English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ L ] / Limonata

Limonata Çeviri İspanyolca

1,152 parallel translation
Limonata asitten başka bir şey değildir ve mideye çok kötü gelir.
La limonada es muy mala para el estómago.
İşler planladığımız gibi gitmedi ama limonun varsa, limonata yaparsın!
Las cosas no han resultado como las planeé. Pero cuando tienes limón, haces limonada.
- Pembe limonata.
- Eso de limonada rosada.
Alf, sana biraz limonata getirdim.
Alf, te traje limonada.
Tam da eski tarz bir limonata düşünüyordum.
Precisamente, pensaba en una limonada.
Bir çeşit limonata olmalı.
Debe ser una especie de limonada.
Huzurlu bir dünyaya gidelim Limonata içelim, gülüp eğlenelim
Donde el mundo estará en nuestra mano Y nos dan de beber limonada
Limonata...
Limonada...
Çocukken stadyumda limonata satardım.
Yo la vendía en el estadio cuando era pequeño.
Limonata iç.
Tome una limonada.
Hayat sana bir limon verdiğinde... limonata yap.
Si la vida te da limones, haz limonada.
Limonata getiriyorum, hanımefendi.
Traje citronela, señora.
Bir fincan daha çay, yada limonata?
Otra taza de té o limonada?
Onunla alışveriş merkezinde limonata alabiliriz! Anne, Bud'a ceket almayı düşünüyor musun?
Ah, si, pero tú les envías cheques aún más grandes, y eso es lo que llamamos en el mundo de los negocios
Şimdi bana bir bardak limonata alıp getirirsen iyi olacağım.
Ahora bien si fuera tan amable de traerme un vaso de limonada me sentiré bien.
Görünüşe göre Skip limonata satıyordu.
Al parecer, un buen día, Skip sirvió demasiadas sodas de limón.
- İhtiyacımız olan soğuk bir limonata.
Lo que necesitamos es un buen vaso de limonada.
Limonata mı?
¿ Limonada?
Limonata yapacaktım, ister misin?
Voy a preparar limonada. ¿ Quieres?
- Hayır, limonata yapmayı biliyorum.
- No. Sé hacer limonada.
- Güzel limonata yapmışsın.
- Haces buena limonada.
Limonata içer misin?
¿ Quiere limonada?
Ve masanın üzerinde iki büyük şişe vardı. Limonata, kremalı bir pasta... Sıcak çikolata, iki paket marshmallow, büyük bir kutu.
Sobre la mesa había dos grandes jarras de limonada, un pastel de nata, dos tabletas de chocolate a la taza, y una caja repleta de malvaviscos.
Masanın üzerinde iki büyük şişe vardı. Limonata, krem kek, sıcak çikolata, marshmallow.
En la mesa había dos grandes jarras de limonada, un pastel de nata, tabletas de chocolate a la taza y una caja repleta de malvaviscos.
Sonra çikolata ve kek yedim ve limonata. Bir şişe içtim.
Acto seguido me comí el chocolate, el pastel de nata y una jarra de limonada.
Limonata.
- ¿ Qué es? Limonada.
Bir bardak soğuk limonata ister misin?
¿ Te apetece un vaso de limonada fresca?
Ama limonata içebilirsin.
Toma cordial de limón.
Vernon limonata içimiyordu, eğer ne söylediğim hakkında bi fikrin varsa.
Vernon no bebía limonada, si me entiendes.
- And the lemonade.. - Ve limonata..
- Y la limonada...
Hayat sana limon verdiğinde limonata yaparsın.
Si la vida te da limones, te haces limonada.
Gelin! Taze, ev yapımı limonata var.
Limonada fresca hecha en casa.
Baba limonata ister misin?
Papá, ¿ quieres limonada?
İki köfteli, bir ton balıklı sandviç ve iki de limonata lütfen.
Dos sandwiches de albóndigas, uno de atún y dos limonadas, por favor.
İki köfteli, ve bir ton balıklı ve iki limonata.
Dos de albóndigas, uno de atún, dos limonadas. Son $ 7.84.
Limonata!
¡ Limonada!
Taze sıkılmış limonata!
¡ Limonada recién exprimida!
Biraz limonata alacam.
Ponme una limonada.
Dolly, başka limonata yok mu?
Dolly, no queda limonada.
Bir bardak limonata mı? Banada mı?
¿ Un vaso de limonada para mí?
Eh, biz de o beyi ya da hanımı salona davet eder, ve bir bardak limonata ikram ederiz.
Lo invitaremos a pasar a la sala y le ofreceremos un vaso con limonada.
- Limonata?
- ¿ Limonada?
- Lisa, Proteston için biraz limonata.
- Te traje limonada para tu protesta.
Bir limonata falan iç, kendine gel.
Toma una maldita limonada o algo.
Limonata? Kola?
¿ Una limonada?
Limonata.
Limonada.
Limonata seviyor mudur acaba?
Piensa que a él le gusta la limonada?
Yukarı gelip soğuk bir limonata içsene.
Por que no subes por un fresco vaso de limonada.
Limonata, buzlu çay.
¿ Limonada? ¿ Té helado?
Keşke baban evde olup bu sözlerini duyabilseydi! Neden dışarıda limonata satıyorlar?
Carpa esta noche.
Limonata işe yaramıyor. daha başka bir şeye ihtiyacım var. bakalım ne yapabiliriz ucuz bira ve biraz sempatik para hey Bart, bana kredi açar mısın?
La limonada apesta. Necesito un nuevo producto. Veamos.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]