
O zaman, sonuçlarına katlanacak, ama mental sağlığıyla ilgili bir teşhis, cezasında hesaba katılabilir.
Bueno, entonces enfrentará las consecuencias, pero con un diagnóstico de enfermedad mental, podría ser tomado en cuenta en la sentencia.
Kuzeye geldiğimizde otobüsü buraya park ettik ve vaizler, topluluklar ve kan içicilerin arasına katıldık.
Y cuando vinimos al sur, aparcamos nuestro autobús aquí y nos unimos a los predicadores, a los vividores, y a los bebedores de sangre.
Biz, burada % 25 daha düşük fiyat yazarız. Bu da insanların açık arttırmaya katılıp, fiyat arttırmasına yol açar.
En la ciudad, la valoramos un 25 % más bajo.
Hemen hemen balo komitesinin toplantılarına katıldın.
Apenas asististe a algunas de las reuniones del comité del baile.
Yan evin çatı katını bebek odasına çeviririz.
y convertir el ático de la cochera en una guardería?
Siz de aralarına katılmayı deneyin, belki ufkunuzu genişletirler.
Debería intentar mezclarse con tal gente, podría ampliar su panorama.
Ama her hafta babanla birlikte aile danışmanlık oturumlarına katılacaksın.
Pero tienes que ir a sesiones de terapia familiar. con tu padre cada semana.
Kendisi bizim yeni girişimimiz olan cinsel iktidarsızlıktan muzdarip yalnız erkekler için tasarlanmış vekillik programına katılıyor.
Ellá está participando en nuestra más nueva iniciativa... el prgrama de suplencia, diseñado para un hombre soltero que sufre de disfunción sexual.
Yani dört kişiyle bölge yarışmasına katılamazsın.
Quiero decir, no puedes ir a los Locales con solos cuatro chicos
Mars donanmasına katıldığı zaman onu hadım etmişlerdir.
El ejército marciano se las quitó cuando se enlistó.
Arkadaş edinmek gibi, futbol takımına katıldım bu yüzden.
Hacer amigos... Por eso me uní al club de fútbol.
Futbol takımına mı katılmamı istiyorsun?
¿ Quieres que me una al equipo de fútbol?
Neden The Warblers'ın New Directions'a katılmalarına izin vermiyorsun?
¿ Por qué no dejaste que los Warblers se unieran a los New Directions?
Bence The Warblers'ın New Directions'a katılmalarına izin vermemenin...
Creo que dice que es injusto que no dejes que los Warblers
Dalton Akademisi kül olduğunda,... gay Blaine ve Warblerların Glee Kulübü'ne katılmalarına karşı çıktı.
Y cuando se quemó la Academia Dalton, se negó a que gay Blaine y los Warblers se unieran al Glee Club.
- Aralarına katılsam.
Y me les uniera.
Bu barışı koruyabilmek adına Cezayir'de Marcel'e katılacağım.
Así que, en el interés de mantener la paz, decidí unirme a Marcel en Argel.
Ama cadı olarak öleceksin. Öldükten sonra bedenini kutsayacağız. Fransız Bölge'sinin atalarının arasına katılacaksın.
Pero si mueres como un brujo, y consagramos tu cuerpo te unirás a los ancestros del Barrio Francés y esos espíritus pueden ser traídos de regreso.
Artık kurtlar birleşip Hope güvende olduğuna göre sağlanılan bu barışı koruyabilmek adına Marcel'e Cezayir'de katılacağım.
Bien, los lobos están unidos, Hope está a salvo, así que en interés de mantener la paz, he decidido unirme a Marcel en Argel.
Tony, seni tahliye etmeyi düşünüyoruz, ama babanla aile danışmanlık oturumlarına katılacaksın.
Tony, nos inclinamos a darte de alta, pero deberás ir a sesiones de terapia familiar con tu padre.
Atış oyunlarına katılmayı alışkanlık haline getirdim..
He utilizado para disparar con fuerza para disparar juego.