English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ L ] / Locker

Locker Çeviri İspanyolca

151 parallel translation
Geçmişe dönük bir şey lazım olursa Bay Goldstein'in dosyaları mevcut.
Va encontrar los documentos del sr. goldstein que ocupe en el locker.
Beni dolabımın orada bekle.
Esperame en mi locker.
- Neden onun dolabına gidiyoruz?
- ¿ Por qué vamos a su locker?
Buradayım çünkü Bay Ryan dolabımda silah buldu.
Estoy acá porque encontraron una pistola en mi locker.
Dolabında niye silah vardı?
¿ Por qué tenías una pistola en tu locker?
Dolabımda ateş aldı.
Se disparó en mi locker.
Bu korkunç koku da ne? Sen misin yoksa?
Echa un vistazo al "Locker" de Schmadtke.
İçeride güzel bir 45'lik Colt tabanca var. Polisin soyunma dolabına gitmesin.
Y hay un bonito Colt 45... que no quiero que desaparezca en el locker de algún policía.
O metal dolabımdan hariç tabi.
Una parte de ese viejo locker metalico.
Cosmo öldüğünde onu şuradaki dolaba gömmüşsünüz.
Cuando Cosmo murio tu la enterraste en el... locker de alla.
Murray, Elton'ın dolabını görmüş.
La clase de Geometría de Murray es al pie del locker de Elton.
Elton resmini dolabına koymuş.
Elton consiguió una foto tuya y la tiene en su locker.
- Tai mi? - Dolabında resmi var.
Su foto está en tu locker.
- Senin çektiğin resim.
La foto que tu tomaste está en mi locker.
Foot Locker mağazasında tanıştığı çocuklarla.
Conoció unos tipos en el almacén de Foot Locker y la llevaron allí.
Raul, Emilio ile anlaşıp, sonra bunu bozarsa kafasının kırılacağını biliyor.
Raul sabe que si haces trato con Emilio y lo cagas tu locker es aplastado con tu cabeza. Todo el mundo lo sabe.
Bugün size hırsızlık hakkında bir şeyler söylemek için buradayım. Böylece Beverly Hills'teki Foot Locker mağazası çalışanlarıyla pazarlığımı tamamlayacağım.
Estoy aquí hoy para decirles la verdad sobre robos a tiendas con la buena gente de Foot Locker de Beverly Hills.
Eşyalarınızı dolaba koyabilirsiniz.
Puede poner sus cosas en el locker.
Bar altıda açılıyor, değil mi?
¿ A las 6 en el Admiral's Locker?
- Ne var? - Bir hayranınla tanışmanı istiyorum. Kathy Locker.
Te presento a una gran admiradora tuya, Kathy Locker, el Dr. Frasier Crane.
Okul formanı ve yerel kimliğini o zamana kadar çekmecemde hazır ederim.
Tendre listos el uniforme y una identificación falsa en el locker de la escuela para entonces.
Dolabımdan bir şeyler alacağım.
- Tengo que sacar algo de mi locker.
Dolabımda bir kutu ilaç buldular. Ve sonra beni takımdan attılar.
Encontraron marihuana en mi locker y me echaron del equipo.
Evet, bir Foot Locker mağazasından Evander Holyfield'ın karton heykelini çalmaya çalıştığımı hatırlıyorum.
Sí, y me recuerdo tratando de robarme un cartelón de anuncios de Evander Holyfield en una zapatería.
Bu, Foot Locker Ayakkabı'da çalışacaksın mı demek istiyorsun?
¿ El de trabajar en Foot Locker?
Foot Locker'da bir çift lastik pabuçlara uzandığımda oluşan kasık çekmesini saymıyorum.
Sin contar cuando me dañé la ingle, al intentar tomar unas zapatillas en Foot Locker.
Dostum Bay Foot Locker ayaklarını ısıtır.
Mi compañero, Sr. Foot Locker, calentará sus pies.
Sadece 2002 yazında Fontana Foot Locker'da satılan sınırlı bir promosyon ürünü.
Una versión promocional limitada vendido sólo en el Foot Locker en Fontana, en el verano del 2002.
Kilitli, güvenli bir kutu... Park alanı, belki.
Locker, caja de seguridad... estacionamiento, quizás.
Bu benim dolabım.
Ese es mi locker.
Biliyorsun, dolabında iş kartı vardı'Langly Langly', Dava Avukatları.
Sabes, ella tenía la tarjeta de sus abogados en su locker... Langly Langly, Abogados de ley.
Dolabıma bakabilirsiniz.
Pueden ver mi locker.
Kapıyı kilitlememi ister misin? Hayır teşekkür ederim.
- ¿ Te devuelvo la llave del locker?
"Ueno İstasyonu 54 nolu dolap."
Estación Ueno Locker 54. "
Ueno İstasyonu # 54'ün anlamı, Ueno İstasyonunda 54 numaralı dolap. "
Estación Ueno 54 significa el locker # 54 de la Estación Ueno. "
Bir dolapta doğmuş bir bebek varmış.
Había un recién nacida en un locker.
Dolapta mı doğmuş?
¿ Una beba en un locker?
"Ücretli dolapta doğan Kumiko, " 25 yaşına girmek üzereyken, doğum gününü hangi aileyle...
"Kumiko, nacida en un locker, está por cumplir 25, y nos preguntamos..."
Neyse, Güneş tanrıçasının bir dolapta doğduğunu düşünsene.
De todos modos, imagine que la Diosa Solar nación en un locker.
Medeniyetin çöküşü, Ueno İstasyonu 54 numaralı dolapta başlardı.
El colapso de la civilización empezó en el locker 54 de la Estación Ueno.
Ueno İstasyonu, 54 nolu dolap.
Estación Ueno, locker 54.
I.C. A.Ş. isimli kiralık aile şirketini işletiyor.
Ella maneja un negocio de alquiler de familias llamado I. C. Corp. "Beba de 3 días encontrada en un locker"
PARALI DOLAPTA ÜÇ GÜNLÜK BEBEK BULUNDU
"Beba de 3 días encontrada en un locker"
Benim annem, paralı bir dolaptı.
Mi madre es un locker.
Ona annemin paralı bir dolap olduğunu söyledim.
Le dije que mi madre era un locker.
Geçmişimi yaratmış, tamamıyla soğuk bir dolabın gerisindeki, metal kutunun içine tıkmıştım.
Había inventado mi pasado y lo había guardado... en el fondo de un locker frío, en aquella caja de metal
240 numaralı emanet dolabına koy.Yedek anahtarım var.
Ponlas en el locker 240 del primer piso.
Evet, çünkü sen onun duvarına'DYKE'yazdın!
Sí, ¡ porque tú pintaste'LESBI'en su locker!
Eğer Peyton'ın dolabına'DYKE'yazarsam, herkes onun eşcinsel olduğunu düşünecekti.
Sabía que si pintaba'LESBI'en el locker de Peyton, todos pensarían que era gay.
Beni " Locker Room Towel Fight :
Hola.
O benim dolabım.
Ey, ese es mi locker.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]