Kaçırmam Çeviri İspanyolca
1,128 parallel translation
Umarım şampanyayı kaçırmamışızdır.
Espero no habernos perdido el champán.
Dalga mı geçiyorsun? İskoçya'nın bütün çöreklerini verseler de bu partiyi kaçırmam.
No me perdería esta fiesta ni por todos los bollitos de Escocia.
Bir şey kaçırmamışım.
No me perdí nada.
Karşılaştıklarında eğer onu sevniyorsa ve aklını bu yüzden kaçırmamışsa... Bende ülkenin hizmetinde çalışmayı bırakırım.
Si es que no la ama, si es que por ella no ha perdido el juicio... no debo ser ministro del Estado.
Bunu dünyada kaçırmam.
No me lo perdería por nada del mundo.
- Büyük gösterini kaçırmam.
Puede ser tu gran oportunidad.
Senin? Dünyada kaçırmam!
- Él no quería perdérselo.
Evet, kaçırmamızı istediğin şu adam.
El chico que quiere que recojamos.
Alllica, mi vidayı kaçırmamışım.
¡ Todavía estoy a tiempo de ver "La vida de Angélica"!
Aklımızı kaçırmamıza az kaldı.
¡ Estamos a esto de perderlo!
- Dünyada kaçırmam.
- No me Io perdería por nada.
Ben asla afyon kaçırmam.
Nunca trafico opio.
Kaçırmamışım.
Los Espíritus hicieron todo en una noche.
- Hiç kaçırmam.
- Nunca me lo pierdo.
Hiçbir şey için kaçırmam.
- No me la perdería por nada.
Asla TIME'ı kaçırmam.
Nunca me la pierdo.
Pazar günü, spor bölümünü hiç kaçırmam.
Siempre leo la sección de deportes del domingo.
Dünya'da kaçırmam.
No me lo perderé por nada del mundo.
Paris'e ya da Londra'ya gittiğimde sergileri hiç kaçırmam.
Cuando voy a París o a Londres nunca me pierdo una exposición.
Hiç kaçırmam.
Nunca me la pierdo.
- Galayı asla kaçırmam.
No me perdería el estreno por nada.
Mangal varsa hiç kaçırmam.
Saben que no me pierdo una barbacoa.
Bunu dünyada kaçırmam.
¡ No me lo perdería por nada del mundo!
Keyfim yerindeyse gülerim, kimsenin keyfini kaçırmam.
Reír, cuando esté alegre, a pesar del humor de los demás.
Ben hiç kaçırmam.
Nunca me lo pierdo.
Akademik yılın sonunu asla kaçırmam.
El fin del año académico... es una ocasión que nunca me pierdo,
Hepsini kaçırmamızın tek yolu bu.
Es la única forma de sacarlos a todos.
Çok şey kaçırmamışsın.
No te pierdes mucho.
Maçı kaçırmamız ne kötü.
Qué pena no ir al partido.
Çalışıyordum. Maçı kaçırmamın sebebi bu.
Estaba trabajando, por eso me perdí tu partido.
Özür dilerim Gnaghi. Sence de ipin ucunu biraz kaçırmamış mıydı?
Lo siento, Gnaghi pero ella estaba comenzando a apestar un poco.
Evet, onu ıskaladım. Endişelenme. Bir dahaki sefere kaçırmam.
Si, fallé, le daré al próximo.
- Leno'yu kaçırmamış olurum.
- A tiempo para ver a Leno.
Fakat sevgili kemirgenciğim, ben asla bir dostumu hasta yatağından kaçırmam.
Pero, querido roedor, yo nunca sacaría a un colega de su lecho de enfermo.
Kaçırmam.
No me lo perderia.
Bunu hayatta kaçırmam.
No me lo perdería por nada en el mundo.
Bunu dünyada kaçırmam.
No me lo perdería por nada.
- Kaçırmam.
- No.
O saat yüzünden Cleveland uçağını kaçırmamış mıydın?
¿ No perdiste un vuelo a Cleveland por su culpa?
Onu kaçırmamış.
No lo raptó.
- Elbette. Kaçırmam.
- Por supuesto, iré.
Yapma Mel. Bu fırsatı kaçırmamı bekleyemezsin.
No esperarás que deje pasar esta oportunidad.
Çocuklarımı asla okula geciktirmem, ya da çıkışlarını kaçırmam.
Nunca he dejado de llevar a mis hijos a la escuela, o recogerlos.
- Programını hiç kaçırmam.
Veo siempre su programa. Estupendo.
- Asla kaçırmam.
- No me la perdería.
Pazarı hiç kaçırmam Leydim.
Nunca me pierdo un Mercado, milady.
Hiç kaçırmam.
Por supuesto.
İzin alıp araştırmamı biraz genişlettim ve... Pardek'le bağı olan bir kaç görevli tespit ettim Krokton'da.
Me he tomado la libertad de ampliar los parametros de mi busqueda, y han descubierto que Pardek tiene varios familiares en el Segmento Krocton.
- Kaçırmam.
- Que no.
Asla kaçırmam.
No me lo perdería.
Sorgulanmanı kaçırmam. Asla.
- Mark.