Lauder Çeviri İspanyolca
56 parallel translation
Duyduğuma göre Hammerstein İskoç aktörü getiriyormuş. Harry Lauder, haftada 2500 alacakmış.
Oí que Hammerstein traería al actor escocés Harry Lauder por $ 2500 semanales.
Bay Lauder Strickland sizi bekliyor.
El Sr. Lauder Strickland le espera.
Affedersin Lauder.
Lo siento, Lauder.
Hey, Lauder, dur biraz!
Hey, Lauder, espera!
- Lauder'ın zamanını harcama. - Hayır efendim.
- No hagas perder el tiempo a Lauder.
Tamam, Lauder, şimdi tek yapmam gereken çarkların dönmesini beklemek.
Solo hay que esperar que las ruedas giren.
Estée Lauder?
¿ Estée Lauder?
Sığınmacı, Estée Lauder ile Pierre Cardin arasında.
El desertor está entre Estée Lauder y Pierre Cardin.
Sürdüğüm ruj için tam yetmiş iki dakikamı harcadım.
Son labios Estee Lauder. Lleva 72 minutos aplicarlo.
- Miss Clairol ve Este Lauder.
- La Srta. Clairol y Estee Lauder.
- Estee Lauder sağolsun, nihayet özgürüm!
Gracias, Estee Lauder, por fin soy libre!
Tamamıyla, korkunç bir can sıkıntısı olduğu söyledi,... Mona Lauder ile beraberken başka ne olması beklenir ki, ve onun dedikodularıyla.
Dijo que estuvo terriblemente aburrido... entre Mona Lauder y sus chismes.
Bunu söylediğim için çok üzgünüm ama, Mona Lauder'de sergiye katılacak.
Aunque lamento decir que Mona Lauder estará allí.
Frank, sana yemin ederim ki, Mona Lauder'in... gördüğü veya gördüğünü düşündüğü şey her ne ise... bu tamamıyla, o kadının nefret dolu hayalgücünün bir uydurması.
Frank, te lo juro, lo que Mona Lauder vio o creyó ver... fue una invención de la odiosa imaginación de esa mujer.
- Estée Lauder White Linen.
- Estée Lauder. Lino Blanco.
Estee Lauder?
- ¿ Lancome No Come?
Geçerken, bu adamın Estée Lauder bölgesinin... ... Fransız aksanıyla konuştuğunu duydum.
Iba pasando cuando oí a este hombre hablando en el dialecto regional de mi pueblo francés Estée Lauder.
- Estee Lauder.
- Estée Lauder.
Patron, seni Dr. Sylvia Chalmers'la tanıştırayım. Estee Lauder'i çok sever.
Jefe, le presento a la Dra. Sylvia Chalmers que adora el Estée Lauder.
Estee Lauder dudak dolgunlaştırıcıya 100 dolar, Nordstrom'dan bir deri cekete 1200 dolar, Tricky Wicks vanilya kokulu mumlara 500 dolar mı?
100 dólares por resaltador labial en Estée Lauder 1,200 por una chaqueta de cuero en Nordstrom. ¿ 500 por velas aromáticas de vainilla en Tricky Wicks?
Estée Lauder "Öyle Bir Şey Olmadı" koleksiyonundan.
Es de la colección "Nunca Ocurrió", de Estée Lauder.
Bu yüzden Lauder'da en çok satış yapan elemanım.
Soy la mejor vendedora de Lauder gracias a ello
LAUDER CARLEY :
" LAUDER, CARLEY :
Muhtemelen yanlış Carley Lauder'a baktın.
Obviamente has buscado a otra Carley Lauder
Estée Lauder marka şampuan kullanıyorum
My body wash is Estée Lauder
Mike ve Lauder "Tek Kullanımlık" anlaşmayı yaptılar.
Mike Lauder llegan a un acuerdo para sólo un período...
- Bu, Nancy Lauder.
Es Nancy Lauder. La enfermera.
Yönetici olarak ilk günümde, Aziz George'un şerefine bir bardak yağsız, fındıklı bir latte içtim ve kendimi Nordstrom'daki numune Estee Lauder parfümleriyle takviye ettim.
Mi primer día como ejecutivo junior. George, con un shot doble bajo en grasa de leche de avellana, y me maquillé con Estee Lauder, muestras gratis de Nordstrom.
Merak edenler için bunun kayıtlara geçmesi önemli bence. - Lauder, kapa çeneni.
Lauder, cállate la puta boca.
Seninle bira içmek her zaman güzel, Lauder.
Siempre está bien compartir una cerveza contigo, Lauder.
Şans, Lauder, her şey bundan ibaret.
Suerte, Lauder, es de lo que se trata todo :
Uyumak. Lauder than Bombs'ın.
Asleep, del álbum Louder Than Bombs.
- Hayır Lauder, aklından ne geçiyor?
No, Lauder, ¿ qué piensas?
Geçen gün Lauder buraya gelip, Brody hakkında ithamlarda bulunduğunda... - Sarhoştu.
Cuando Lauder vino aquí el otro día acusando a Brody...
Lauder dahil.
Todos... Lauder...
- Lauder, sarhoşluktan öyle konuşuyor.
Lauder, ahí el que habla es el alcohol.
- Lauder'ın sorunu var, kabul.
Tiene un problema, lo admito.
- Bana oy verdin mi Lauder?
¿ Tú me votaste, Lauder?
Bulunacak bir halt yok Lauder.
No hay nada a cuyo fondo llegar, Lauder.
- Kapa çeneni Lauder.
- Cállate, Lauder.
Sorun Lauder.
- Es Lauder.
- Koduğumun Lauder'ı. - Manyağın önde gideni.
- Maldito Lauder.
Bundan daha iyi olduğunu biliyorum, Lauder.
Sé que eres mejor que esto, Lauder.
Bayan Lauder... ne?
Sra. Lauder... ¿ qué?
- Chanel. - Estee Lauder.
- Estee Lauder.
Mağazadaki işin parası tam bir rezalet.
No me pagan una mierda en mi trabajo para la Sra. Estee Lauder.
- Bayan Altmann, ben Ronald Lauder.
Sra. Altmann, soy Ronald Lauder. El hijo de Estee.
Biraz aceleciyiz Bay Lauder.
Nos estamos adelantando un poco, Sr. Lauder.
Eminim çok aptal görünmüş olmalıyım... Mona Lauder'a karşı seni savunurken ve onun uydurma denilen sözlerine.
Qué tonta... habré lucido yo, defendiéndote de Mona Lauder...
B - Andy Stewart. C
B. Andy Stewart o C. Sir Harry Lauder?
- Lauder.
- Lauder.