Laboratuvar Çeviri İspanyolca
4,865 parallel translation
Babamın büyük ve gösterişli laboratuvarı. Akşam yıldızlarıyla doluydu.
Grande y tenebroso laboratorio de papa... lleno de estrellas de la noche.
İçeride o küçücük sırrının kilitli olduğu tesis dışı bir laboratuvar.
Es un laboratorio de fuera de las instalaciones con su minusculo pequeñito pequeño secreto encerrado dentro.
Leland Goines'ın gizli bir laboratuvarı varmış.
Leland Goines tenia un laboratorio secreto.
Leland Goines'in gizli laboratuvarı varmış.
Lelan Goines tenía un laboratorio secreto.
- Laboratuvar sonuçları mı geldi?
¿ Qué, tenemos los análisis?
Laboratuvarı nasıl bulabileceklerini anlatman için gereken her şeyi yapacaklar.
Harán lo que sea para hacerte decir cómo encontrar ese laboratorio.
Laboratuvar sonuçları birkaç dakika önce geldi. Aşı siparişleri verildi.
Los resultados del laboratorio llegaron hace unos minutos.
Leland Goines'in gizli bir laboratuvarı var.
Leland Goines tenía un laboratorio secreto.
Leland Goines'in gizli bir laboratuvarı varmış.
Leland Goines tenía un laboratorio secreto.
2043 YILI Leland Goines'ın gizli laboratuvarı.
- _ - Laboratorio presupuesto negro Leland Goines'.
O tür bir muhafaza sistemi kullanan bulduğumuz tek laboratuvar bu.
Este es el único laboratorio hemos encontrado que los usos ese tipo específico de sistema de contención.
Laboratuvar nerede?
¿ Dónde está el laboratorio?
Mercury laboratuvarındaki seminer için yeni gelmiştim şehre.
Estoy en la ciudad por el simposio de los Laboratorios Mercury.
Laboratuvarıma gel.
Ven a mi laboratorio.
Yarın sabah Wells'i, S.T.A.R. laboratuvarının dışında tutabilir misin?
¿ Puedes mantener a Wells fuera de los Laboratorios STAR mañana por la mañana?
Caitlin eğer Cisco, S.T.A.R laboratuvarındaki uydunun ışınsal parametrelerini ayarlarsa biçimlendirilmiş fırtına girdaplarını daha iyi belirleyebiliriz.
Sabes, Caitlin, si Cisco ajustara los parámetros de velocidad radial del satélite de los laboratorios STAR, podríamos ser capaces de detectar mejor el vórtice de una tormenta en formación, y si pudiéramos detectar esas corrientes ascendentes de aire, no importa dónde se originen,
Mercury laboratuvarındaki seminer için yeni gelmiştim şehre.
Estoy en la ciudad por un simposio en Laboratorios Mercury ¿ En serio?
Duş alıp üzerimi değişmeye geldim. Sonra hemen laboratuvarıma döneceğim.
Bueno, solo estoy aquí para ducharme y cambiarme, y luego me voy directo al laboratorio.
Bilimin arkasına saklanıp laboratuvarımda kalabiliyorum. Ama Eddie... O her gün o karanlığın içinde.
Estoy justo detrás de esa escena y solo me quedo en mi laboratorio, pero Eddie, sale cada día a la oscuridad.
"Deli Şehir, 8. Bölge. Chu Laboratuvarı"
"Mad City, Distrito 8 Laboratorio Chu"
Las Vegas Suç laboratuvarında çalışıyormuşsun.
Dice que dirigía el laboratorio criminalístico de Las Vegas.
Las Vegas Suç laboratuvarı.
Laboratorio criminalístico de Las Vegas.
Daha fazla kimyasal madde. Laboratuvar Kraang tuzakları tarafından korunuyor diyor.
Dice que el laboratorio esta protejido por trampas del Kraang.
Bu şeyi Stockman'ın laboratuvarında görmüştük, ve bu kimyasalları sentezlemek için ekipmanı yoktu.
hemos visto el laboratorio de Stockman y él no tiene el equipo para sintetizar estos químicos.
LABORATUVAR EKİPMANLARINI YALNIZCA FAKÜLTE ÜYELERİ İÇİN
EQUIPO DE LABORATORIO USO INTERNO
- Otelimde laboratuvar ekipmanlarım var.
Tengo equipo de laboratorio en el motel.
- Soğuk depoda, Hammond Laboratuvarı.
En una cámara frigorífica de Laboratorios Hammond.
Laboratuvar malzemeleri eBay'de kapış kapış gidiyor, dolu cimri uyuşturucu aşçısı var.
El equipo de laboratorio es popular en eBay entre cocineros de metanfetamina.
Buradaki bir biyokimya laboratuvarının adresi var.
Es un laboratorio bioquímico local.
Dr. Kirke Ubient İlaç Şirketi'nde araştırma laboratuvarın başına geçiriliyor.
El doctor Kirke dirige un laboratorio de investigación... en Farmacéuticas Ubient.
Bu laboratuvar virusleri amino asitleri sentezleyemiyor.
Las cepas de este laboratorio no pueden sintetizar un aminoácido u otro.
Waits tutuklandıktan hemen sonra laboratuvarı biri aradı.
Recibí una llamada en el laboratorio después que Waits fuera detenido.
Bileziğini laboratuvarıma götürüp tam bir analiz yapmaktan memnuniyet duyarım.
Ahora, sería muy feliz de llevar su brazalete a mi laboratorio para obtener un análisis exacto.
Eva'nın ayağı hakkındaki son laboratuvar sonuçları.
Tengo los resultados del laboratorio del pie de Eva.
Adli tabip ofisimizde sizde olmadığını düşündüğüm, modern laboratuvarımız var.
Nuestro forense tiene un laboratorio de vanguardia... el cual supongo que no tienen aquí.
Laboratuvarımız olsa bildiğin sahipsiz ipucu hazinesi.
Es como un tesoro virtual de pistas... si tuviéramos un laboratorio.
Laboratuvarın dediğine göre, kesikteki beyaz parçalar yapay köpükmüş.
Nuestro laboratorio concluyó que las partículas en el corte... eran de espuma de poliestireno.
Gel, araştırma laboratuvarına girmenin bir yolunu bulmamız gerek.
Tenemos que encontrar la forma de entrar en el laboratorio de investigación.
Ben laboratuvarı alacağım.
Yo me ocupo del laboratorio.
Tüm nüfuzumuza rağmen virüsün oluşturulduğu laboratuvarı bulamıyorduk.
A pesar de nuestras influencias, no hemos podido enterarnos de la localización del laboratorio que cultiva el virus :
- Ratitan Valley Ulusal laboratuvarı mı?
Raritan Valley... ¿ Laboratorio Nacional Raritan Valley?
Laboratuvar burası.
¡ Mamá! ¡ Es un laboratorio!
- Laboratuvar desene.
Llámalo laboratorio.
Birkaç yıl önce o büyük kamyonların laboratuvar malzemelerini götürdüğünü hatırlıyor musun?
¿ Recuerdas a los grandes camiones que removieron... el equipo de laboratorio hace algunos años?
- Bombaların veya laboratuvarın yerlerini de söylemediler.
Ni han revelado la ubicación de las bombas ni del laboratorio.
Laboratuvar inceledi ve bozunma derecesine göre son 24 saatte bulaşmış olduğunu düşünüyorlar.
Así que lo han analizado, y basándose en su degradación, creen que se ha transferido en las últimas 24 horas.
Pekâlâ, forensik laboratuvarında Osborne diye bir arkadaşım var...
Ok, entonces, tengo este amigo, Osborne, en el laboratorio forense...
Ön laboratuvar sonuçlarına göre Jesse Laird'in biyolojik babası. Ve Joan evinde bir kitap buldu.
El trabajo preliminar del laboratorio dice que es el padre biológico de Jesse Laird, y Joan encontró un libro oculto
Laboratuvarı havaya uçurmak için bir nükleer füze ateşlenecek.
Un arma táctica nuclear será lanzada desde el NORAD para incinerar el laboratorio.
Kendisinin California'daki Hastalık Kontrol Laboratuvarına canlı olarak götürülmesi büyük önem taşıyor.
Es imperativo que sea transportado con vida al laboratorio del centro de control de enfermedades en California.
Kristal meth laboratuvarımız Section 20 tarafından imha edildi.
Nuestra metanfetamina fue destruida por la Sección 20.