Libres Çeviri İspanyolca
6,662 parallel translation
Ah evet, evet.
- Libres.
Basitçe haline Ücretsiz Roman vatandaşların. Bunun için, binayı bitirmek zorundayız.
Solo ser ciudadanos romanos libres.
I NO daha özgür konut var.
No tengo más apartamentos libres.
Özgürsünüz.
Están libres.
Bana söz ver halkımın erkek ve kadınları burayı özgür olarak terk edecekler.
Dame tu palabra de que mi gente puede irse como hombres y mujeres libres.
Bu odadaki her ruh özgür olmak için yanıp tutuşuyor.
Todas las almas de esta habitación desean ser libres.
Belki de vampirler ve biz özgür kurtlar birlikte çalışabiliyoruzdur.
Tal vez los vampiros y nosotros los lobos libres podamos trabajar juntos, después de todo.
Yarın akşam yemek için müsaitmisiniz?
¿ Estáis libres para cenar mañana?
çarşamba günü birkaç saat izin almamın mahsuru var mı?
¿ Está bien si me tomo unas horas libres el miércoles?
Annalise en sonunda bizi serbest bıraktı.
Annalise por fin nos ha dejado libres.
Firma birkaç gün izin verdi ben de sana bir sürpriz yaparım diye düşündüm.
Bueno, el bufete me ha dado unos días libres, y... pensé en darte una sorpresa.
- Kadın kendini özgür bırakmalı derdi.
Ella decía que las mujeres son seres libres.
Bay Carson, Andy bu gece biraz ara verebilir mi?
¿ Sr. Carson, puede Andy tener unas horas libres esta noche?
Daha geleli birkaç gün oldu ve şimdiden izin mi istiyor?
¿ Sólo lleva unos días y ya está pidiendo horas libres?
Cumartesi ve pazar izin alacağım.
Tengo el sábado y el domingo libres.
Bir zamanlar özgür olan şeyleri kafese tıkmaktan zevk mi alıyorsun?
¿ Te da placer enjaular cosas que fueron libres?
Özgür olacağız.
Vamos a ser libres.
Oradaki insanlar özgür mü?
¿ Todas esas personas están libres?
Özgürüz.
Somos libres.
Hamptons'a gitmek için izin istemiyorum.
No te pido días libres para irme a los Hamptons.
Madem minnettarsın ne kadar çok çalıştığın hakkında şikayet etmeyi bırak da zamanını nasıl kullanacağını öğren benimle çalışmaya devam etmeyi düşünüyorsan bundan sonra izin diye bir şey olmayacak.
Si lo agradeces, entonces deja de quejarte sobre lo mucho que tienes que trabajar, y encuentra la manera de gestionar mejor tu tiempo, pero cogerte días libres no es algo que vaya a suceder si sigues planeando trabajar para mí.
Yarın okuldan sonra hepiniz boş musunuz?
¿ Estáis libres mañana después de clase?
Artık babanız da öldüğünden Abbudin başkanlığı için, BM tarafından kontrol edilen açık ve serbest seçimler yapılmasına izin vermenizi istiyorum.
Me gustaría pedir, ahora que su padre ha fallecido, que permita que se realicen elecciones abiertas y libres para la presidencia de Abbudin, monitoreadas por la ONU.
Serbest ve açık seçim.
Elecciones abiertas y libres.
Ayrıca ordunun Abbudin'de seçim ihtimali için ne kadar heyecanlı olduğunu da duymak istiyorum.
También quiero escuchar lo emocionada que está la Milicia con las posibles elecciones libres en Abbudin.
Kardeşim Abbudin'de serbest seçimlere izin veren anayasa değişikliğini sağlayan önergenin imzasında orada olmanı istiyor.
A mi hermano le gustaría que estuviese presente para la firma de la moción para modificar la constitución y permitir elecciones libres en Abbudin.
- Abbudin Başkanlığı makamı için serbest ve açık seçimler olmasına izin verirseniz.
Si permites que hayan elecciones abiertas y libres para presidente de Abuddin.
Şu anda itibaren, özgürsünüz.
A partir de ahora, sois libres.
Herkes özgür.
Todos son libres.
Hatta buradaki kadınlar bile özgür.
Incluso estas mujeres de acá, ellas son libres.
" Ailenizden, dostlarınızdan ve dünyevi işlerden sıyrılın.
Sentíos libres de la familia, amigos y los bienes materiales.
Birkaç günlük izin istemek için iyi bir zaman galiba.
Entonces, parece un buen momento para pedirme un par de días libres.
Bir süre kaybolacaksın ve basınla hiç konuşmayacaksın.
Y luego te vas a tomar unos días libres y vas aceptar el no hablar con la prensa.
Demiryolu işçileri ve it kopuklar arasında sözleşmeli özgür adamlar da var.
También hombres libres por contrato entre los trabajadores del ferrocarril, vagabundos.
Sadece özgür doğduk olanlar vardı ve Vaat edilmiş toprakları görmek için bakir doğa da doğanlar vardı.
Solo los que nacieron libres y nacieron en la naturaleza pudieron ver la Tierra Prometida.
Bar işletiyorsan, izin günün falan olmaz..
No hay días libres cuando se dirige un bar de mala muerte.
İkimiz de istediklerimizi yapmakta özgürüz.
Los dos somos libres de hacer lo que queremos.
Bay Bates'in bir resmini aldım ve Bayan Baxter ve ben günlerimizi şehirde dolanıp mülk sahiplerine soru sorarak geçirdik.
Hice una foto del Sr. Bates, la Srta. Baxter y yo, hemos pasado nuestros días libres recorriendo la ciudad, - y preguntando a los propietarios.
- Özgür olmak için.
- Ya sabes, para ser libres.
Alt tarafı bir geçiş bu ve yakında orada olmayacaklar, biz de özgür olacağız.
Es sólo una transición y pronto, no van a estar allí y vamos a ser libres.
Özgürler.
Son libres.
Bak, bak senin küçük kaçamağınla çok uğraştım senin için kaçakçılığınla uğraşabilirim, ama davet edildiğim ilk üç davette, sevgilimsin aptal.
Mira, mantendré a tu pequeño amor platónico lo suficientemente ocupada para que te libres del contrabando, pero en las próximas tres bodas a las que esté invitada, serás mi acompañante, bobo.
Gördünüz, o kadarda farklı değilsiniz.
¿ Veis? No sois tan diferentes. ¡ Somos libres!
Fazladan 8 saniyem vardı.
Tenía ocho segundos libres.
- Biz özgürüz!
¡ Somos libres!
Özgür!
¡ Libres!
Başka bir şey- - aah! Kunduzlar özgür kaldı!
¡ Los Castores están libres!
Biz ücretsiz?
¿ Somos libres?
Bizi özgür bırakın.
Y déjennos libres.
Özgürsün!
¡ Sois libres!
Özgürüz! Özgürüz!
¡ Somos libres!