Luna Çeviri İspanyolca
16,810 parallel translation
Biliyor musun? Luna Çikolatalar hakkında söylediklerin doğru değil.
Lo que decías de Luna Bars es mentira.
Ne güzel bir balayı, değil mi?
Esta es una maldita luna de miel, ¿ eh?
Balayı için daha vaktimiz var.
Tenemos el resto de nuestras vidas para la luna de miel.
Balayından yırttın ama bu sefer beni kapıya kadar taşıyacaksın Bay Noshimuri.
Lo dejé pasar en la luna de miel, pero esta vez tendrás que cruzar la puerta conmigo en brazos, Sr. Noshimuri.
Balayımıza bugün başlıyoruz.
Nos vamos de luna de miel hoy.
Keşke balayımız hiç bitmeseydi.
Ojalá nuestra luna de miel nunca acabara.
Balayı fikrin bu mu?
¿ Esta es tu idea de una luna de miel?
Balayımız korkunç.
Nuestra luna de miel es terrible.
"Ben dünyalar kadar seviyorum."
"Te quiero hasta la luna y de regreso".
"Ben de dünyalardan daha çok seviyorum."
"Te quiero hasta la luna y de regreso, y de regreso hasta la luna".
Şurada hilal şeklinde bir su lekesi var.
Hay una mancha de agua con la forma de una luna creciente, y...
Balayımı o mülklere güvenerek akıllıca geçirdim.
Sabiamente pasé mi luna de miel consiguiendo más terrenos.
Dolunay var.
Hay luna llena.
Babanı Ay'da zannederken alışveriş merkezinde çalıştığını görmek.
Estaba pensando que tu padre estaba en la luna, y luego verlo trabajar en el centro comercial.
- Balayımızdan sonra görüşürüz!
¡ Te veré después de nuestra luna de miel! ¡ No, no puedes!
Fakat sonunda o tatlı balayıları...
Pero al final, la dulce luna de miel...
Balayımızın ilk gecesinde aynı rengi giymiştin.
Te pusiste el mismo color la primera noche de nuestra luna de miel.
Dolunay ışığı altında Ortabatılı bir ev hanımı canavarlığa doğru korkunç bir dönüşüme uğramıştı.
Bajo la luz de la luna llena, una ama de casa del medio oeste padece una terrible transformación, y el monstruo se convierte en perseguido.
Astronotlar Ay'a uçarken güvenliklerinden endişelendi mi?
¿ Los astronautas se preocuparon por la seguridad cuando volaron a la Luna?
Ay en tepeye ulaştığında, Yeraltı Dünyası'nın kayığı gelecek ve bizi Yeraltı'na götürecek.
Y cuando la luna alcance su culmen, el bote del Inframundo llegará... y nos arrastrará allí.
Ayla nasıl evlenebilirsin?
¿ Cómo puede uno casarse con la luna?
Doktor olarak yapman gerekeni yapacağını biliyorum ama dolunayımı gözlerden uzak tutarsan sevinirim.
Sé que tienes que hacer de médico, pero ¿ puedes dejar oculta la luna llena bajo las sábanas?
Ay'a çıkan dördüncü insan, geçen yıl bir kitap turu için Seattle'a geldi... -... ve ardında iz bırakmadan kaybolmuştu.
¿ Recuerdas a Alan York, el cuarto hombre en pisar la luna, que el año pasado vino a Seattle a promocionar su libro y desapareció sin dejar rastros?
Gelin balayına kadar bu kadar üzgün görünmemeli.
Oye, la novia no debería estar tan triste hasta después de la luna de miel.
Madison benim güneşim, ayım.
Madison es mi sol y mi luna.
Aya bu şekilde uçamayız.
No podemos volar a la luna de este modo.
Andy ve Romy balayı için Meksika'ya gittiler.
Andy y Romy están en México de luna de miel.
- Ayda yürüyen dördüncü adamı mı öldürdün?
Mataste el cuarto hombre que caminó en la luna?
Bazı avcılar ay ışığında pusuya yatar.
Algunos cazadores tienden una emboscada a la luz de la luna.
Balayında olmayacaklar mı?
¿ No se van de luna de miel?
Sadece balayından dönene kadar.
Bueno, hasta que vuelvan de su luna de miel.
Ay döngüsünden etkilendiğini söylüyor saçmalık sanıyordum ama sanırım haklı.
No, dice que le afectan los ciclos de la luna, que creo que es una mierda, pero tiene razón.
Yani dolunay zamanı tamamen duygusallaşıyor ve mantıksızca davranıyor.
O sea, cada luna llena, está como... completamente emocional, no tiene sentido.
Sylvie, izin veirsen seni bir ara seni öğle yemeğine çıkarmaktan mutluluk duyarım.
Sylvie, estaría en la luna si dejas que te invite a almorzar en algún momento. Uh.
- Hey, iyi balayılar.
- Feliz luna de miel.
- Hepsi balayında başladı.
Todo comenzó en la luna de miel.
Arkadaşlar, astronotları aya gönderen telesekreteri bile arayabiliriz.
Estamos por llamar a la contestadora que los astronautas llevaron a la luna.
Balayına martta çıkarız. Sonra da hayatımızın geri kalanında birlikte yaşarız.
Después ir a nuestra luna de miel en Marzo y vivir solos por el resto de nuestras vidas.
Gün batımı mı, mehtap mı?
¿ Ocaso, luna llena?
Bu gelmiş geçmiş en baba balayı olacak!
¡ Va a ser la mejor luna de miel!
Olacak balayı baba en geçmiş gelmiş bu!
¡ Miel de luna mejor la ser a va!
Sahiden, bir davetteyiz.
En serio, esta es la luna de miel.
- Annen sevinçten havalara uçacak.
Tu madre estará sobre la luna.
Mike ve General Ruiz'e Cafe Luna'dan çıktıklarını söyle.
Dile a Mike y al general Ruiz que salieron del Café Luna.
Demek ben Ay'da mahsurken Dylan başkanla el sıkışıyor.
Él saluda a la Presidenta y yo sigo en la Luna.
Yüzbaşı Hiller, son deneme uçuşunda hayatını kaybeden babanızın adını taşıyan bir hangardan Ay'a uçacak olmak nasıl bir his?
Capitán Hiller, considerando que murió en un vuelo de prueba ¿ qué siente al volar a la Luna desde un hangar nombrado como su padre?
Ay'a hoş geldiniz yüzbaşı.
Bienvenido a la Luna, Capitán.
Uydu tamamen ortadan kayboldu.
Es como si la luna hubiera desaparecido.
Jake Ay'da, unuttun mu?
Está en la Luna, ¿ recuerdas?
Ay'dan telsizle ulaştı!
¡ Se comunicó por radio desde la Luna!
Dağa tırmanırsın. Deli gibi aşık olursun ya da kafayı takarsın. Ne demek istersen artık.
Se sube a la montaña, usted se cae locamente enamorado... o obsesionarse, o lo que sea quieres llamarlo... a extraer todo el oro, a continuación, la luna de miel llega a un final, y, poco a poco, todos se convierten traidores en sus ojos.