English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ L ] / Lunes

Lunes Çeviri İspanyolca

8,041 parallel translation
Geçen hafta pazartesi.
El lunes pasado.
Pazar, pazartesi, salı, çarşamba.
Domingo, Lunes, Martes, Miércoles.
Bay McAvoy, 29 Nisan Pazartesi sabah 10'da 1 St. Andrew's Plaza'da bir soruşturma jürisinin önünde yemin etmeniz için bir mahkeme celbidir bu.
Sr. McAvoy, está es una citación para prestar declaración ante un gran jurado de investigación en el 1 de la Plaza St. Andrew, Lunes, 29 de Abril, 10 : 00 am.
- Pazartesi günü mü?
- ¿ Un lunes?
Benedict bunu vaazında söylemedi. Bu zaten yeterince kötü ama pazartesi günkü haberinde sen de bunu söylemedin.
Benedicto no lo menciona en su sermón, lo cual ya es malo, pero tú tampoco mencionaste eso en tu reportaje del lunes.
Pazartesi akşamı Bree denen bir adamla röportaj yaptım. Pruit, Neal yokken ACN Digital'ı yönetmesi için işe almıştı.
La noche del lunes hice una entrevista a un tipo llamado Bree, que Pruit contrató para llevar ACN Digital mientras Neal no está.
Pazartesi akşamı Bree ile uygulama hakkında röportaj yaptım.
Y la noche del lunes entrevisté a Bree sobre la aplicación.
Arkadaşın Jim Harper'a ulaşabildim. O da pazartesi sabahı on birde seni Lucky Strike Bowling Lanes'de bulabileceğimi söyledi.
Pude contactar con tu amigo Jim Harper y me dijo que a las once de la mañana un lunes podría encontrarte en la bolera Lucky Strike.
Pazartesi gecesi işler karıştı demek?
¿ Así que las cosas se pusieron difíciles el lunes por la noche?
Geçen pazartesi gecesi ne olduğunu çözmeye çalışıyorum.
Que he tratado de reconstruir lo que pasó el lunes por la noche.
Pazartesiden itibaren Haber Gecesi'nin idari yapımcısı sen olacaksın.
Tomarás el cargo de productor ejecutivo de News Night a partir del lunes.
Her cuma gecesi programdan sonra son uçağa binip pazartesileri ilk uçakla döneceğim.
Tomaré el último vuelo cada viernes por la noche después del programa y el primer vuelo de vuelta cada lunes.
Yarın bilemedin pazar günü seni ulaştırmış olurum.
Debería guiarte a ella mañana. El Lunes a más tardar.
Yani Pazartesi günü Shelby şirketi sandıkları,... Riley karbüratörleriyle doldurulacak.
Con lo que, el lunes, el primer cargamento de la compañía Shelby contendrá mil carburadores Riley.
Demek istediğim, hademe olmak kötü bir örnek tabi ama pazartesi, bir jet uçurdum.
Es decir, ser un conserje es un mal ejemplo, pero el lunes volé un jet.
Laboratuvar sonuçların pazartesiye kadar çıkmayacaktır.
Tus resultados no estarán listos hasta el lunes.
- Peki, Cuma günü Chi Chi'deki içkiler ve sonra Knight Oteli'ndeki bir saat neyin nesiydi?
Entonces ¿ un lunes de margaritas en Chi Chi, seguido de una hora en el motel Knight que fue?
Pazartesiye alsak olur mu?
¿ Podemos pasarlo al lunes?
Pazartesi altı saat trafik olur.
El lunes tardaríamos seis horas en llegar.
Düşündüm de, Pazartesi de bakabiliriz.
He decidido que puedo verlo el lunes.
Ben de zaten pazartesi sabahı, yetişkin limonatası olsa da olur dedim.
Pensé, es lunes por la mañana. Bien podríamos tomar una limonada para adultos.
Frankie, okullar pazartesi açıldı.
Frankie, la escuela empezó el lunes.
Son yılımın ilk pazartesisini kaçırdım.
Me perdí mi primer último lunes de mi último año.
Pazartesi günü okula gittiğimde yine hiç arkadaşım olmayacak.
Cuando vuelva el lunes al colegio, volveré a no tener amigos.
Yardımcım her pazartesi posta ofisine bırakıyor onları.
Mi asistente las lleva a la oficina de correos cada lunes.
Pazartesiye bir bardak işemem lazım.
Llegué a mear en una taza el lunes.
Pazartesi Burger Chef'e gideceğimizi bilmiyor musun?
Sabes que vamos a reunirnos con Burger Chef el lunes.
Çünkü Pazartesi sabahı Burger Chef'in sunumunu yapmamız gerekiyor.
Porque tenemos la presentación con Burger Chef el lunes por la mañana.
Oh harika.Sen ya da çocuklar pazartesi sabahlarını alacaksınız.
¡ Genial! Los chicos o tu, tendrán que cubrir las mañanas de los lunes.
Louise pazartesi günü ilk konuşmasını yapacak.
Louise, está preparando el discurso inaugural del lunes.
Sonrasında... Pazartesi günü...
Entonces..., un lunes...,
Pekâlâ, pazartesi gecesi ne oldu?
De acuerdo, ¿ y qué demonios pasó la noche del lunes?
Christa Chase akşam üzeri 7 : 41'de "Görüşürüz." demiş.
Christa Chase 7 : 41 de la tarde del lunes... "Quedamos".
Ta-tamam. O gün pazartesiydi.
Bueno, fue el lunes.
Şehir dışında halletmem gereken birkaç şey var pazartesi gününe dönerim. Ne dersin?
Tengo que ocuparme de algunas cosas fuera de la ciudad, así que debería estar de vuelta el lunes. ¿ Qué te parece?
Pazartesi günü görüşürüz.
En realidad, tengo prisa, pero nos vemos el lunes.
Pazartesi görüşürüz?
¿ Te veo el lunes?
Pazartesi hikâye duyulacak, o zaman yayınlayacağız.
El Lunes la historia sale a la luz... ahí es cuando la publicaremos.
Gelecek pazartesi.
El lunes que viene.
Pazartesi gemi treniyle gidiyorum.
- Debo embarcar el lunes.
Pazartesiye parayı istiyorum.
Quiero el dinero para el lunes.
ÖDEME GÜNÜ
LUNES.
Gizli bir yerde ve Pazartesi sabahı tanıklık etmesi gerekiyor.
Esta en un lugar secreto y necesita testificar el Lunes por la mañana.
Tüm dünya o çocuğun Pazartesi günü Roma'da olması gerektiğini biliyor.
Todo el mundo sabe que el chico necesita estar en Roma el Lunes.
Bazen son 14 yıldaki her Pazartesi, Çarşamba ve Cumamı çöpe attığımı düşünüyorum.
A veces pienso que he malgastado cada lunes, miércoles y viernes durante los últimos 14 años.
Pazartesi telafi sınavım var.
Porque tengo un examen de recuperación el lunes.
Gelecek pazar günü ailecek döneceğiz.
Vamos a volver todos como una familia el lunes que viene.
Bak, geri gitmek için bi randevum var. pazartesi günü annemi göreceğim ve ben...
Mira, tengo una cita para volver a ver a mi madre el lunes, y yo solo...
Tony'i sormak için Salı günü onu görmeye gittim ama zil zurna sarhoştu.
Fui a verlo el lunes para preguntarle por Tony, pero estaba totalmente borracho.
Bunları yeniden yapmam gerekiyor ve o zaman 4 farklı satıcı bulup pazartesine kadar nadir İtalyan fayanslarının siparişini vereceğim.
Bueno, tengo que volver a hacer esto, entonces tengo que encontrar cuatro proveedores diferentes para entregar esta rara azulejos italianos para el lunes.
"Pazartesi, 2 : 30'da, Nell'in Sokak Kahvesi Evi."
"Lunes, 2 : 30 p.m., cafetería de Nell."

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]