English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ L ] / Leno

Leno Çeviri İspanyolca

287 parallel translation
Esprileri anlamama faydası dokunuyor.
Me tiene que dar tiempo para tomarme una cerveza mientras veo a Jay Leno, así me reiré con los chistes.
Leno, o... kırıldı.
Leno... Se ha roto.
Leno tamir eder.
Pero Leno lo arregla.
- Leno tamir eder.
Leno lo arregla, Leno lo arregla.
Leno tamir eder.
Leno lo arregla.
Lick Lena'nın ailesine güvenilmez.
No puedes confiar en ellos para machacar a la familia de Leno...
Jay Leno'yu hiç duydun mu?
¿ Ha oído hablar de Jay Leno?
Bu Jay Leno.
Es Jay Leno.
Jay Leno'ya merhaba dediğimi söyleyin.
Saluden a Jay Leno de mi parte.
Ben hariç, herkes Jay Leno'yu biliyor.
Todo el mundo conoce a este Jay Leno, excepto yo.
- Bırak Leno yapsın, umurumda değil.
- Que lo haga Leno, no me importa.
Anlaşılan güçlü şeyler beslediğimiz bir tek şey var İkimiz de Jay Leno'nun arkasındaki resimden nefret ediyoruz.
La única cosa que sentimos que es importante, es sobre que tanto odiamos la pintura detrás de Jay Leno.
Jay Leno'yla The Tonight Show.
The Tonight Show, con Jay Leno.
Ne dersin baba? Sence bu gece Leno mu kazanır Letterman mı?
Qué prefieres esta noche Pá, Leno o Letterman?
Tamamı burada. Otto von Bismarck Maurice Chevalier, Jay Leno.
Están Otto von Bismarck, Maurice Chevalier, está hasta Jay Leno.
Bu odunu mu istersiniz, yoksa bu odunu mu?
¿ Quiere este leño o este otro?
Günlerdir yan yana durmakta olan en kalın odunları ateşe attım.
Puse en la chimenea un leño muy grande que conservaba para días así.
Şu oduna bir tükürüver.
Escupe en este leño.
Joseph üvey babanı gömmesini ablana sen söylemiştin hani. - Doğru. O istemiyordu.
¿ Se escondió detrás suyo y le golpeó con ese leño cuando él no miraba?
Bizim ellerimizde olan da bu işte ; bir hindi. Bir uçak olarak geçinmeye çalışıyor.
Es lo que hay : un leño intentando parecer un avión.
Sizin için çocuk doğurmak, kütük yuvarlamak kadar kolay bir iş.
Vaya, para usted parir será tan fácil como hacer rodar un leño.
Ben kütük yuvarlamayı tercih ederim, Bay Morgan.
Creo que preferiría hacer rodar un leño.
Sana her zaman yük olacağım.
Cargarías conmigo como con un leño. Mira.
Ne kadar sürecek şu film? Eve geldiğimde Leno başlamadan önce bir bira içecek zamanım olsun.
¿ Es muy larga esa película?
Pekala. "Kütük Kıralı" oyununu oynamaya hazırım.
Muy bien... Estoy dispuesto a jugar "El Rey del Leño".
Amaç sadece kütüğün üstüne çıkmak... üstünde durmaktır. Sol elini arkana koy, aynen öyle... ve tüm yapman gereken bu.
La idea, es subir sobre este leño... de quedarse allí... poniendo la mano izquierda detrás de la espalda así.
Kütüğümde benle kavgaya ne dersin?
Le gustaría enfrentarse conmigo sobre mi leño?
Leno düzeltir.
Leno lo arregla.
12 YAŞLI KÜTÜK KRAL
EL VIEJO REY LEÑO
# Aesop'un fabl'ında kurbağa göleti, bir kral istemişti. # Jüpiter, onlara Yaşlı Kütük Kral'ı yollamıştı.
Las ranas de una charca querían un rey y Júpiter les dio por rey a un viejo leño.
# Bir kütük kadar sağır, kör ve odunsuyum.
Yo he estado tan ciego y sordo como un leño.
# Yine de, unutmamalıyım, fabl'daki Yaşlı Kütük Kral, benim.
Sí, yo soy y no debo olvidarlo el viejo leño rey.
# Ee, Yaşlı Kütük Kral?
Bien viejo rey leño.
Ona nasıl bir davul için kütük aradığını ve köle avcılarının seni nasıl yakaladıklarını anlattım.
Le dije que buscabas un leño para hacer un tambor cuanto te atraparon los negreros.
Ona nasïl bir davul icin kütük aradïgïnï ve köle avcïlarïnïn seni nasïl yakaladïklarïnï anlattïm.
Le dije que buscabas un leño para hacer un tambor cuanto te cogieron los negreros.
"Aziz Talulah'nın mezarına kutsal kızılcık götürüyorum."
"Llevo el santo leño a la tumba de Santa Taluah"
Evet, tabi. O taraf, biliyorum. Ama o tarafa gitmeden önce şu büyük kütüğün etrafını dolaşmalıyım.
¡ Por supuesto, ya lo sabía... pero primero debo rodear ese gran leño para poder ir hacia allá!
- Ateşe bir odun daha at peder.
Ponga otro leño en el fuego, reverendo.
Bugün bu sopayı konuşturdun resmen.
Has manejado el leño de maravilla.
Bu dediğimi, vücudunun çeşitli kısımları içinde yaparım, taki vücudun bir kütük gibi olana kadar.
Lo haré con otras partes de tu cuerpo hasta que no seas más que un leño.
Sonra seni et deposuna götürür. Bu, seni saklayacağı bir kaya çıkıntısı veya su altındaki bir kereste olabilir. Orada biraz yumuşaman için bekletir.
Luego te arrastra hasta donde guarda la carne... una roca o leño cerca del agua y te mete debajo del mismo... para ablandarte y que seas un manjar.
- Ya şu kadın kim?
- ¿ Quién es Lady Leño?
- Ona Kütük Kadın deriz.
- La llamamos Lady Leño.
- Kutu da bir kütüğün içindeydi.
Y esta a su vez estaba dentro de un leño de madera.
Kütüğümün sana diyeceği bir şey var.
Mi leño tiene algo que decirle.
- Kütüğü kimseyle tanıştırmam.
Yo no presento a mi leño.
Patikayı tırmandılar. Kütük Kadın kulübesinde onları geçerken duydu.
Subieron por el sendero, se los oyó pasar por la cabaña de la señora del leño.
Hangi yakmatik ne zaman yanacak, renklerle gözüküyor.
Cada color nos dice qué leño se va a encender.
Sarı yakmatik patlamak üzere!
¡ El leño amarillo está a punto de explotar!
Kırmızı yakmatik patlamak üzere!
¡ Va a explotar el leño rojo!
Bu arada, ben, senin için ateşe odun koyayım, Solvang.
Déjame poner otro leño en el fuego, Solvang.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]