Lacey Çeviri İspanyolca
1,452 parallel translation
Lacey senin sıran.
Lacey, te toca.
- Lacey'i Boston'a neden götürüyorsunuz?
- ¿ Por qué te llevas a Lacey a Boston?
Lacey'i olay yerine mi götürdün?
¿ Llevaste a Lacey a la escena de un crimen?
Lacey bana sabote edilen eyerlerden ve ölü binicilerden bahsetti.
Lacey me llamó hablando de... de sillas saboteadas y... y jinetes muertos.
Lacey'e hafta sonunu bizimle geçirmesini teklif ettiğinde biraz çizgiyi aştın.
Superaste la línea cuando invitaste a Lacey a nuestro fin de semana juntos.
Bence sen Lacey'i davet ettin çünkü onu kaybedeceğinden korktun.
Creo que tal vez invitaste a Lacey al fin de semana porque... estabas asustado de seguir adelante.
Bunun senin hakkında değil de Lacey için olduğundan emin ol.
Tan solo asegúrate de que esto va sobre Lacey y no... por cosas tuyas.
Bu konu hakkında düşündüm ve... sanırım Lacey hafta sonu seninle kalmalı.
He pensado en ello, y... creo que Lacey debería quedarse contigo este fin de semana.
- Sanırım Lacey'de benimle...
- Creo que Lacey querría que yo...
Ve arayan Lacey idi.
Y era Lacey.
Lacey'i almak için çıkmak zorunda kaldı aksi halde sana uğrardı eminim.
Tenía que recoger a Lacey, en caso contrario seguro que se hubiera pasado a saludar.
En azından hafta sonunda Lacey benimle kalacak.
Bueno, al menos durante el fin de semana. Lacey se queda conmigo.
İki haftada bir Lacey'i almamı kabul etti.
Ha aceptado dejarme a Lacey cada dos fines de semana.
Ve doğruca Lacey'e getirdi.
Y... me devolvió a Lacey.
Arkadaşların Lacey ya da Ann'in bu konuyla bir ilgisi var mı?
¿ Tus amigas Lacey o Ann tienen algo que ver con esto?
Baksana bana, Cagney Lacey gibi konuştum, ama tabii onlar gibi kokoş elbiseler giymeden.
Escúchame. Parezco Cagney y Lacey, pero sin la ropa de perra.
Lace, ne oldu?
Lacey, ¿ qué ha pasado?
Lacey.
Lacey.
Lacey iyi mi?
¿ Está Lacey bien?
Lacey 7 yaşındayken çok sevdiği patenleri almıştı.
Cuando Lacey tenía 7, le regalamos unos patines que adoraba.
Lacey Sandreski'yle görüşüyor olacaksın.
Tienes consulta con Lacey Sandreski.
- Lacey Sandreski. 19 yaşında ve bir numara.
Tiene 19 años, la número uno del ránking.
Lacey yolcu koltuğundaydı.
Lacey estaba en el asiento del copiloto.
Lacey'e onunla görüşmek istediğimi söyleyin. Tık, tık.
Dile a Lacey que estoy ansioso por conocerla.
Dr. Holt, Ben Lacey Sandreski.
Doctor Holt, soy Lacey Sandreski.
Lacey, beni dinle.
Lacey, escúchame.
Hastanın adı Lacey Sandreski, yaş 19.
El nombre del paciente es Lacey Sandreski, 19 años...
Dinle beni Lacey, dün hiçbir şey yapamamaya çok yaklaşmıştın.
Lacey, escúchame, ayer estuviste muy cerca de no lograrlo. ¿ Y qué?
Lacey asla kendi isteğiyle...
Lacey nunca me hubiera dejado deliberadamente...
Sonra Lacey ile tanıştın ve aşık oldun.
Y después encontraste a Lacey y te volviste a enamorar.
Peki ya sevgili eşi Lacey?
De acuerdo. ¿ Qué hay de su encantadora esposa, Lacey?
Lacey Beaumont.
Lacey Beaumont...
Lacey'nin yöntemi bu demek.
Bueno, es el patrón de Lacey.
Görünüşe göre Lacey bir "karadul" olabilir.
Sí bueno, parece que Lacey puede ser una viuda negra. Es un decir.
Lacey ismini ve görünümünü değiştirmiş olacak. Farklı saç, renkli lensler...
Lacey habrá cambiado de nombre y apariencia... diferente pelo, lentillas.
Lacey yüksek teklif verenlerden biri olmalı.
Lacey debería estar entre las ofertantes más altas.
Lacey'nin yaşındaki tüm kadınların fotoğrafını çektim.
Tengo fotos de cada chica de la edad de Lacey.
Buraya tek bir Lacey bulmaya geldik.
Vinimos buscando una Lacey.
Ama kendimizi bir Lacey'ler "halka" sının içinde bulduk.
Nos hemos tropezado con una banda entera de Laceys.
Nate, ne isim ne de adres ; bizi Lacey'e gösterecek hiçbir şey yok. Ve tüm arama kayıtları bugüne ait.
Nate, nada de nombres, ni direcciones, nada que nos conduzca a Lacey, y todas las llamadas son de hoy.
- Ve Lacey'yi de.
- Y a Lacey.
Lacey'nin kayıtlarda ismi var çünkü hakkında kayıp raporu var. Ama diğerlerinin yok.
Está bien, Lacey está en el sitema porque fue declarada desaparecida, pero las otras no están.
Eğer o dosyaları bulursak Meredith'i, Lacey'yi ve tüm halkayı bitiririz.
Si encontramos esas grabaciones, podremos desmantelar a Meredith, Lacey, y toda la banda.
Lacey bu.
Es Lacey.
Ama yüz tanıma uygulaması Lacey olduğunu onayladı.
Pero... el programa de reconocimiento facial confirma que es ella.
Eğer Lacey bu resmi imzaladıysa, dokunmuştur.
Mira, si Lacey firmó esa foto, ella la tocó.
Bu Lacey.
Es Lacey.
Buraya göre Lacey / Christine'nın adresi buraya yalnızca birkaç dakika uzakta.
Mira, dice dirección de Lacey / Christine queda a unos minutos de aquí.
Aynı zamanda Lacey Beaumont Wellesley misiniz?
¿ También Lacey Beaumont Wellesley?
- Lacey Sandreski.
Lacey Sandreski. Lacey Sandreski.
Sadece Lacey.
Solo Lacey.