Köre Çeviri İspanyolca
3,818 parallel translation
Değişiklik olsun diye biraz Kore Savaşı hikayeleri dinlemek istedi.
Ella quería escuchar algunas historias de la guerra de Corea para variar.
Elde ettiğimiz bu görüntülerde dün gece Supergirl Kuzey Kore'deki insan kaçakçılarıyla dövüşürken görülüyor.
... obtuvimos este video de anoche de Supergirl enfrentándose a traficantes de personas en Corea del Norte.
Ben de Kore masajından hoşlanmıyordum.
! Bueno, a mí no me gustaban los spas coreanos hasta que aprendí...
Bu dosyaya göre Kuzey Kore dünyadaki en büyük lise kitabı üreticisi.
En esta dice que Korea del Norte es en realidad el mayor fabricante de libros de texto de secundaria.
Tescilli Kore eti mi onlar?
¿ Ha pasado los controles coreanos?
Dana eti çok taze ve gerçek Kore eti.
Comed. La ternera de aquí es exquisita, es auténtica coreana.
Williamsburg'deki Kore-Meksika yemekleri satan seyyarcıların önünde bir flashmob etkinliği patlak vermiş.
Ha estallado un flash mob al principio... de una cola en un camión de comida coreano-mexicana en Williamsburg.
- Evet. - Kore marketinden baharatlı hardal?
¿ Con mostaza picante del restaurante coreano?
Hem de ona Kore çayı almama rağmen.
Sabes, después de haberle comprado el té da hong pao.
Chiang Kai-Shek ve Kore Savaşı.
Chiang Kai-Shek y la Guerra de Corea.
Kore Yarımadası'nı Birleştirme Konseyi.
El Comité Preparatorio para la Unificación de la Península Coreana.
Güney Kore ile ekonomik ortaklıklarını büyütmek istiyorlar.
Les gustaría ampliar su asociación económica con el Sur.
Ancak bir Kore vatandaşı olarak fikrimi duymak isterseniz nükleer denemelerin durması için söz almak yerine onları nükleer açıdan silahsızlandırmaya davet etmemiz gerektiğini düşünüyorum.
Sin embargo, si fuera a compartir mi opinión como ciudadana de Corea del Sur... en lugar de prometer el cese de las pruebas nucleares... creo que deberíamos perseguir su promesa del desarme nuclear.
Kuzey Kore ordusunda olman gerekiyor.
Debes pertenecer a la milicia norcoreana.
NSS, Güney Kore Güvenlik ekibine eşlik etmeleri için TF-A'yı Macaristan'a yolladı. NSS orada, IRIS eylemelerine karşı kapsamlı bir hazırlık yaptı ama...
El NSS envió al equipo TF-A, liderado por Yoo Gun, a Hungría... y se prepararon para un posible ataque de IRIS.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Kore saatine göre gece 11'de toplanacak.
El Consejo de Seguridad va a reunirse a las 11 : 00 pm, hora de Corea del Sur.
Kuzey Kore'nin eylemlerini kısıtlamak için yollar aradıklarını düşünüyorum. Banco Delta Asia karşı yaptırımlar ortaya koyacaktır.
Creo que las sanciones financieras en contra del Banco Delta Asia... se discutirán nuevamente.
Çünkü IRIS, NSS ve Güney Kore Hükümeti'ne saldırmaktan geri kalmayacaktır.
IRIS no detendrá los ataques contra el NSS o contra nuestro gobierno.
Kuzey Kore Temsilcisi barış görüşmeleri sırasında öldürüldü. Onlar için gerekçe yaratmış olduk. Şimdi tüm eleştirileri biz alacağız.
Aunque prosiguieron con la prueba nuclear... a la que todo el mundo se opuso, pueden justificar sus acciones.
Kuzey Kore Savunma Komutanlığı
[Comando de Defensa de Corea del Norte]
Bana göre adalet bu ülke, Kore.
Para mí, la justicia es mi país.
Kore Konsolosluğu'na git geri dönmene yardım edecekler.
Ve al consulado en el Bulevar Norodom. Ellos te proveerán un vuelo a casa.
Kuzey Kore'de olduğumuz sürece bize dokunamazlar.
Mientras estemos en Corea del Norte, ellos no pueden tocarnos.
IRIS çoktan Kuzey Kore'nin elit camiasına girdi.
Ya hay espías de IRIS en un grupo de élite del Norte.
Daha önce de söylediğim gibi, adaletin sadece Kore'de olduğuna inanıyorum.
Como dije antes, la única justicia en la que creo es la República de Corea del Sur.
Kore mahallesindeki travesti barına.
A un bar de travestis en Koreatown.
Bu Kore'nin savcılık makamı için bir meydan okumadır.
Es un desafío para la fiscalía.
Kore'de hukuk okumuştum ama asla mezun olmadım.
Estudié Derecho en Corea, pero nunca llegué a graduarme.
Sıkıcı olan ne Archer? En az dört Kuzey Kore ajanına karşı olmamız mı?
¿ Que nos enfrentamos a cuatro agentes norcoreanos altamente entrenados?
Sakin ol, Kuzey Kore sadece.
Relájate, es Corea del Norte.
Görev bitince sizi görkemli Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti'ne götüreceğiz.
Cuando la misión acabe, os llevamos a gloriosa República Democrática del Pueblo de Corea!
Hayat mı bu be? Kuzey Kore'de değiliz!
Esto no es Corea del Norte.
Kore'ye giderken yanına almış.
Se lo llevó con él a Korea.
Kore Savaşı'ndan mı efendim?
¿ Guerra de Korea, señor?
Kore Üniversitesi öğrencilerine bazı tavsiyelerde bulunacağım.
Voy a buscar consejo en una clase de universitarios coreanos.
Pekala, şimdilik Kore'den ayrılacağım ve Tayvan'da Taipei'ye gideceğim.
Así que, de momento, me voy de Corea y veré qué hay en Taipei, Taiwán.
Böylece, Kore'ye geri dönmeye karar verdim.
Así que vuelvo a Corea.
Ekonomi, Kuzey Kore...
La economía, Corea del norte...
Kore'de olsa hepiniz kaldırıma koyarlar çöplerle birlikte alırlardı.
En Corea, todos ustedes hubieran sido abandonados y llevados lejos con la basura.
Bütün dilbilimciler bu fili incelemek için Kore'ye geldiler.
Todos los lingüistas del mundo llegaron a Corea para poder estudiar a este elefante.
Fil çok küçükken ailesinden koparılıp Kore'de hayvanat bahçesine getirilmiş.
El elefante se separó de su familia cuando era muy pequeño... y llegó a un zoológico de Corea.
Kore'de ne kadar kalacaksın?
¿ Cuánto tiempo te vas a quedar en Corea?
Bana, komşusuna hiç ilgisi yoktu ama hep Kore'deki Tae Joon'u merak ederdi.
Ella no tenía ningún interés en mí, su vecino... pero siempre estaba curiosa sobre Tae Joon en Corea.
Kore'de kaldığın sürece umarım güzel vakit geçirirsin... Ve iyi yolculuklar dilerim.
Durante el tiempo que estés en Corea, espero que disfrutes de tu visita... y ten un viaje seguro de regreso.
Benim Kore'de hesabım yok ki. Ne yapsak?
No tengo una cuenta bancaria en Corea. ¿ Qué hago?
Jane'ye senin değişinle Kuzey Kore'nin belki cesareti gelir diye yeraltı sığınağında yedek bir düğün bile planlattın.
¿ Tienes a Jane planeando una boda de repuesto en un bunker bajo tierra solo en caso de que Corea del Norte, cito, "le eche un par"
Kuzey Kore'nin numara çevirmesi tam bir delilik olur.
Parecería increíblemente estúpido para Corea del Norte... intentar engañarnos.
Anlaşma Dark Sun'ın Kuzey Kore'deki eğitim kampında yapılacak.
Este trato se va a llevar a cabo... en el campo de entrenamiento de Sol Oscuro en Corea del Norte.
Bilgiçlik taslamak istemem ama Kore'ye en son gittiğinde neler olduğunu unuttun mu? Hayır güven ama.
Odio ser el adulto en esto, ¿ pero recuerdas... lo que ocurrió la última vez que fuiste a Corea?
Sonuna ulaşırsanız Kuzey Kore'desiniz demektir.
Si lo haces hasta el final, estás en Corea del Norte.
Yaptığın en iyi tercih olur çünkü onun hemen yanında ayak masajı yapan Kore'li yeri var.
Que viene muy bien porque justo al lado de ese... hay un sitio de masajes de pies coreanos.