Kimberley Çeviri İspanyolca
92 parallel translation
- Maria Kimberley.
- María Kimberley.
Şimdi herkesin beklediği büyük olay! Kimberley Ödülü'
¡ El mayor acontecimiento que llevaban esperando, el Kimberley Gift!
Kimberley Ödülü.
Kimberley Gift.
Karımın adı Kimberley'di.
El nombre de mi esposa era Kimberley.
İlk Kimberley'lerden biri.
Una de los primeros Kimberleys.
Hayır, onları yakaladıklarında yeniden madene getirip çalıştırdılar. Ama bir daha kaçmayacaklarından emin olmak zorundaydılar.
¿ Sabes algo de las primeras épocas de las minas de diamantes de Kimberley?
İkinci fethinin beyaz elbiseli Kimberly Egan olmadığını söyle.
Dime que tu segunda conquista no fue esa potra arrogante - de vestido blanco, Kimberley Egan?
Kimberly, iyi akşamlar.
Kimberley, buenas noches.
Kimberly, lütfen.
Kimberley. Por favor...
Sherry geleli 30 saniye olmuştu ki Kimberly'yi evden kovaladı.
Sherry estuvo no más de 30 segundos y espantó a Kimberley del apartamento.
Kimberly'yi arayıp özür dilemek istedim.
De todos modos, estuve llamando a Kimberley todo el día, para disculparme y...
Kimberly değil mi?
¿ Kimberley, no es así? - No.
Kimberly Egan mı?
¿ Te refieres a Kimberley Egan?
Kimberly'nin babası çok özel bir hap icat etmişti.
El papá de Kimberley ayudó a inventar una pastilla muy especial.
Uzaklaş yoksa Kimberley kafasına bir kurşun yiyecek.
Aléjate ahora o Kimberly recibe un tiro en la cabeza.
- Üvey kızım, Kimberley...
- Mi hijastra, Kimberly...
Tamam Kuzenin Kimberley adına geldim.
Por aquí. Muy bien, soy tu prima Kimberly.
Seni yarım saate kadar teslim etmezsem Kimberley ölür.
Si no te entrego en media hora, Kimberly morirá.
Kimberley iki tane alacakmış.
- Kimberly se queda con dos.
ECG makinesinden başka ne gördün Kimberley?
¿ Viste un aparato de electrocardiogramas y qué más?
- Bunlar harika görünüyor, Kimberley.
- Oh, tienen una pinta estupenda, Kimberley.
Kimberley'nin fındık alerjisi var. İçinde fındık var mı biliyor musunuz?
Kimberley tiene alergia a las nueces. ¿ Sabe si tiene nueces?
Humphreys Caddesi'nden dön, Kimberley Yolu'nun yakını.
- Que gire en la avenida Humphreys cerca de la calle Kimberley. ¿ Puedes repetirlo?
Kimberley Yolu'nun yakını.
Cerca de la calle Kimberley.
- Kimberley.
- Espera, Kimberly.
- Kimberley, tatlım.
- Kimberly. - Cariño.
Benim öğrenmek istediğim şey, Roy veya Kimberley ya da her ikisi birden böylesine karmaşık bir cinayeti işleyebilir mi?
Lo que quiero saber es si Roy, Kimberly o los dos juntos tuvieron la capacidad de planear un homicidio tan complejo.
Kimberley'i görmeden önce birkaç sorum olacak.
Tengo un par de preguntas antes de que vaya a ver a Kimberly. Bueno.
Mrs. Kimberley Griswold.
Sra. Kimberly Griswold.
Kimberley, görüşürüz.
Hasta luego, Kimberley.
Kimberley, Güney Afrika Ocak, 2000 oranın halkına aittir.
Kimberley, Sudáfrica Enero de 2000... son propiedad de su gente.
Ocak 2003'te, kırk ülke, çatışma elmaslarının akışını durdurma girişimi olan "Kimberley Process" i imzaladı.
En enero de 2003, cuarenta países firmaron "El Proceso de Kimberley" un esfuerzo por detener el flujo de diamantes conflictivos.
- Tepesine topladığı saçlı Kimberley adında gıcık bir karısı var.
Tapa su calva con cabello de lado y se casó...
- Rick.
-... con la fastidiosa Kimberley.
Yıkanma işini sonra yaparız Kimberley.
Tomaré ese baño más tarde, Kimberly.
Şimdi de Gobbler ve Kimberley'in geleneksel Japon eğlencelerini sunarım.
Y ahora como bienvenida, les presento a Gobbler y Kimberley en un número tradicional japonés.
- Allah aşkına, Kimberly. - Hala bu çalışma tablosunu mu hazırlıyorsun?
Maldita sea, Kimberley, ¿ todavía no acabaste con ese horario?
Cam uçlular, Kimberley mızraklarıdır.
La punta de vidrio es de las lanzas de Kimberley.
Kimberley mızrağı!
Lanza de Kimberley.
Kimberley?
¿ Kimberley?
Takalua 1998'de Kimberley madeninde çalışırken, iş verenden elmas çalmaktan suçlu bulunup, hapse atılmıştı.
Takalua fue declarado culpable y encarcelado en 1998 por el robo de diamantes a su empleador mientras trabajaba en las minas de Kimberley.
Kimberley'e seslenip duruyordu.
Llamaba a Kimberly repetidamente.
Kimberley onun eşi ama geçen yıl öldü.
¿ Kimberly? Es su esposa. No, murió el año pasado.
Amerika Birleşik devletlerinde bile, Utah'taki Sego Kanyonda, kafalarında antenleri ve kaskları olan çok tuhaf görünümlü yaratıkların duvar çizimleri var. Ve dünyanın öbür tarafında, örneğin Avustralya Kimberley'de, kafasının etrafında hale olan bu kasklı yaratıkların kesinlikle aynı tasvirlerinden var.
Inclusive en los Estados Unidos en Saber Canyon, Utah encontramos diseños rupestres de criaturas my extrañas con antenas en la cabeza y cascos y del otro lado del mundo en Kimberly, Australia tenemos exactamente los mismos dibujos de esos seres con casco y con un halo alrededor de la cabeza
James Kimberley Griffith...
James Kimberley Griffith.
"The kimberley Process" kara borsa elmaslarının bu veya diğer herhangi yasa dışı kaynaktan satın alımını ortaya çıkardı. Öbür türlü rahatça gelişmeye devam edecekti.
El Proceso Kimberley ha sacado a la luz que la compra de diamantes del mercado negro, de esta o de otra fuente ilegal, promociona una industria que florecería muy bien sin eso.
Kimberley Myers.
Kymbierlie Myers.
Kimberley Myers ve deposundaki diğer üç kişi.
Kimberley Myers y otras tres en su almacen.
Maktul, Arthur Reginald Webster Charles Patrick Trumpington, Marcel Agnes Bernstein Lewis Anona Rudd, John Malcolm Kerr Nigel Sinclair Robinson, Norman Arthur Potter Felicity Jayne Stone, Jean-Paul Reynard Rachel Shirley Donaldson, Stephen Jay Greenblatt Karl-Heinz Muller, Belinda Anne Ventham Juan-Carlos Fernandez, Thor Olaf Stensgaard Pretoria Lordu Kimberley, Pretoria Leydisi Kimberley Yargıç Nigel Warmsly Kimberley Robert Henry Noonan ve Felix James Bennett'i 19 Aralık 1972 sabahı veya civarında öldürdüğünüz için.
Marcel Agnes Bernstein, Lewis Anona Rudd... John Malcolm Kerr... Nigel Sinclair Robinson...
Kimberly, merhaba.
- Kimberley, hola. - Hola.
Kimberly Egan, bu babam Marty Crane.
Bueno, Kimberley Egan, este es mi padre Martin Crane,