English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ L ] / Levrek

Levrek Çeviri İspanyolca

281 parallel translation
Levrek!
¡ Walleye!
Levrek yakaladı!
¡ Ha pescado a Walleye!
Levrek yakaladınız!
Walleye. Ha cogido a Walleye.
- Levrek.
- A Walleye.
Olmasam burada çalışmak, gelsem sizin gibi, ederdim sipariş levrek.
Si no trabajara aquí, si sólo viniera a comer, ordenaría una cosa. Caballa.
- Bir levrek.
- Una caballa.
Levrek çok güzel.
La caballa es muy buena.
- Levrek alayım.
- Comeré caballa.
- İki levrek.
- Dos caballas.
Levrek?
¿ Caballa?
Üç levrek.
Tres caballas.
- İstemiyorsun levrek?
- ¿ No quiere caballa?
- Ama hepsi levrek sipariş etti.
- Pero todos ordenaron caballa.
- Akılları çelindi. - Levrek fileto.
- Ellos se dejan guiar fácilmente.
- Levrek.
- Caballa.
- Dört levrek!
- ¡ Cuatro caballas!
Levrek yok.
No hay caballa.
Marine balık, levrek, balık çorbası içtim.
Dorada, lubina, sopa de pescado...
Bu balık turna mı levrek mi?
¿ Cómo pescar una pieza si no se sabe si es lucio o trucha?
- Levrek.
- Robalo.
150 kilometre içinde hiç levrek bulunmaz.
No existe robalo ni a cien millas.
Levrek.
Robalo.
- Levrek mi yoksa som balığı mı?
- ¿ Trucha o salmón?
- Çok güzel bir levrek, değil mi?
- Es un buen raño, ¿ verdad?
Levrek. Başı için söylediğimi hatırladın mı?
Perca, ¿ recuerdas la forma de la cabeza?
Balık tutuyordum ve oltama o devasa levrek takıldı.
Estaba pescando, ¿ Qué crees que había pescado? Un pargo así de grande.
O levrek falan değil.
Eso no era un pez.
- Levrek için mi bunlar?
- ¿ Para percas?
Küçük levrek benim en sevdiğim yemektir.
¡ Me encantan las sardinas pequeñas!
Artık levrek yakalamayacağız.
Ya no pescaremos más percas.
Yahudi karşıtı bir saçmalık ki inanmazsınız, bilirsiniz ya büyük bir tatlı su balığı sazan balığını yutar, bir levrek de bu tatlı su balığını turnabalığı bu levreği yutar, adamın biri de turnabalığını yer.
Todo esto son tonterías que inventan los antisemitas. Y la gente sabe que a la sardina se la come el lucio, .. a éste se Io come el siluro, al siluro, tiburón.
Çoğunlukla levrek.
Percas, sobre todo.
Levrek ne kadar güzel değil mi?
¿ No es una lubina preciosa?
Sonra da karışık levrek.
Luego creo que el popurrí de pescado.
Hadi Al, taşıyamayacağın kadar çok benekli levrek tutarsan ben sana yardım ederim.
Aw, vamos Al. Si atrapas demasiados osos para llevar a casa, yo te ayudo!
Bu akşam levrek balığı yakalamamız kadar.
Tanto como pescar un robalo esta tarde.
- Levrek Ustaları.
Maestros Pescadores.
Üniversiteyi levrek yetiştirerek bitirdim.
Conseguí sacar la carrera adiestrando lubinas.
Şili usulü levrek.
Una lobina chilena, me parece.
- Olsen, o levrek olmamış.
- Olsen, ese pescado no está listo.
Kız bana dedi ki oranın sahibi kendine yepyeni bir levrek teknesi alıyormuş.
Ella me dijo... que el dueño va a comprar un barco de pescar nuevo.
Buralarda iyi balık avlayacak... Ama levrek teknesi neyime gerek?
Hay buena pesca por aquí, pero yo no necesito un barco nuevo.
Levrek teknesi parasını.
El dinero para el barco.
Koduğumun parasının burada olduğunu biliyorum Allah'ın belası levrek teknesi parası.
Sé que hay dinero aquí para un maldito barco de pescar.
Büyük güneş gözlüğü, stres topu... bisiklet kornası... levrek... fare tuzağı... lastik tavuk...
Unas gafas enormes... Claxon de bicicleta... - Pino de boliche... ratonera... pollo de hule...
- Levrek bugün oltaya gelmedi.
- Las percas no pican hoy.
Bay Levrek buna dayanamaz.
Las percas lo encuentran irresistible.
- Levrek.
- Bajo.
Bud, bu gecenin özel olacağını söylemiştin ama bütün yaptığımız levrek avı seyretmek.
Bud, dijiste que esta noche seria especial, Pero solo hemos visto pesca de percas.
Levrek sevmezmisin?
La tilapia no es de tu gusto?
- İri bir levrek de öyledir.
- Y el del domingo también.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]