English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ K ] / Kobe

Kobe Çeviri İspanyolca

363 parallel translation
Yağmurlu mevsim başladığından beri daha da kötüleşiyor.
Trabajó en Kobe, pero enfermó y lleva en cama desde la primavera.
Orayı sevdim.
En cambio yo quisiera poder vivir en Kobe.
Üstelik, oranın yemekleri daha iyi.
También la comida es mejor en Kobe. - ¿ Se ha acostado?
Akıllı kız. Oradaki yemekler daha güzel.
La comida es mejor en Kobe.
Bazı Tokyo lokantalarında benzer yemekler çıkıyor.
Algunos restaurantes de Tokio sirven comidas parecidas a los de Kobe.
Tokyo, Yokohama, Kobe, Osaka ve Nagoya'yı bombalayacağız.
Vamos a bombardear Tokio, Yokohama, Kobe, Osaka y Nagoya.
Fleury, gel de şuna baksana.
No me gusta Kobe. Fleury ven a ver esto.
Olur mu? Kobe'ye gelir misin?
¿ Por qué no viene a Kobe?
- Kobe'de mi yaşıyorsunuz?
- ¿ Usted vive en Kobe?
Ama, Kobe müthişti.
Prefiero Kobe.
Kobe'yi çok beğendim.
Me gusta mucho Kobe.
İyi görünüyorsun. Ne zaman geldin?
¿ Cuándo has llegado a Kobe?
Ama iyi ki geldin.
Bienvenida Kobe.
Şimdi Kobe'de bir kafede çalışıyor.
Ahora trabaja en un café en Kobe.
Yokohama, Kobe ve Osaka'da daha fazla.
Y más en Yokohama, Kobey Osaka.
Eski kocası Kobe'de çalışıyor.
El padre de Mickey tiene una fábrica en Kobe, pero la trataba mal.
Yok, Kobe'liyim.
- ¿ Eres de Osaka? - No, soy de Kobe.
Kobe bir liman şehri.
¿ De Kobe?
Ahalisi yabancıları seven bir liman Kobe.
Kobe es una ciudad muy bonita.
Her ay 10 günüm Kobe'de geçer.
Yo suelo ir a Kobe un par de veces al mes.
Kobe'nin eski bir ailesiyiz.
Nuestra familia tiene muy buen nombre en Kobe.
Kobe'ye gideceksin.
Te vas a Kobe.
Kobe'de ne yapacağımı sorabilir miyim?
¿ Qué rayos voy hacer en Kobe?
Yarın Kobe'den dönecek olan generalin kızıyla evlenmenin dışında tabii.
Excepto, por supuesto casarse con la hija del general... que llega a Kobe mañana.
Eileen Kobe'ye geliyor. Evet.
- Eileen viene a Kobe.
İşte Kobe de göründü. Şu limanları görüyor musun?
Kobe está allí. ¿ Ve, todos esos muelles?
Kobe, Osaka ve Kyoto.
Kobe, Osaka y Kyoto.
- Ama biliyorsun, Kobe bir dinlenme yeri.
Kobe es un centro de recreación.
"Bu, Kobe kampına gönderilen her zamanki bildirilerden biridir."
Pensé que te gustaría verlo. "Este es un recordatorio de rutina de las órdenes recientes del Cuartel de Kobe."
Kobe'deki bir şirkette çalışan Amerikalının teki.
- Un Norteamericano. Trabaja en Kobe.
Polis bu adam! Onu Kobe'de gördüğüme eminim.
Lo vi una vez en Kobe.
Kobe'ye gittin mi?
¿ Fuiste a Kobe?
Belki Kobe'de bir şeyler ayarlayabiliriz ama emin değilim.
Podría haber algo en Kobi, pero lo dudo.
- Kobe'ye ne zaman varacağız?
- ¿ Cuándo llegaremos a Kobi?
On beş dakika sonra Kobe limanında olacağız.
Estaremos en Kobi en 15 minutos.
Bir kaç dakikaya kadar Kobe limanında olacağız.
Estaremos en Kobi sólo en algunos minutos.
- Gemi şimdi Kobe rıhtımında yükleniyor.
Siga. - Está cargando en el muelle de Kobe.
Onu gözden geçirmek için hemen Kobe'ye gitmenizi öneririz.
Sugiero que se dirija a Kobe para investigarlo.
Hemen Kobe rıhtımına gidiyoruz.
Vamos ahora mismo a los muelles de Kobe.
Matsu isimli bir ada, Kobe ile Şangay arasındaki rota üzerinde.
Se llama Matsu, es una isla en la ruta entre Kobe y Shanghai.
Nagoya ve Osakayi gecip Kobeye gitti.
Se fue Kobe, después de pasar por Nagoya y Osaka.
Limanda Kobe'ye giden kadını kırmızı fularlı kadını o heriflere götürecektik.
Utilizamos a las mujeres que van hacia Kobe desde el puerto ; ellas llevan pañuelos rojos. Se las llevamos a esos tipos.
Hepsi taşınana kadar limanla Kobe arasında gidip geleceksiniz.
Ve al puerto y regresa enseguida a Kobe cuando hayas transportado todo.
Çin Mahallesindeki Lee, uyuşturucuların Kobe'deki Ogi Ailesine gittiğini söylüyor.
Lee, de Chinatown dice que son para el Clan Ogi de Kobe.
Keşke orada yaşasaydım.
En Kobe se pueden ver las montañas.
Eğer Shaq serbest atışlarda yüzde 70'i tutturabilseydi Lakers dağılmaz, Shaq ve Kobe sonsuza kadar sevgili olurdu. Pek emin değilim.
Los Lakers aún estarían juntos, Kobe y Shaq, amantes por siempre.
Kobe kinci biridir.
No es una buena pareja.
Kobe'ye gittiğinden beri çok değiştin.
Desde luego has caído bajo...
Kobe'deki hâli.
Aquí está, en Kobe.
Kobe polisi ile birlikte çalışıyorsun.
¿ Eres un poli?
Gelecek durakta Kobe'de iniyorsun.
Se bajará en Kobi, la próxim parada.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]