Kiwi Çeviri İspanyolca
161 parallel translation
Ben vahşi bir kuşum, sense kivi.
Yo soy un ave salvaje, tú eres un kiwi.
- Kivi.
- Un kiwi.
İyi eğlenceler, Esther.
Ten un buen baño, Esther. Kiwi.
- Ufacık bir kivi.
- El pequeño kiwi.
Tatlım, senin kanatların var. Kivi kuşu gibi davranma.
Tienes alas, no tienes que ser un kiwi.
Kiwi Jonestown, tabii ki ; doğru ya.
El caso de Kiwi Jonestown, por supuesto, eso es.
Bir kiwi.
Un kiwi.
Bir kivi al Frank.
Tómate un kiwi.
Hayır, Yeni Zelandalı.
No, Kiwi.
Burada kiwi salatası, çiğ balık ve daha kötüleri var.
Aquí son ensaladas de kiwi, pescado crudo marinado y cosas peores.
- Kiwi Kupası.
- La Copa Neozelandesa.
Kivili ve kirazlı.
Kiwi cereza.
Yanında kivi olsun mu?
- ¿ Algún kiwi con eso?
Kivi mi?
- ¿ Kiwi?
Ve soyulmuş kiviniz.
Y tu kiwi pelado.
Aslında kivi çekirdekli bir meyvedir.
En realidad, el kiwi es un fruto que da fruto de semillas.
Yağ, yumurta, un, kivi suyu...
Mantequilla, huevos, harina, lima y kiwi...
Kivi? Kivi? !
Kiwi?
Hayır, kivi suyu dedim.
No es verdad. Dije kiwi lima.
Kiviye alerjim var.
Soy alérgico al Kiwi.
Elimde kivi var!
Tengo un kiwi!
Kivi.
Kiwi.
97 model şahane bir Kiwi.
El nuevo Kiwi'97.
Böyle kaslı, iri kıyım bir erkeği bir Kiwi'ye bindiriyorum.
¡ Oh, qué estaba pensando? Un hombre de tu físico robusto y muscular en un kiwi.
Mango kivi tropik proteinler.
Mezcla Tropical de Mango y Kiwi.
Veya hafif bir tatlidan sonra. Belki bir dondurma veya kividen sonra.
Y luego, algo liviano de postre... tal vez un helado o un kiwi.
- Kiwi sevmem.
- Kiwi. - No me gusta el kiwi.
- Oo kivi var süper (! )
- Oh, grandioso, Tengo el Kiwi
Avustralyalı SAS.
Kiwi. SAS australiano.
- Sen ve Kiwi Bob'u biliyor.
Él sabe que tú sabes lo que le pasó a Kiwi Bob.
Demin Kiwi Bob'un yanındaydım. Kadın sana madalya vermek istiyor.
He visto a la chica de Kiwi Bob y quiere darte una medalla.
Kiwi Bob'u iyi benzetmişsin.
Le diste bien a Kiwi Bob. Sí.
Kiwi Bob da hafif adam değildir.
Kiwi Bob no es precisamente un blandito.
Senin için kivili limonlu dudak parlatıcı sürdüm.
Me puse este labial de kiwi solo para ti.
Profesyonel squash oyuncumuz Octavio bana backhand gösterdi Bir kivinin tüylerini yok edebilirim.
Nuestro entrenador, Octavio, me enseñó un golpe con el que podrías afeitar los pelos de un kiwi.
bir manda, bir kiwi, ve bir musluk vanası.
un tendedero, un kiwi, un empalme de tubería.
Bir keresinde yarıştan hemen önce karım kiwi aldı.
Una vez, poco antes de una carrera, mi esposa compró algunos kiwis.
Soğuk Kiwi ısmarladım.
Pedí el cóctel de kiwi.
Kiviye ne dersiniz?
¿ Qué tal un kiwi?
- "hindiba, şeftali, kivi."
- "escarola, melocotones, kiwi."
Bazen kivili dondurma yapmalıyım.
Debería hacer un helado de kiwi.
O halde, şimdi olacağı... "Nick bir kivi bahçesine girer ve der ki'Cennet nasılsa bu dünya da öyle', ve boyanmış bir kiviyi ısırır."
Ahora veamos Nick entra en el jardín de los árboles de kiwi y dice "Esto es como el jardín del Edén" y muerde un kiwi pintado.
Kivi!
¡ Un kiwi!
Adını Kiwi olarak değiştirdi. Soyadı yok. Sadece Kiwi.
Y ahora se llama Kiwi, sin apellido, sólo Kiwi.
Kahvaltıyla aynı şey. Yanında kivi olması haricinde.
Es lo mismo que un desayuno pero con un poco de kiwi en un lado.
"Nick bir kivi bahçesine girer ve der ki'Cennet nasılsa bu dünya da öyle', ve boyanmış bir kiviyi ısırır."
Ahora veamos Nick entra en el jardín de los árboles de kiwi y dice "Esto es como el jardín del Edén" y muerde un kiwi pintado.
Al, bak, biraz kivi.
Tate, mira, kiwi.
Tadı kivi ye benziyor.
Sabe a kiwi.
- Kivi.
Kiwi.
- What?
- Pensé que tal vez... querrías un kiwi para el metro. - Qué?
bir kiwi istersin. O bir papaya, Charlie.
Eso es una papaya, Charlie.