Kuzum Çeviri İspanyolca
197 parallel translation
Lütfen, haydi kuzum.
Por favor, corderita.
- Öyle mi, kuzum benim?
- ¿ No lo sabes, corderita?
Yakınına, küçük kuzum. Kuğum benim!
Fuertemente, mi corderita. ¡ Mi paloma!
Siz kimsiniz kuzum?
¿ Quién es Ud., caballero?
Eyaletler arası ticaret de nedir kuzum?
¿ Qué es el comercio interestatal, por cierto?
Tarzan, ne yapıyorsun kuzum?
Tarzán, ¿ qué demonios haces?
Böyle surat asmak istemezsin kuzum.
Oh, no frunzas tanto el ceño, preciosa...
Senin masanın üzerinde duruyorlar, kuzum.
Están en tu mesa, corderito. Ve a ver. Tengo que coger mis cosas igualmente.
Seninle gurur duyuyorum, kuzum.
Estoy orgullosa de ti, corderito.
Söylesenize kuzum, nedir böyle davranışınızın sebebi bana?
Escuchad, señor. ¿ Por qué razón me tratáis así?
Nasir, kuzum, sevgili dostum.
Nasir, corderito mío, mi dulce amigo.
Diyor ki, " Levon, kuzum.
Dice : " Levon, cordero mío.
Fatma, kuzum, beni dikkatle dinle.
Patma, mi corderito, escuchame cuidadosamente.
- Kuzum, kuzum.
- Mi cordero... - Espere.
Kuzum. Kuzum.
Mi cordero, mi cordero.
Kuzum, kimdir bu Kont Drakula?
Querida, ¿ quién diablos es este el Conde Drácula?
- Kuzum, nedir bunlar nereden geliyor böyle?
- ¿ Qué están cargando?
Bu parlak fikirler siz yazarların aklına nereden geliyor kuzum?
Cariño, ¿ cómo se les ocurren a los autores ideas tan brillantes?
Anlat bize nasıl oldu kuzum Casca.
Dinos cómo fue, noble Casca.
Kuzum Metellus, sen uğrayıver ona.
Buen Metelo, ve a buscarlo.
Ben bir çocukken, McGinty adında bir kuzum vardı.
Cuando era pequeño tenía un corderito amaestrado, McGinty.
Nen var kuzum?
¿ Qué pasa, Scott?
Yeni bir kuzum oldu.
Tengo un nuevo bebé de cordero.
Hiçbir şey olmuyor. Bunları neden soruyorsun kuzum?
No pasa nada. ¿ Por qué quieres saber todo esto?
Ağır yük taşımaya alışkınım, ama bu bavullarda ne var kuzum?
Estoy acostumbrado a ir cargado, pero, ¿ qué llevas en estas maletas?
Zavallı kuzum, zavallı küçük kızım benim.
Mi cielo, mi pobre niñita.
- Bayan Giddens'ı gördün mü kuzum?
¿ Ha visto a la Srta. Giddens, cariño mío?
Lanet evet, o benim kuzum, ve sen bu konuda bir şey yapmalısın.
Asi es, Es mi cordero. Y usted tiene que hacer algo al respecto.
Kuzum sen gazetelerde ne okursun?
¿ Es que no lo has leído nunca en los periódicos?
Vartan, kuzum, ne olmuş sana?
Vartan, mi pequeño cordero, ¿ qué te ha pasado?
Ne oluyor size kuzum?
Trabajemos juntos.
Kuzum, siz neden buradasınız?
A propósito ¿ Puedo preguntar qué le trae por aquí?
Yine de bu beyden hoşlandın, değil mi kuzum?
Usted sí le ha gustado.
Minik kuzum.
Mi cielo.
Küçük kuzum benim.
Mi pobre cielito.
Tzeitel, minik kuzum.
Tzeitel, mi cordero.
Bunlar ne kuzum, büyükbaba değiller ya?
¿ Y ellos qué parecen, abuelos?
Kuzum bütün bu kargaşanın anlamı nedir?
En el nombre del cielo, ¿ esto qué significa?
Sana bakıyorum, domuz yağı gibi eriyor ve rüya görüyorum, benim olacaksın, çocuğum, güzel kuzum.
Te miro y me derrito, como manteca de cerdo, te necesito. Sueño conque ya eres mía, ovejita de mi alma.
Senin neyin var kuzum?
¿ Qué demonios te pasa?
Ve sen de benim küçük kuzum.
Y tu mi corderita.
Nasılsın benim küçük kuzum?
Mírala. ¿ Cómo estás, mi pequeñita?
Korkmayın, kuzum.
No tengas miedo, cariño.
- Oh, kuzum...
- Querida...
Sen kimsin kuzum?
¿ Quién eres realmente?
Her gece canım kuzum ve ben...
Cada noche mi amorcito y yo...
Bana küçük kuzum demiştin.
Me dijiste mi pequeña
Ne yapıyorsun kuzum?
¿ Qué diablos estás haciendo?
Nasılsın kuzum?
- Hola, Francie.
- Ben de tatildeyim, kuzum.
- Yo también, amigo.
Kuzum!
Mi querido!