Lazımdı Çeviri İspanyolca
4,015 parallel translation
Kendime biraz zaman ayırmam lazımdı.
Necesitaba de veras un día para mí.
Evet, biraz kendime vakit ayırmam lazımdı.
Sí, es que necesitaba un día para mí.
Üzgünüm, boya kurumdan önce Cristopher için biraz daha su almam lazımdı sadece.
Lo siento, yo - yo solo fui a traer algo más de agua. Para Christopher, antes de que se seque la pintura.
Ameliyatta olman lazımdı.
Se supone que estás operando.
Bakışlarını görmen lazımdı.
Tendrías que haber visto la mirada en sus ojos.
Burada işaretler olması lazımdı.
Tenía que haber señales.
Dağa taşa bunu haykırıyor olman lazımdı.
¿ Por qué te da tanta vergüenza?
Bilmem lazımdı.
Debería haberlo sabido.
Mesafemi korumam lazımdı ama sizden sonra çıktığım için benden önce buraya gelmişsinizdir diye düşündüm.
Quise mantener distancia pero salí detrás de ti así que supuse que llegarías aquí antes que yo.
Çünkü durup polisleri aramamız lazımdı.
Porque debió parar y llamar a la Policía.
Ama her Perşembe olması lazımdı.
Pero cada jueves tenía que tenerlos.
- Tabii ki lazımdır.
Sí, claro.
MD'lenmemem lazımdı.
¡ No debería haber estado en la base de datos!
Bir yürüyüş lazımdı.
Necesitaba un paseo es todo.
Bir şeyler içmem lazımdı da.
Solo necesitaba pillar algo de beber.
- Hemen girip çıkması lazımdı.
- No sé. - Entrar y salir.
- Buyurun, ne lazımdı?
Sí, ¿ qué necesitas?
Şimdiye kadar birkaç arkadaş edinmiş olman lazımdı.
Ya deberías tener amigos.
Sadece diş ipine ihtiyacım vardı, çok zor yerlere ulaşmam lazımdı.
Sólo tuve que usar el hilo dental y... Fue difícil alcanzar ciertos lugares.
Bana kızgın olduğunu biliyorum. Habersiz geldiğim için de özür dilerim. Ama gerçekten buraya gelip seninle konuşmam lazımdı.
Sé que estás enojada conmigo, y lo siento por presentarme sin previo aviso, pero realmente quería venir aquí y hablar contigo.
Güveneceğin biri lazımdı.
Necesitabas a alguien en quien pudieras confiar.
Evet, planı bilmem lazımdı.
Sí, deberías haber sabido el plan.
Ve bazen planların değiştiğini de bilmem lazımdı.
Y deberías saber que a veces, los planes cambian.
Evet, şimdiye kadar burada olmaları lazımdı.
Si, deberían estar aquí ya.
Senden kaçıyor olmam lazımdı.
Se supone que tenía que estar evitándote.
- Sormam lazımdı.
Tenía que preguntarlo.
Senin bacağı delmek lazımdı. O zaman işler nasıl hızlı ilerliyor görürdük.
Debería dispararte y ver qué tan rápido trabajan aquí.
Davasında yolunda gitmeyen bir şeyler vardı, destek lazımdı.
Quería refuerzos en caso de que algo saliese mal.
Bütün iyi çocuklar ayaktayken katilimizin biraz kestirmesi lazımdı tabi.
Su trasero asesino tomó una siesta, mientras los chicos buenos nos quedamos despiertos toda la noche.
Bir şey mi lazımdı?
¿ Necesita algo?
Benim de gitmem lazımdı zaten.
Yo también tengo que irme.
Bu sanatçının işe kuklayla başlaması lazımdı.
Sabes, este artista tuvo su inicio con títeres.
Aslında ucuz dükkan malı bir küpeydi ama gerçek olduğunu söylemiştim bu yüzden dibe dalıp onu alarak büyük bir şov yapmam lazımdı.
Era una pieza barata de bisutería, pero había dicho que era bueno, así que tenía que hacer el teatro de bucear hasta el fondo para recuperarlo.
Aslında benim gidip başka bir psikologla görüşüyor olmam lazımdı.
Ya sabes, se supone que debo ir a ver... a otro psiquiatra.
Ron'un söylediğim her şeyi duyması lazımdı.
Ron tenía que escuchar cada palabra que le dije.
Görmen lazımdı, Sid.
Deberías haberle visto, Sid.
Balıkçıların yediği gerçek pangahmae'yi pişirmek için önce her çeşit deniz ürünü lazımdır sana.
Para cocinar el pangahmae verdadero, el que comemos los pescadores... debes comenzar con frutos de mar.
Söylemen lazımdı.
Se suponía que se lo contaste.
Sorman lazımdı.
Debes pedir permiso.
Hızlıca bunu almam lazımdı.
Debo contestar rápido.
Sıra çok uzundu. Saç diplerimi hallettirmem lazımdı.
Esa cola era tan larga que voy a tener que teñirme las raíces.
Suratını görmen lazımdı, Bayan Hughes.
Debería haberle visto la cara, Sra. Hughes.
- Gelmiş olması lazımdı.
- Debería estar aquí.
Şimdiye kadar dönmeleri lazımdı.
- Ya deberían haber vuelto.
Nick'e ne lazımdı?
¿ Qué necesita Nick?
- Süper, bana da biraz duman lazımdı.
Genial. Estoy buscando algunos humos.
Ama seni hızlıca ayıltmam lazımdı.
Pero tenía que ponerte sobrio rápido.
- O eriği almam lazımdı.
Tengo que agarrarlas.
Dişlerimi fırçalamam lazımdı.
Tengo... Tengo que cepillarme los dientes.
- Bulması lazımdı.
- Lo he cambiado de sitio.
- Belki lazımdır, evet.
Sí, pues, quizá lo hagamos.